Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Beyaz Eşya ve Küçük Ev Aletleri Sektör Başkanı Zeynel Abidin Arar BRT ekranlarında yayınlanan ve Gizem Y. Davulcu’nun hazırlayıp sunduğu ‘Ticari Açıdan’ adlı programa katıldı.
Arar, iki yıldır sektörün komite başkanlığını yaptığını sektörün sorunlarının ve çözüm önerilerinin ortada olduğu halde hükümet ile bir türlü ilerleme kaydedemediklerini belirtti. Bu süre zarfında istikrarlı bir hükümet oluşamamasının da ana etken olduğunu belirtti.
Arar, Sadece sorunları değil bunların yarattığı sıkıntıları ve çözüm önerilerini de beraberinde hükümete sunduklarını ve tek istediklerinin dikkate alınıp değerlendirme yapılmasını belirtti.
Arar, “Amerika’yı yeniden keşfetmelerini istemiyoruz. Sorun ve çözüm önerilerimizi değerlendirmelerini istiyoruz. Biz zaten sektörümüzün sorunları ile ilgili olarak gerekli zamanı ve çabayı gösteriyoruz. Burada yapılması gereken bu değerlendirmelerin incelenmesi hem tüketici hem satıcı hem de hükümet yararına olacak önerilerin bir an önce hayata geçirilmesidir.” dedi, sektörün güncel sorunlarının birkaçından da ayrı ayrı bahsetti.
“YİNE BİZİM KAPIMIZ ÇALINIYOR”
Davulcu’nun Türkiye’deki satış sitelerinden ayni ürünlerin daha uygun fiyata alınması size ne kadar etkiliyor sorusu üzerine Arar, şöyle konuştu:
“Türkiye’de bulunan satış sitelerinden gelen ürünlerin daha ucuza geldiği görülse de aslında burada bu farkı oluşturan maliyetlere bakmak lazım dedi. Türkiye’deki bir çok firmanın temsilcileri burada var. Fakat bu ürünleri getirilirken bir çok maliyet ortaya çıkıyor. Belirli kotalardan dolayı stok maliyeti var, tedarik sorunlarından dolayı belirli bir miktarda stok tumak gerekiyor, sürekli navlun artışları fiyatı çok yükseltiyor, bunlara ek olarak sadece ürünleri alıp satamıyoruz. Bunların 3 yıl garanti kapsamında servis 10 yılda yedek parça stoğu bulundurma garantisi veriyoruz. Ciddi anlamda teknik personel bulunduruyoruz, istihdam sağlıyoruz. Ayrıca işletme giderlerimiz var. Üstelik biz satış sonrası gelir vergisi de veriyoruz. Sitelerden yapılan alımlarda bu maliyetlerin hiçbirisi yok. Burada hükümetin de gelir kaybı oluşuyor. Tüketiciye ilk başta avantajlı gibi görünse de sorunla karşılaştıklarında çözüm alamıyorlar yine bizim kapımızı çalıyorlar. Burada suçlu tabi ki tüketici değil. Tüketicin haklı olarak en ucuz yolla ürüne ulaşmak ister. Burada sorun hükümetin bizi eşit şartlarda rekabetten yoksun bırakmasıdır.”
“KENDİ KENDİMİZE MALİYETİ ARTIRIYORUZ”
Arar, Davulcu’nun Navlun artışları ile ilgili sorusu üzerine ise şöyle devam etti:
“Tedarik zincirindeki sıkıntılar navlunların 5-6 kat yükselmesine sebep oldu. İthal edilen ürünler gümrüklenirken navlun bedelleri de ürünün fiyatının üstüne eklenip gümrük hesaplandığı için maliyetler de suni olarak yükselmiş oluyor. Buna ek olarak her seferinde aynı ürün ithal edildiği halde ürün için sürekli ön izin alınması da hem maliyet hem zaman kaybı yaşattırıyor. Gereksiz yere maliyetleri kendi kendimize arttırmış oluyoruz. Bu konuda belirli bir süre gümrükleme yapılırken navlunları eklemeden vergi alınsa, aynı ürün için EMO’dan bir defa ön izin alınsa maliyetler düşecek ve tüketici de bu zor zamanda ürünleri daha ucuza alabilecek.”
“DOĞRUDAN YATIRIMLARI DESTEKLEYELİM AMA…”
Davulcu’nun TC-KKTC arasında imzalanan Mali Protokoldeki KKTC’de Doğrudan Yatırım ile ilgili madde hakkındaki sorusu üzerine ise Arar, dışardan gelecek yatırımların desteklenmesi gerektiğini fakat burada önemli olan noktanın mevcut sektörler dışında yapılacak yatırımların desteklenmesinin doğru olacağına inandığı belirtti.
Arar, kendi sektöründe zaten çok fazla firmanın olduğunu yine aynı sektöre yatırım yapılmasının sadece içerdeki pazarın el değiştirmesine neden olacağını devlete ek bir istihdam ve gelir sağlamayacağını söyledi.
Arar, ülkede ölçek ekonomisinden dolayı buradaki firmaların yapamayacağı yatırımlara kolaylık sağlanması veya hiç olmayan sektörlere yatırım yapılmasının hem istihdam sağlayacağı hem ülkeye katma değer sağlayacağını hem de devlete ek gelir getireceğini ve bunun daha doğru olacağını belirtti.