Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BRT kurumunun, seçim sürecinde demokratik anlamda sınıfta kaldığını belirterek, belli bir adayı öne çıkarma gayretinde bulunulduğunu söyledi. BRT yönetiminin silkinip kendine gelmesi gerektiğini ifade eden Akıncı şunları söyledi:

“BRT çalışanlarını ayırıyorum. Eleştirim yönetime yönelik. BRT’nin haber veriş anlayışından tutun da belli amaçla hazırlanmış olan anketlerin BRT ekranlarına çıkarılması, belli bir adayı öne çıkarma gayretleri, BRT’nin demokratik performansını yerlerde sürünür hale getirilmiştir. BRT yönetimi silkinip kendine gelmelidir.”

“YA FEDERASYONA DAYALI ÇÖZÜM YA DA TÜRKİYE’YE DAHA BAĞIMLILIK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BRT’de Levent Kutay, Damla Soyalp ve Aziz Karaaziz’in sunduğu Seçim2020 programında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin KKTC’yi tanımanın tüm gereklerini yerine getirmediğini belirterek, “Bizimle bir dostluk maçı bile yapmıyorlar” dedi. Akıncı, ya federasyona dayalı çözüm sürecinin olacağını ya da KKTC’nin Türkiye’ye daha bağımlı bir noktaya geleceğini ifade etti.

Türkiye’nin KKTC’yi tanımanın tüm gereklerini yerine getirmediğini söyleyen Akıncı, “Bizimle bir dostluk maçı bile yapamıyor. Türk takımlarını suçlamıyorum ama ceza almamak adına Rumlarla eşleştiklerinde oynamamazlık yapmıyorlar. Böyle bir durumda benim gençliğim tribünlere bağlı olarak mı yaşayacak?” dedi.

“MASADA İKİ DEVLET DERSEK DOSYA KAPANIR”

Seçimlerden sonra yapılması beklenen gayri resmi 5’li konferansla ilgili konuşan Akıncı, “Masada ‘iki devlet istiyoruz, bizi tanıyın’ dersek, bu dosya kapanır. Kıbrıs bölünmüşlüğe mahkum kalır. Alt yönetim algısı perçinleşir” dedi.

Güney tarafının Kıbrıs’ta bir çözüm olmazsa doğal gazı çıkarıp kolay kolay gelir elde edemeyeceklerini anlamaya başladıklarını ifade eden Akıncı, belli oyunların sonuna gelindiğini dile getirdi.

Konfederasyon fikrinin daha önce çok gündeme getirildiğini anımsatan Akıncı, “Konfederasyon daha evvelde denendi ve süreç federasyona evrildi. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, video konferans aracıyla BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmayı gördük. Her çözümü konuşmaya hazır olduklarını ifade etti” diye konuştu.

Crans Montana’dan sonra “Bizim neslin son demesidir” ifadeleriyle ilgili Akıncı, “Eğer bizim kuşak başaramazsa daha sonra işler zorlaşacak” dedi.

“GEÇEN ZAMAN BÖLÜNMENİN PEKİŞMESİNE NEDEN OLUYOR”

Geçmekte olan zamanın bölünmenin pekişmesine yardımcı olduğunu dile getiren Akıncı, “Çözüm odaklı siyasetten asla vazgeçmemeliyiz. Rum tarafının yıllardır gasp ettiği haklarımızı hediye etmememiz lazım. Mücadelemizi yürütmemiz lazım. Aynı zamanda ertelememiz konular var. Devletin ekonomisi ve demokrasisiyle daha iyiye gitmek için bıkmadan uğraş vermeliyiz. Trafikten eğitime, sağlıktan Beşparmaklar Dağları perişan haline… Bu mücadeleyi iki türlü sürdürmemiz lazım. Bir yandan Kıbrıs sorunu için mücadele ederken, iç dünyamızda yapabileceğimiz ne varsa en iyisini yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

AB’nin ve BM’nin çözüme yönelik daha gayretli olacağını kaydeden Akıncı, “Türkiye ile Yunanistan’ın herhangi bir kaza yaratmamaları açısından Doğu Akdeniz’de NATO Şemsiyesi altında uzlaşıya vardı. Bunlar Kıbrı sorununun çözümüne de yansıyan unsurlardır. Doğu Akdeniz için konferans girişimi ve 5’li konferans sürecini ele aldığımızda çözümle ilgili istekliliğin artacağına inanıyorum” dedi.

Akıncı, ya federasyona dayalı çözüm sürecinin olacağını ya da KKTC’nin Türkiye’ye daha bağımlı bir noktaya geleceğini ifade etti ve şöyle ekledi:

“Bütün dünya buraya baktığında bir altyönetim olarak algılıyor. Biz Türkiye ile daha uygar ve medeni bir ilişki istiyoruz. Ne Rum tarafının azınlığı ne de Türkiye’nin altyönetimi olmak istiyoruz. Giderek Türkiye ile daha komşu olan bir Rum tarafının buna isteksiz olması lazım diye düşünüyorum.”

5’li konferansta elbette Türkiye ile diyalog içinde yürüneceğini söyleyen Akıncı, “Ama bu, Kıbrıs Türkünün ‘hiçbir vizyonu, öngörüsü, düşüncesi yoktur, otur deyince, otur kalk diyince kalk’ böyle bir şey yoktur. Günün sonunda diyalog ve istişareyle yol alınacak” dedi.