Halkın Partisi (HP) Lefkoşa Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, KKTC halkını en fazla rahatsız eden konunun güvenlik olduğunu söyledi.
Güvenlik konusu gündeme geldiğinde ortaya atılan polemiklerin ülkeye giriş-çıkış problemi ve ülkedeki kayıt dışı kişi sayısı etrafında yoğunlaştığını belirten Manavoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ikamet izinleri ve vizeler tüzüğüyle bu sorunların sona ereceğini belirtti.
HP’den verilen bilgiye göre, HP Lefkoşa Milletvekili Manavoğlu, katıldığı bir televizyon programda söyle konuştu:
“Bazen de sistemin kendisi bazı kişileri kayıt dışında tutmuş. Örneğin; 60 yaşın üzerindekiler hiçbir kayıt vermeden geliyor ülkemize. Biz ülkemizde 60 yaş üzeri kaç İngiliz, kaç Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, kaç Türkmenistan vatandaşı olduğunu bilmiyoruz. Bilmediğimiz takdirde nasıl planlı bir ülke olabiliriz? Son ikamet tüzüğüyle İçişleri Bakanımız Ayşegül Baybars’ın yapmaya çalıştığı bunu kontrol altına almaktır. Ülkeye girecek olanlara 18 ayrı seçenek sundu. Yabancı ülkelerden veya Türkiye’den gelenler de bazı sıkıntılarını dile getiriyor. Muhaceretteki bu sıkıntılar, ailelerin sosyal yaşantısına da psikolojisine de etki ediyor. Bu sorunların da çözülmesi gerekir. Bu 18 farklı maddeyle, 18 farklı ikamet statüsünü çözebildiğimiz takdirde ülkemize gelenin ne olarak geldiği, nerede kalacağı, hangi amaçla geldiği kayıt altına alınacak. Ülkemizde kaç kişinin yaşadığını öğrenme imkanımız olacak. Tüm dünyada ikamet tüzüklerinin çeşitleri var. Bizim de uygulamaya çalıştığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin uyguladığı tüzüğün aynısıdır. Biz üç bakanlığımızla vermiş olduğumuz sözleri yerine getirmek için çalışıyoruz. Parti programımıza yazdığımız sözleri yerine getirmek için canla başla çalışıyoruz. En büyük problem kaynak bulma konusunda çıktı. Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı yatırım ve icraatlarının %95’i neredeyse parayla ilgilidir. Eğer kaynak konusunda bir sıkıntı çıktı mı çok zorlanıyorsunuz. Bu arada Ulaştırma Bakanımız yapılması gereken yasa, düzenleme ve tüzükle ilgili çalışmalarını yapmaya devam etti.”
“ADA ÜLKESİYSENİZ DOĞRU TURİZM PLANLAMASI YAPILMALI”
“Ada ülkesinde üretim çok da kolay bir şey değildir” diyen Manavoğlu, ülkedeki üretim sorununa da değindi.
Manavoğlu, “Uluslararası ekonomide yeriniz yoksa belli miktarda üretim yapabilirsiniz. Patates, narenciye üretip satabilirsin. Bunu yurtdışına mı satıp para kazanacaksın, yoksa iç piyasaya mı satacaksın? Bütün KKTC’yi narenciye bahçesi yapıp dünyaya satsanız da kişi başına düşen milli gelir çok artmaz. Bizim ülkemizin şartları, doğru bir turizm planlamasıyla, doğru kurguladığımız takdirde, tarımı da desteklersek, katma değeri fazla olan ürünleri ürettiğimizde başarıya ulaşabiliriz. Bunun kadar önemli olan bir konu da Türkiye Cumhuriyeti’ne bunları ne kadar ihraç edebileceğimizdir. Yeşil hat üzerinden ilgi çeken ürünleri ihraç edebiliyoruz; mermer, taş ürünleri, patates gibi…” dedi.
Mallorca örneğini veren Manavoğlu, “Mallorca’ya bakacak olursak; orada zeytin ağacından çeşitli kap, tabak üretirler, incisi vardır. Bir de ayakkabı fabrikası vardır. Baktığımızda ada ülkesinde üretim, turistik ürünler dışında çok da kolay değildir” şeklinde konuştu.
“Dünyada hastalıkların belki de en önemli sebeplerinden biri de ata tohumlarının ortadan kalkmış olmasıdır” diye devam eden Manavoğlu, parti olarak üretim ve ata tohumlarına verdikleri öneme de işaret etti.
Manavoğlu, geçmiş hükümet döneminde, bir tohum ve üretim materyalleri yasası geçirdiklerini anlattı.
Manavoğlu, “Ata tohumlarına önem veren sivil toplum kuruluşlarından aldığımız eleştirilerle yasayı yeniden düzenleyip tekrar geçirdik. Aslında bu yasayı geçirmekle hem ata tohumunu ve değerini hatırlatmış olduk hem de koruma altına aldık” dedi.