Eşim Meral Akıncı ile bu sabah Şehit Ertuğrul İlkokulu’nda 223 numaralı sandıkta oyumuzu kullandık.

Normal olmayan iki durum yaşayarak bu seçim sürecini geçirdik, bunlardan biri pandemi nedeniyle fiziksel, diğerinin ise müdahaleler nedeniyle toplumsal, siyasal sağlıkla ilgiliydi.

Salgın koşullarında kampanya yapmanın zorluklarını deneyimledik, birçok etkinliğimizi iptal ederek Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği çerçevede bir kampanya yürüttük. Sosyal medya başta olmak üzere, sınırlı çerçevede basın üzerinden olabildiğince sesimizi topluma duyurduk. 45 yıldır siyasetin içinde biri olarak halkımız bizi zaten çok iyi tanıyor.

Kampanya döneminde müdahalelerle ilgili açık konuşarak uyarılarda bulunduk. Seçim sonuçlarını sadece izlemesi gereken ve burada sağlıklı bir demokrasinin işleyişinden mutlu olması gereken makamlar açık taraf oldular, toplum da bunları gördü. Türkiye medyasının büyük bölümü de KKTC Cumhurbaşkanını kötülemeye çalıştı, yerel medya açısından da sınırlı sayıda kurum tarafsız yayın yaptı. BRT ise tam bir partizanlık örneği sergiledi. Bu süreçte tarafsızlığını koruyarak görev yapan tüm medya kurum ve çalışanlarına teşekkür ediyoruz.

Bu seçimler kendi kişisel geleceğim ile ilgili değil, toplumun nasıl bir gelecek istediğine karar vereceği bir kader seçimidir. Halkın ortaya koyacağı irade ve vereceği cevabın hayırlı olmasını temenni ederim. Salgın koşullarında görev üstlenen, sandıkların güvenliğini sağlayan görevlilere ve halkımıza teşekkür ediyorum.

Evde oturmayalım, sandıklara giderek iç sesimiz ve vicdan sesimiz ne diyorsa onu yapalım.