Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Berlin’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadisle gerçekleştirdiği üçlü görüşmenin ardından değerlendirmelerde bulundu.
“Rayından çıkmış görünen bir treni yeniden doğru raya oturttuk diyebilirim” ifadesini kullanan Akıncı, BM Genel Sekreteri’nin gayrı resmi 5+1 toplantı için çalışma yapacağını ancak bunun için gerek Kıbrıs’taki gerekse garantör ülkelerdeki durrumu da dikkate alarak aceleci davranmayacağını belirtti.
Akıncı şu değerlendirmelerde bulundu:
“BM Genel Sekreteri’nin davetiyle geldiğimiz Berlin’de önce ayrı ayrı daha sonra Anastasiadis’le birlikte üçlü olarak biraraya geldik. Uzunca bir süre konular enine boyuna konuşuldu ve değerlendirildi. Ardından da içinde bulunduğumuz nokta, Sayın Genel Sekreterin açıklamasıyla kamuoyuna duyurulmuş oldu.
Kanaatimce olumlu bir adımdır burada atılan. Rayından çıkmış görünen treni doğru rayına yeniden yerleştirdiğimizi düşünüyorum. Tabii sadece rayına yerleştirilmiş olması yeterli değil, çözüm istasyonundan doğru yol alması ve oraya varmasını temin için el birliğiyle çalışılması gerekir kanaatindeyim. Sayın Genel Sekreterin sürece katılımı son derece önemlidir. Hatırlanacağı gibi Crans Montana’dan sonra yaşananlardan sonra 2 yılı aşkın süredir Genel sekreter sürece doğrudan dahil olmakta isteksiz davranmıştı. Kendisi içinde bulunulan koşullarda doğrudan devreye girmeyi de gerekli gördü. Bunun önemli nedenleri olduğunu değerlendiriyorum. Bir tanesi de Doğu Akdeniz’de yaşananlardır diye düşünüyorum. Bilindiği gibi Rum tarafının tek yanlı girişimi nedeniyle bir gerginlik yaşanıyor. Bu gerginliğin aşılması için Kıbrıs sorununun çözümünün ne kadar öneli olduğunu Genel Sekreter de değerlendiriyor ve bu çerçevede Kıbrıs yeniden Kıbrıs konusuna eğilmeyi gerekli gördü. Biz de onun bu sürece katılmasından memnunuz ve devam etme kararlılığı olduğunu da görüyoruz. Gerek tümüyle tamamlanmamış olan referans kavramlarının sonuçlandırılmasında, gerekse, garantör ülkelerle de istişare ederek beşli (5+BM) konferansın da uygun bir aşamada toplanabilmesi için hazırlık sürecini sürdürecek. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Genel Sekreterin süreçteki devamlılığı son derece önemlidir.
ARTIK UZAYIP GİDEN BİR SÜREÇ OLMAYACAK
“Kamuoyuna yansıyan açıklamada stratejik anlaşma hedefinin altının çizilmesi ve modaliteye ilişkin söylenenler önemlidir” şeklinde konuşan Akıncı, “Artık uzayıp giden bir süreç sözkonusu olmayacak, aşamalandırılmış, anlamlı ve sonuç odaklı bir müzakere sürecinden ve stratejik bir anlaşmayı hedefleyen bir süreçten söz ediliyor. Dolayısıyla artık ucu açık süreçlerin geçmişe ait süreçler olduğu bu ifadelerle bir kez daha kendini gösteriyor.” dedi.
“Herhangi bir çözümün siyasi eşitliği ve etkin katılımı içermesi gerektiği de bu açıklamada yer alıyor” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Genel Sekreter’in 6 maddesinin hangi tarihli çerçeve olduğu tartışmalarının da artık geride kaldığını ifade etti.
SİVİL TOPLUM MUTLAKA DEVREDE OLMALI
Akıncı açıklamasını şöyle sürdürdü:
Tabii ki şu anda vardığımız nokta olumlu bir nokta. Ancak geleceğe yönelik olarak çalışılması, herkesin üzerine düşen yapması gereken bir aşamadayız. Bunun zamanlamasını da elbette çok dikkatli yaparak, Genel Sekreterin taraflarla ve garantörlerle de yürüteceği çalışmalar çerçevesinde iyi zamanlanmış bir süreci yaşamamız gerekiyor. Bu süreçte ben şuna inanıyorum ki toplumlar, siyasi partilerin yanısıra sivil toplum mutlaka devrede olmalı ve sorunlarına sahip çıkmalıdır. Kıbrıs’ta her iki toplumun da özgür toplumlar olarak barış, huzur, eşitilik, güvenlik, birbirlerine tahakküm etmeden yaşayabilecekleri ve bu yeni yaklaşım içerisinde Türk-Yunan dostluğuna, Türkiye’nin AB sürecine de katkı yapabilecekleri yeni bir dönemi başlatmaları mümkündür.
BULUNACAK ÇÖZÜM İKİ TOPLUMLU, İKİ KESİMLİ FEDERAL ÇÖZÜMDÜR
Bulunacak çözüm, iki kesimli iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı bir federal çözümdür. Bunun asıl sahipleri ev bunu yaşanır kılacak olanlar iki halktır, iki toplumdur. Bunu ne kadar benimser ve sahip çıkarlarsa bu çözüm o kadar yaşam bulacaktır diye değerlendiriyorum. Geldiğimiz eşikte bu olumlu adımın hayırlı olmasını diliyorum.
BEŞLİ KONFERANS İÇİN ACELECİ OLUNMAYACAK
Beşli konferansla ilgili inisiyatifi yürütecek olan Sayın genel Sekreterdir. Sayın Genel Sekreter herhangi bir tarih telaffuz etmedi. Ama Garantör ülkelerden birinde bir Brexit süreci yaşanıyor, KKTC’de 4-5 ay içinde seçim var. Yunanistan’da hükümet yeni. Türkiye’nin de kebdien özgü pozisyonları var. genel Sekreter hem her iki taraf hem de garantörlerle diyaloglarını sürdürecek. Bir yandan referans kavramlarıyla ilgili katkı yapmaya çalışırken bir yandan da 3 garantör, 2 Kıbrıslı toplum ve BM’nin hazır olacağı beşli gayrı resmi toplantı için hazırlıklarını yapacak. Bu hazırlıklarını yaptıktan sonra tarih belli olacak.
BM GENEL SEKRETERİ’NİN AÇIKLADIĞI FORMÜL DE FEDERASYON
Çözümün federasyon temelinde olması yönünde, BM zemininde yürütülen bir çalışma sözkonusudur, Güvenlik Konseyi’nin defalarca aldığı kararlar sözkonusudur, iki toplumun altında imzası bulunan mutabakatlar sözkonsudur. Gerek 11 Şubat 2014 olsun gerekse Denktaş-Makarios zamanından günümüze gelen süreçlerde üzerinde mutabık kalınan hususlar vardır. Ve en son yürütülen Crans-Montana’ya gelinen süreçte BM parametreleri çerçevesinde varılan uzlaşılar vardır. Bütün bunlar hep siyasi eşitliğe dayalı iki toplumlu iki kesimli federsyonu öngörmektedir. Bugün Genel Sekreterin açıkladığı formül de budur.
Bunun dışında farklı düşnceler ve görüşler olabilir. Ancak resmi olarak BM nezdinde Kıbrıs Türk tarafının, liderinin halkından aldığı yetkiyle yürütmekete olduğu müzakere sürecinin zemini iki kesimli iki toplumlu federasyondur.
LUTE’UN GELMESİ KONUSUNDA BİR PROGRAM YOK
Sayın Lute’un bugünlerde yeniden adaya gelmesi konusunda herhangi bir program yapılmış değil. Biraz da gerçekçi olmak lazım. KKTC’de birkaç ay/hafta içinde artık seçim atmosferine girileceğini söylemek yanlış olmaz herhalde. Öyle inanıyorum ki bu hazırlıklar yapılacak ancak çok da aceleci olunmayacak. Beşli konferansın en geç önümüzdeki yıl toplanacağı konusunda tereddütüm yok.
LİDERLERİN ROLÜ ÖNEMLİ
Bizim son dönemlerde üzerinde ısrarla ve istikrarlı şekilde durduğumuz konu BM parametrelerine sıkı sıkıya bağlı kalan Kıbrıs Türk tarafının bu pozisyonunun dünyaca ve özellkle BM tarafından iyice algılanmasını sağlamaya yönelik oldu. Bunun dışına taşan tarafların bunun içine çekilmesinin gerekli olduğunu ve bunda BM örgütüne de görev düştüğünü anlatmak ve bunu gereğini istemek oldu. Sayın Genel Sekreter bunun bilincinde ve bu gibi konularda katkı yapmaya hazır. Bundan sonraki süreçlrde liderlerin rolü önemli. Kıbrıs Türk ve Rum liderleri mutlaka halklarını toplumlarını barışa hazırlamalı, mesajlarını o yönde vermeli. Siyasi eşitlik nedir, etkin katılım nedir, bunların federasyon çerçevesinde ne anlama geldiğini ve kendi toplumlarını hazırlamalarının ne kadar önemli olduğunu anlatmaları gerekir.”