Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, doğal zenginlikleri Kıbrıs’ın bütününe barış ve refah getirecek bir fırsata dönüştürme anlayışını benimsemenin, Ada’nın Güney’inde ve Kuzey’inde askeri nitelikli hava araçlarının konuşlanması gerçeğiyle birlikte daha acil bir ihtiyaç haline geldiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı yaptığı açıklamada, “Bu noktada uzlaşı çağrımı yineleyerek, 13 Temmuz’da hidrokarbon konusunun bir gerginlik ve çatışma alanı olmaktan çıkarılıp iki toplumun verimli bir iş birliği alanına dönüştürülmesi amacıyla yaptığım önerinin halen masada olduğunu anımsatmakta yarar görüyorum” dedi.
Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynaklardan tek yanlı yararlanmak için Güney’de atılmakta olan adımların, benzeri adımların Kuzey’de de atılmasını beraberinde getirmekte olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, son gelişmelerin Kıbrıs’ta çözümün aciliyetini, Kıbrıs’ın sınırlarını aşıp bölgenin ihtiyacına dönüştürdüğünü vurguladı.
“Bizim bütün uğraşımız Adamızda ve bölgemizde gerginlikten uzak; iş birliğinin, barışın ve huzurun hakim olduğu koşulların oluşmasına katkı sağlamaktır” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Doğal zenginlikleri Kıbrıs’ın bütününe barış ve refah getirecek bir fırsata dönüştürme anlayışını benimsemek, Ada’nın Güney’inde ve Kuzey’inde askeri nitelikli hava araçlarının konuşlanması gerçeğiyle birlikte daha acil bir ihtiyaç haline gelmiş durumdadır.”
“HİDROKARBON ÖNERİMİZ HALEN MASADA”
“Paylaşmaya ve birlikte yönetmeye dayalı önerilerimizin yerine gerginlik politikasıyla üstünlük kurma çabasının tercih edilmesinin olumsuz sonuçları giderek belirginleşmektedir” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, uzlaşı çağrısını yineleyerek, 13 Temmuz’da hidrokarbon konusunun bir gerginlik ve çatışma alanı olmaktan çıkarılıp iki toplumun verimli bir iş birliği alanına dönüştürülmesi amacıyla yaptığı önerinin halen masada olduğunu anımsattı.
“YAŞANANLAR, TEK YANLI ADIMLARIN SONUÇLARI”
Cumhurbaşkanı Akıncı yaptığı açıklamada, son olarak Güney’in İsrail ile kurduğu yeni askeri ilişkiler ve bu çerçevede satın alınan insansız hava araçlarının endişeleri daha da artıracak türden olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynaklardan tek yanlı olarak yararlanma çabasıyla başlayan gerginlik, bölgedeki bazı ülkelerle gerçekleştirilen ve Kıbrıslı Türklerin haklarını yok sayma siyasetinin bir yansıması olan anlaşmalarla farklı bir boyuta ulaşmıştır. Zaman zaman Kıbrıs’ın Güney’inde bazı yabancı ülkelere askeri üs verilmesi konusu bile gündeme getirilmektedir. Ayrıca bazı ülkelerin askeri gemilerine limanlarda kolaylıklar sağlandığı da bilinmektedir. Bunların yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nde yeniden gündeme getirilen Rum tarafına silah satışını olanaklı kılacak düzenlemeler olumsuz bir gelişmedir.”
“İŞ BİRLİĞİ VE BARIŞIN HAKİM OLMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yazılı açıklaması şöyle:
“Bizim bütün uğraşımız Adamızda ve bölgemizde gerginlikten uzak; iş birliğinin, barışın ve huzurun hakim olduğu koşulların oluşmasına katkı sağlamaktır. Kıbrıs sorununun çözümü sadece Adamızın bir ihtiyacı olmaktan çıkmış, bölgemizin de ihtiyacı haline dönüşmüştür.
Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynaklardan tek yanlı olarak yararlanma çabasıyla başlayan gerginlik, bölgedeki bazı ülkelerle gerçekleştirilen ve Kıbrıslı Türklerin haklarını yok sayma siyasetinin bir yansıması olan anlaşmalarla farklı bir boyuta ulaşmıştır. Zaman zaman Kıbrıs’ın Güney’inde bazı yabancı ülkelere askeri üs verilmesi konusu bile gündeme getirilmektedir. Ayrıca bazı ülkelerin askeri gemilerine limanlarda kolaylıklar sağlandığı da bilinmektedir. Son olarak İsrail ile kurulan yeni askeri ilişkiler ve bu çerçevede satın alınan insansız hava araçları endişeleri daha da artıracak türdendir. Bunların yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nde yeniden gündeme getirilen Rum tarafına silah satışını olanaklı kılacak düzenlemeler olumsuz bir gelişmedir.
Güney’de atılmakta olan bu adımlar, benzeri adımların kuzeyde de atılmasını beraberinde getirmektedir.
Yakın tarihimiz, ortak paydada buluşmak yerine diğer tarafı dışlamaya yönelik olarak atılan tek yanlı adımlarla bir yere varılamayacağını defalarca göstermiştir. Sonuçta bir tarafa zarar vermeye yönelik girişimlerin her iki tarafın da tercih etmeyeceği sonuçlara yol açtığı herkesçe görülmüştür.
Paylaşmaya ve birlikte yönetmeye dayalı önerilerimizin yerine gerginlik politikasıyla üstünlük kurma çabasının tercih edilmesinin olumsuz sonuçları giderek belirginleşmektedir. Bu noktada uzlaşı çağrımı yineleyerek, 13 Temmuz’da hidrokarbon konusunun bir gerginlik ve çatışma alanı olmaktan çıkarılıp iki toplumun verimli bir iş birliği alanına dönüştürülmesi amacıyla yaptığımız önerinin halen masada olduğunu anımsatmakta yarar görüyorum.
Kıbrıs’ta ve bölgede, hiçbir tarafı dışlamadan, tüm tarafların ortak yarar paydasında buluşma tercihini öne çıkaran yaklaşımlara ihtiyaç vardır. Bu sayede bugün gerginliğe yol açan hidrokarbon konusu, bütün tarafların kazançlı çıkacağı bir iş birliği alanına dönüşebilecektir.
Doğal zenginlikleri Kıbrıs’ın bütününe barış ve refah getirecek bir fırsata dönüştürme anlayışını benimsemek, Adanın Güneyinde ve Kuzeyinde askeri nitelikli hava araçlarının konuşlanması gerçeğiyle birlikte daha acil bir ihtiyaç haline gelmiş durumdadır.”