AÇIK İŞLETMELERE DE KAYNAK GEREKİYOR

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, beş binden fazla işletmenin kapandığını ve kapanmaların devam ettiğini, açık kalanların ayakta tutulabilmesi için hükümetin kaynak bulması gerektiğini belirtti.

0
blank

BRT’de yayınlanan Manşet+ programına telefonla bağlanan Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmur Kanber, pek çok işletmenin kapandığını ve kapanmaya devam ettiğini; bunu önlemek için devlet desteği gerektiğini belirtti. Kanber, aşılamanın kimlere yapılacağı kadar, ne zaman yapılacağının da önem taşıdığını ve turizm ile yükseköğretim gibi katma değeri yüksek sektörlerin açılabilmesi için bunun bilinmesi gerektiğini anlattı.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Mahmut Kanber, şunları söyledi:

“Şu anki ekonomi ile ilgili bir politika olmadığı için; ekonomi, daha çok hükümet tarafından şu anki varlığını devam ettirmek amacıyla bir takım şeyler yapma amaçlı sürdürüldiği için bir veri ortada yoktur. Bizim öngörümüz tekrar ekonominin bıraktığımız yere dönmesi. Bu sadece sayısal anlamda da değildir. Bunun doğru olmadığını da bugüne kadar hep savunmuştuk. Neye göre 30 bin işletme vardı? Hangi yüzölçümüne göre? Hangi kapasiteye göre ? oluştuğunun da sorgulanması gerekiyor. Diye söylemek isterken; tekrar 5 bin  işletmenin faliyette bulunması pek yakın görünmüyor. Bir takım projeler de yoktur. Kendi başına ‘hadi işyerimi açıyorum; dükkanımı, fabrikamı, atölyemi’ diyecek bir kapasite artık yoktur. Bu kapasitenin oluşabilmesi için önce ülkede tekrar iş olanaklarının açılması, turizm, yükseköğretim ve buna bağlı olarak; diğer sektörlerin çarklarının çalışmaya başlayıp bir doyuma ulaştıktan sonra kapasitenin artabileceğini öngörüyoruz. Açıkçası bu da çok yakın zamanda görünmüyor. Bunun oluşması için yeterince çaba da sarfedildiğini görmüyoruz. Nasıl; ne zaman sonuçlandıracağız? Pandemi, dünyada bir takvime bağlanmışken; aşıyla bunu kontrol altına almaya çalışılırken ekonomi ile ilgili birçok ülke devletinden büyük kaynak ayrılıyor. İşletmelerin buhar olup uçmaması için. Çünkü geri dönüş, istihdam yapmak gerçekten çok zor. Nitelikli insan kaynağının tamamı kendi ülkemizden olmadığı için işletmeleri nitelik anlamında da ayakta tutmak çok önemli. Turizm’de çalışan bu kadar emekçi kayboldu. Bu insanlar, nerede; nasıl yaşıyor?  Tekrar buraya gelecekler mi? Bu krizde işletmeler çalışanlarını destekleyemedi. Dolayısı ile büyük işletmelere karşı güvensizlik de oluştu.”

“Hedefimiz açık olanlar, daha çok küçük işletmeler. Bu işletmelerin ayakta kalabilmesi için ekonomik destekler. Yani elektrik, su, kira… İşletmenin açık kalmasını ve devlete gelir kaynağı olması düşüncesini doğru bulmuyoruz. Ama ülkenin genel ekonomisi anlamında işletmelerin açık kalması genel ekonomiye ve gelecek zaman diliminde ülkenin kaynaklarının oluşabilmesi için çok önemli buluyoruz. Ama bununla ilgili de açıkçası ortada bir durum yoktur. Şu anda gelir kaybı % 50’dir.”

“Açık olanların ayakta kalabilmesi için hükümetin kesinlikle kaynak bulması gerekmektedir. Bunun zor olmayacağını söylemek isterim. Borçlanma sektörlerin ayakta kalmasını zorlaştırırken, planlama yapmasını da zorlaştırıyor. Devlet kendi alacaklarından uzun süre vazgeçecek ve bu sürede destek olması gerekiyor. Aksi halde ülkede işletme kalmayacaktır. Kapanaların sayısı 5 binin üzerindedir ve hala devam ediyor. İşyerlerine satılık, kiralık yazıp başka ülkelere gidiyorlar. Hiçkimseye birşey söylemiyorlar. Olanı kapatıp gidiyor. Ortada bununla iligli bir politika da yok. Samimiyetle tüm ekonomik örgütlerle hükümete destek olalım. Bu ekonomik gidişata dur diyelim. Planlamayı ortaya koyalım. Ardından da nasıl ayakta kalacağımız ile ilgili bazı ekonomik tedbirler almamız gerekir.”

“Herkesi görüyoruz. Sokaklarda gezdiğimizde işletmeler boş, kapalı, mutsuz, insanlarda işletmelere gitmekle ilgili güvensizlik var. Sağlıkla ilgili kaygı duyuyor. Bunlar kolay geçecek şeyler değil. Çok zaman isteyecektir.”

“Turizm ve Yükseköğretimin açılması yakın görünmüyor. Nedeni şu: Sağlık Bakanımız dün aşıyı açıklarken bizim ilk duymak istediğimiz şey; aşının ülkeye giriş takvimini bilmek gerekiyor. Turizmcilerin planlar yapabilmesi için… Oysa aşının hangi yaşlara olacağını bilmek güzel ama sonuç değil.  Turist gelirse aşı yapabileceğiz. Bunun için Türkiye’ye kadar gittiler ama sonuç alamadılar. ‘Merak etmeyin aşı gelecek’ denildikten başka ortada bir veri yoktur.  Mutlaka gelecektir. Ama aşının ülkeye ne zaman geleceği, aslında bahsettiğimiz iki lokomotif sektörün planlamasıyla, nasıl başlayacağı ile ilgili yan sektörlerinin de planlarını yapması ile alakalı birşey. Bu ortada olmadığı müddetçe açılmanın istihdamı, katma değeri büyük olan, etkin olan turizm ve yükseköğretimin sahaya çıkması çok yakın zamanda görünmüyor. Elde kalan esnaf, zanaatkar, üretici onlara da hükümetin sahip çıkması gerekiyor.”

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz