spot_img
14.8 C
Lefkoşa
spot_img

AKINCI: “GERÇEKÇİ VE YAPICI TUTUMUMUZU SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çağrısıyla 25 Kasım’da Berlin’de üçlü bir toplantı gerçekleştirileceğini anımsatarak, bu toplantıda her zaman olduğu gibi meşru hak ve çıkarları koruma kararlılığı içerisinde, gerçekçi ve yapıcı tutumlarını sürdüreceklerini belirtti. 
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs sorununun adadaki iki toplumun eşitliğini, güvenliğini ve özgürlüğünü teminat altına alan iki kurucu devlete dayalı adil ve kalıcı federal bir çözüme kavuşturulmasına yardımcı olabilecek her ortamı ve fırsatı değerlendirmek, en başta halkımıza karşı sorumluluğumuzdur. Ben sorumluluğumun bilincinde olarak Berlin’de bulunacağım. Umarım muhatabımın tutumu da aynı olur” dedi. 
Akıncı, yaptığı yazılı açıklamada,  Berlin’de yapılacak üçlü görüşme ve şahsına yöneltilen eleştirilere de yanıt 

“SÜREKLİ AYAR VERME TELAŞIYLA HAREKET EDENLERE TAVSİYEM, YÜZLERİNİ HALKA DÖNMELERİ VE TOPLUM İRADESİNE SAYGI GÖSTERMELERİDİR”
“Böylesi bir görüşmeden önce, içimizde ısrarla sergilenen kimi yaklaşımlar karşısında ise daha fazla sessiz kalmak mümkün değildir” diyen Akıncı, şunları kaydetti: 
“Örneğin daha önce Kıbrıs Türk halkının iradesini temsil etmediğimi iddia ederek Berlin’e gitmemem yönünde çağrı yapan Başbakan, şimdi ise, Kıbrıs Türk halkını ve ülkenin tamamını temsil etmekte olduğumu söyleyerek, Berlin’de sözlerime dikkat etmem gerektiğini belirtmektedir.
Elbette herkesin ağzından çıkacak olanları önceden ölçüp tartması gereklidir. Hayatım boyunca önce konuşup sonra düşünenlerden olmadım. Ya da sufle alarak konuşma ihtiyacı hissetmedim. 
Ben Kıbrıs Türk halkının ne istediğini; Kıbrıs Türk halkı ise benim ne için çalıştığımı, nerede nasıl konuştuğumu iyi biliyor. Kendi kafalarındakini başkalarına empoze ederek, sürekli ayar verme telaşıyla hareket edenlere tavsiyem, yüzlerini halka dönmeleri ve toplum iradesine saygı göstermeleridir.”

“HEM GERÇEKLERDEN HEM CİDDİYETTEN UZAK BİR TAVIR”
Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti: 
“Öte yandan son zamanlarda İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, düzenli olarak şahsıma yönelik gerçekleri çarpıtarak bazı suçlamalar yönelttiği ve bu şekilde gündem yaratmaya gayret ettiği dikkat çekiyor. Son olarak işi öyle bir noktaya taşımıştır ki, haksız suçlamaları daha fazla yanıtsız kalamaz.
Göreve seçildiğim ilk günden beri, Kıbrıs sorunun çözüme kavuşturulabilmesi için, oturup beklemeden, inisiyatifler alarak ve fırsatlar yaratmaya çalışarak hareket ettim. Kıbrıs Türk tarafı benim dönemimde aktif bir şekilde sürecin içinde ve hatta yeri geldikçe sürecin sürükleyicisi oldu.
Bütün bunlar yaşanırken elbette Türk tarafının bir bütün olarak hareket etmesinin önemini bilerek davrandık. KKTC olarak her aşamada Türkiye ile istişare içinde olduk, görüşlerimizi anlattık, görüşlerden istifade ettik. Bazı durumlarda inisiyatif almamız gerektiğinde de bunu yapmaktan çekinmedik. Kıbrıs, beşli konferans aşamasına böyle ulaştı. Orada da gerek kendi içimizde, gerekse Türkiye ile yakın istişare içinde çalışıldı.
Bunca gelişmeden sonra Kıbrıs sorununun halen niçin çözülemediğini anlamak için derin analizlere gerek yoktur. Buna karşın ‘Akıncı’nın Türkiye olan ilişkileri Kıbrıs’ta çözümü imkansızlaştırıyor’ demek, hem gerçeklerden hem ciddiyetten uzak bir tavırdır.”

“UYUM, İLKELERDEN SAPMADAN FARKLI GÖRÜŞLERİN AÇIKÇA İFADE EDİLEREK SENTEZE ULAŞILMASIYLA SAĞLANIR. BUNUN OLMADIĞI YERDE UYUM DEĞİL, BİAT VARDIR”
Türkiyeli yetkililerle her konuda aynı düşünmenin mümkün olmadığı gibi zorunlu da olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun demokrasinin en doğal sonuçlarından biri olduğunu ifade etti.  
Akıncı, Kıbrıs Türk tarafından kaynaklanan herhangi bir diyalog eksikliğinin de söz konusu olmadığını belirtti ve şu ifadeleri kullandı: 
“Kendi görüşünü ve duyarlılıklarını ifade etmemeyi ‘iyi ilişkinin’ reçetesi sayan siyaset anlayışları da olabilir. Ben hiçbir zaman bu anlayışı benimsemedim. İyi bir ilişkinin ilk şartı eşit iletişim, dürüstlük ve açıklık olmalıdır. Uyum, ilkelerden sapmadan farklı görüşlerin açıkça ifade edilerek senteze ulaşılmasıyla sağlanır. Bunun olmadığı yerde uyum değil, biat vardır ve bu anlayışın hiçbir tarafa yararı yoktur. 
KKTC Cumhurbaşkanı, Kıbrıs Türk halkının çıkarları ve geleceği için söz söylemeye ve uğraş vermeye devam edecektir. Bunu yaparken her zaman olduğu gibi halkına kulak vermeyi ve onun sesi olmayı sürdürecektir.  
Kimse bizden kaderimize razı bir biçimde oturup kalmamızı beklememelidir. Kıbrıs Türk halkının çıkarları neleri gerektiriyorsa, onları söyleyip onları yapacağız. Kendimize güvenerek hep devrede kalacağız; ilişkilerimizi açık ve samimi bir iletişim içinde sürdüreceğiz. Gerekli durumlarda her türlü diyalog ve istişare mekanizması daha önce de olduğu gibi elbette yürürlükte olacaktır.”

“ÇÖZÜM EN BAŞTA İKİ TOPLUM TARAFINDAN BENİMSENMELİDİR Kİ YAŞAYABİLİR OLSUN”
Kıbrıs sorununun çözümü için gerek Türkiye’nin gerekse diğer garantör ülkelerin katkı ve desteğinin kaçınılmaz olduğunu belirten Akıncı, bunun da ötesinde BM’nin, AB’nin ve en genel anlamda uluslararası toplumun ilgi ve yardımının da gerekli olacağını ifade etti. 
Cumhurbaşkanı Akıncı, “Ancak unutulmaması gereken en önemli gerçek, en başta Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların çözümü istemesi ve bu yönde ortaya çaba koymasının zorunluluğudur. Bulunacak çözüm en başta iki toplum tarafından benimsenmelidir ki yaşayabilir olsun. Bu bilinçle çalışmalarımızı Berlin’de de sürdüreceğiz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER