Halkın Partisi (HP) Girne Milletvekili Jale Refik Rogers, Meclis’te kabul edilen Belediyelerin Birleştirilmesine ilişkin (Özel) Yasa’yı, “içi boş” olarak niteledi.
Rogers yazılı açıklamasında, “Meclis Genel Kurulu’na tarihte görülmemiş bir şekilde 9 maddelik yasaya 8 maddelik değişiklik önerisiyle geldiler. Alelacele geçirilen bu yasanın adı ‘reform’, içi ise ‘boş’” ifadelerini kullandı.
Bu yüzden bunun bir çözüm olacağını, belediyelerin daha iyi yönetileceğini veya halka daha iyi hizmet götürebileceğini söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Rogers, “kaosa oynandığını” iddia etti.
Hükümetin bu düzenlemeyi yaparken bilimsel çalışmaları ve mevcut yasaları gözardı ettiğini savunan Rogers, belediyeler reformu yanında “51/95 Belediyeler Yasası” içerisinde de güncellenmesi gereken birçok konu olduğunu belirtti.
Jale Refik Rogers, yerel yönetimlerin ayakta kalabilmesi için bu yasanın güncellenmesinin büyük önem taşıdığını ifade ederek, eleştirilerde bulundu, yasa tasarısı çalışmaları sırasında yaşananları anlattı.
Hükümetin “çala kalem yapılmış bir yasayı apar topar oylayıp, genel kurula getirdiğini” ve “siyasi saiklerle, altı doldurulmadan, yeterince tartışılmadan ve hukuki görüş alınmadan” Meclis’ten geçirdiğini savunan Rogers, şöyle devam etti:
“O kadar çok aceleyle yazılmış bir yasaydı ki, yazım hataları bir kenara, yasal anlamda da ciddi sıkıntılar içeriyor. Bunu aslında hükümet edenler de kabul etti. Çünkü Genel Kurula, tarihte görülmemiş bir şekilde 9 maddelik yasaya 8 maddelik değişiklik önerisiyle geldiler. Belediyelerin tüzel kişiliklerinin nasıl oluşacağı noktasında ciddi bir karmaşa ve yasal sıkıntı var. Belediyelerin tüzel kişiliğinin nasıl sona ereceği, yenisinin nasıl oluşacağı önemli bir unsur. Belediyelerin nasıl kapatılabileceği, nasıl birleştirebileceği aslında mevcut Belediyeler yasasında anlatılıyor ama bu gözardı edildi. Gelinen noktada belediyelerin birleştirilmesi ile ilgili personel intibakı gibi tüm önemli adımların birleşmeden sonra atılacağı söyleniyor. Bu durumda da şöyle bir sıkıntı ortaya çıkıyor, örneğin bir yandan Gönyeli ve Alayköy’ün tüzel kişiliği devam ederken aynı zamanda Gönyeli-Alayköy Belediyesi olarak yeni bir tüzel kişilik mevcut olacak. Bu büyük bir kaosa sebep olacak.”
Personelin haklarına halel gelmeyeceği konusunda bir sıkıntı olmadığını belirten Jale Refik Rogers, “Ama intibakların nasıl yapılacağı, hiyerarşik düzenin nasıl kurgulanacağı noktasında hiçbir çalışma yapılmadı. Tüm bunlar birleşmeden sonraki noktaya bırakılıyor, bu da ayrı bir karmaşa oluşturacak. Yani seçimden sonra yeni belediyeler kurulacak başkan ve meclis üyeleri seçilecek ancak sonraki işleyiş nasıl olacak bununla ilgili herhangi bir plan program yok. Halka hizmet götürme noktasında bizi ciddi bir kaos bekliyor” dedi.
Jale Refik Rogers, bu yasal düzenleme yürürlüğe girdikten sonra başkent Lefkoşa ve Gazimağusa Belediyelerinin devlet katkısını daha az alacağı bir sürece girileceğini de ifade etti.
Yasa tasarısının Mecliste oylandığı süreçte “Muhalefetin bir etkisi yok, muhalefet etmenin de gereği yok. Muhalefete rağmen geçti” gibi söylemlerin de doğru bir yaklaşım olmadığını, bunun ülke siyasetini ve ülke demokrasisini iyi bir yere götürmeyeceğini belirten Jale Refik Rogers, şöyle devam etti:
“Ülke demokrasisi açısından çok da parlak bir tartışma olmadı. Bunun bizi ülke olarak iyi bir yere götüreceğine inanmıyorum. Demokrasi var ve bunun gereği bir iktidar, bir de muhalefet var. İktidar görüşlerini hayata geçirmek için uğraşacak. Muhalefet ise toplumun menfaatine olmayan şeyleri önlemek gibi önemli bir görevi yapacak. Muhalefet toplum faydasına olmayan bazı icraatları veya yasaları engelleyecek, bazılarının iyileştirilmesini sağlayacak, bazılarını engelleyemeyecek. Muhalefete rağmen geçti diye mecliste muhalefet gereksizdir demek bizi ülke olarak iyi bir yere götürmez diye düşünüyorum. Buna kesinlikle katılmıyorum.”
Bu yasayı sabaha karşı acele olarak geçirmenin doğru olmadığını ve bunun sebebinin hükümet edenlerin vurdumduymazlığı olduğunu söyleyen Rogers, “Belediye sayısı en önemli unsur değil, nasıl daha iyi yönetilir, topluma daha iyi hizmet nasıl hizmet verilir o konuşulmalıydı. Yani nicelik değil nitelik önemli. Muhalefet bu noktada devreye girdi ama hükümet tarihte görülmemiş bir vurdumduymazlıkla hareket ettiği için kıra döke yoluna devam etti. Bu muhalefeti, meclisi bırakalım demek değildir. Bu bizi çok tehlikeli yerlere götürür. Meclis demokrasinin kalesidir, buna sıkı sıkı sarılmamız gerekir. Muhalefetin sesinin ne kadar yüksek çıkabilirse çıkmasını sağlamak önemlidir. Sokaktaki hareketlenme de çok önemli ve tamamlayıcıdır. Hem sokakta hem mecliste mücadeleden vazgeçmemeliyiz” şeklinde konuştu.