Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Asım Akansoy, 2024 yılı için görüşülen bütçenin sorunları çözmek için yeterli olmayacağını ve mevcut ekonomik sorunların yeni yıla da taşınacağını söyledi.
CTP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, Meclis’te görüşülen bütçenin “iş ola” yapıldığını savunan Akansoy, “Halkın beklentilerine cevap vermekten çok uzak” dedi.
Hükümette yeni açılımlara imkan verebilecek bir vizyon olmadığını dile getiren Akansoy, bu zihniyetin devamı halinde sorunların büyüyeceğini kaydetti. Akansoy, Kanal SİM’de programa katılarak, gündemdeki konulara dair değerlendirmelerde bulundu.
Hükümetin mali politikasının olmadığını savunan CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, bundan dolayı halkın TL’nin değer kaybına göre dalgalanma yaşadığını söyledi. Türk lirasının pozisyonunun siyasi ve ekonomik kararlara bağlı olarak şekillendiğini belirten Akansoy, “Bizim ekonomik olarak kaderimiz Ankara’daki siyasilerin vereceği kararlara bağlandı. Bundan kurtuluş noktası da Kıbrıs sorununun çözümüdür” dedi. Hayat pahalılığı oranıyla ilgili değerlendirmelerin de eksik kaldığını ifade eden Akansoy, hükümetin sadece insanların günlük hayatlarını sürdürebilecekleri kadar oran belirlediğini belirtti.
Ekonominin büyümesine yönelik gerekli teşvik ve hibelerin verilmediğini belirten Asım Akansoy, bunun da ekonominin daralmasına yol açtığını ve insanların alım gücünü düşürdüğünü söyledi. Gerek TL kullanımı, gerekse Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan sorunlar bilinse de bu durumda bile yapılabilecek şeyler olduğunu kaydeden Akansoy, hükümetin bu sorunlarla ilgili inisiyatif alıp Türkiye Cumhuriyeti ile görüşme yapması gerektiğini vurguladı.
Kuzey Kıbrıs’ın kayıt dışı paranın cenneti haline geldiğini ifade eden Akansoy, “Hukukun dikkate alınmadığı, kamu otoritesinin olmadığı, rüşvetin, yolsuzluğun üst düzey olduğu bir coğrafya haline geldik” dedi.
Dışarıdan gelen yatırımcılar konusuna değinen Akansoy, “Dış yatırımcılar eğer halkımızın beklentilerine ve toplumsal ihtiyaçlara yanıt vermeyecekse, buna izin vermemek gerekir. İskele beton şehir haline geldi. Yabancı yatırımcıya ihtiyaç olduğunu, ama bunun kurallarının olması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
“Tüm bu sorunlar yaşanırken iktidarda CTP olsaydı ne olurdu?” sorusunu cevaplayan CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, “İstikrarlı muhasebe birimine süratle el atardık. Arazi satışında düzenlemeye giderdik. Bu ülkenin sahipleri Kıbrıs Türk halkıysa, onun beklentilerine göre hareket ederdik. Mutlaka en erken zamanda Yurttaşlık Yasası’nı yenilerdik. Nüfus konusunu da planlardık” ifadelerini kullandı.
Marifetin hükümete gelmek olmadığını kaydeden Asım Akansoy, asıl marifetin istikrarlı bir biçimde hükümette kalmak olduğunu söyledi.
Eğitimde yaşanan sorunlara değinen Akansoy, CTP’nin geçtiğimiz haftalarda iki gün süren eğitim çalıştayı düzenlediğini ve bu çalıştayda çıkan sonucu rapor haline getirip Kıbrıs Türk halkıyla paylaşacaklarını aktardı. Çalıştaya Avrupa Birliği’nin mesleki eğitim uzmanının yanı sıra Türkiye ve Kıbrıs’tan çok sayıda uzmanların katıldığını belirten Akansoy, faydalı sonuçlar elde edildiğini belirtti.
Öğretmenlerle Milli Eğitim Bakanı arasında diyalog sorunu yaşandığını işaret eden Akansoy, “Hala Sultan’da gerçekleşen olaylar basına taşındı. Bunlar ciddi sorunlardır. Eğitim Bakanlığı ne işe yarıyor…”” dedi. Kolektif çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu belirten Asım Akansoy, bu sebepten dolayı CTP’nin “bu yol birlikte yürünecek, bu ülkeyi birlikte yöneteceğiz” dediğini vurguladı.
Kıbrıs sorununda yaşanan son gelişmelere de değinen Akansoy, BM’nin yeni özel temsilci atamasına yönelik bazı iddialar bulunduğunu söyledi. Yeni temsilci atanmasının bir takım yeni açılımları da beraberinde getireceğine vurgu yapan Akansoy, 2025 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin CTP için büyük önem taşıdığını belirtti.
Isias Hotel davasına da değinen Akansoy, bunun Kıbrıs Türk toplumu için çok önemli bir dava olduğunu söyledi. Tarifi olmayan bir acıyla karşı karşıya kalındığını dile getiren Akansoy, “Bu noktada ailelerin çok haklı olarak istediği, bizim de istediğimiz tek bir şey var. O da suçluların hak ettiği cezayı almasıdır. 3 Ocak’ta davanın ilk görüşmesi başlayacak. Biz de ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. Biz de mücadelemizi sürdüreceğiz. İddianamenin kabulü hepimizde hayal kırıklığı yarattı. Fakat bu mücadeleyi Türkiye basını ve kamuoyuyla görüşüyoruz ve görüşeceğiz. Çocuklarımızın hayatlarını kaybetmesine sebep olan suçluların gerekli cezayı alması için mücadelemizi yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.