İstanbul Topkapı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Celalettin Yavuz, Yunanistan’da artan Türkiye aleyhtarlığını yorumladı.
Son haftalarda Türk kamuoyu, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis tarafından kışkırtıcı şekilde gündeme getirtilen Ege sorunları ve Ege adalarının Lozan Barış Antlaşması hilafına silahlandırılması konularına odaklandı. Miçotakis hükümeti, savaşın eşiğinden dönülen 1980 ve 90’ları hatırlatırcasına, Türkiye aleyhtarlığını yeniden köpürtmeye başladı.
Yunanistan’ın, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Kongresi’nden Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi’ne kadar taşıdığı, Ege’de provokasyonlara varan hareketleri, hangi nedenlerle bu dönemde gerçekleştirme ihtiyacı hissettiği merak konusu.
Miçotakis hükümeti, Türkiye aleyhtarlığını tekrar köpürtmeye başladı. Yunanistan, Türkiye’yi ötekileştirerek, Yunan milli çıkarlarını güçlü ülkelerin desteğiyle korumak ve kollamaya çalışıyor. Defalarca izlenen Yunan oyunu yeniden sahneleniyor.
Türkiye, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in hedefinde
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, 22 Ocak 2022 tarihindeki Suudi Arabistan ziyaretinde Türkiye’nin Yunan adaları karşısında çıkarma filosu kurduğunu iddia etti. Buna rağmen 25 Ocak 2022’de, 11 yıllık aranın ardından “Türk-Yunan Karma Ekonomik Komisyonu 5’inci Toplantısı” gerçekleştirildi. Pandemi sebebiyle ekonomik sorunlar yaşayan iki ülkenin turizm, ekonomi, kültür, ticaret, taşımacılık ve çevre alanlarında iş birliğinin hedeflendiği toplantı sonrası gerçekleştirilen ortak basın açıklamasında, “Pozitif gündemi ilerletme gayretinin süreceği” ifade edildi. Ancak 17 Şubat’ta Yunan tarafının provokasyonuyla pozitif gündem süreci hasar gördü.
Nikos Dendias, Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ndeki konuşmasında Türkiye’nin, Ege’de, Yunan adalarının kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge haklarına karşı çıkarak, Birleşmiş Milletler (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesini ihlal ettiğini iddia etti. Buna ilaveten; Türkiye’nin Ege’de karasularını 12 deniz miline genişletme hakkını, Yunanistan’ın 1995’te beri savaş sebebi (casus belli) saydığını ifade etti. Türkiye’nin Norveç ve İzlanda Büyükelçisi Fazlı Çorman ise bu hamlelerin Yunanistan’ın ihlalleri üzerine yapıldığını söyleyerek tepki gösterdi.
Bu gelişmeye rağmen 13 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Miçotakis İstanbul’da bir araya geldi. Görüşme sonucunda yapılan; “Anlaşmazlıklara rağmen iletişim kanallarının açık tutulacağı, ilişkilerin iyileştirilmesi konusunda mutabık kalındığı, ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkartılmasının hedeflendiği” yönündeki açıklamalar, yüreklere su serpti. Hatta Miçotakis, “Sonbaharda hayırlısıyla Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi’ni Yunanistan’da düzenlenebileceğini” de açıkladı. Yaşanan bu gelişmeler Türk-Yunan ilişkilerinin düzelebileceğine dair ümitleri yeşertti. Ancak İstanbul görüşmesinde “üçüncü kişileri işin içine sokmayalım” diyen Miçotakis, Mayıs 2022’de ABD Kongresi’ndeki konuşmasında, isim vermeden Türkiye’ye F-16 uçaklarının satılmamasını isteyerek, bu sözünü çiğnedi. Miçotakis, Mayıs 2022 sonunda AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’yi, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusunda eleştirdi. 3 Haziran 2022’de ise “askersizleştirilmiş” statüdeki Menteşe Adaları’ndaki Yunan birliklerini denetleyerek, provokasyonlarını sürdürdü.
Miçotakis hükümetinin provokasyonları tesadüf mü?
Miçotakis hükümeti kurulmadan önce Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları konusunda sorunlar başlamıştı. Temmuz 2019’da Miçotakis’in başbakanlığını müteakip, kasım ayında Türkiye ile Libya arasında deniz yan hududu konusunda mutabakat imzalandı. Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin (GKRY) ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgeye dair anlaşmazlıklar ve Doğu Akdeniz tabanındaki doğal gazın değerlendirilmesi için İsrail ile Mısır’a yaklaşan Yunanistan, bu mutabakatın ardından yeni arayışlara girdi. Miçotakis, İsrail ziyaretinde Türkiye’nin “Osmanlı emperyalizminin özlemi içerisinde hareket ettiğini” iddia etti.
2016’dan 2022’ye Yunanistan’ın gerilimi tırmandırması
Gerilimin yükselmesi üzerine AB Dönem Başkanı Alman Şansölye Angela Merkel, taraflarla görüşerek gerilimi azaltmak istedi. Görüşmeler sırasında Merkel “Sondaj çalışmalarını durdursanız benim işimi kolaylaştırırsınız” derken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunanistan’a güvenmediğini ifade ederek, 3-4 haftalığına sondaj çalışmalarına ara verileceğini bildirdi. Berlin merkezli görüşmeler neticesinde 2016’da iki ülke arasında kesilen “İstikşafi Görüşmeler” ile siyasi ilişkilerin genişletilmesi çalışmalarının başlatılması ve iki ülke askeri makamları arasında diyalog mekanizmasının kurulması üzerinde uzlaşma sağlandı.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yanıltmayan Yunanistan, fırsatı ganimete çevirmek istercesine, 6 Ağustos 2020’de Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanları çakışmaktaydı. Yunanistan’ın bu manevrası karşısında Oruç Reis Gemisi, savaş gemileri refakatinde tekrar Doğu Akdeniz’deki araştırmalarına başladı. Bu hamle ile Türkiye, anlaşmayı tanımadığını gösterdi.
Bu yaşananlara rağmen Türkiye, Doğu Akdeniz sorunları konusunda uluslararası bir konferans önerisiyle çözüm arayışını sürdürürken, tam tersine hareket eden Yunanistan, Aralık 2020’de İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarttı. Miçotakis, “Kara sularını genişletme hakkını gelecekte diğer deniz alanları için de kullanabileceğini” söyleyerek, Ege konusunda Türkiye’ye gözdağı vermek istedi.
Biden yönetimi, Nisan 2021 başlarında Rusya’dan S-400 füzesavar sistemi aldığı gerekçesiyle Türkiye’ye CAATSA yaptırımları uygulamaya başladı. ABD, aynı bahaneyle daha önce ortağı olduğu F-35 muharebe uçağı projesinden de Türkiye’yi çıkarttı. Bu gelişmenin ardından Biden’ın 24 Nisan’da sözde “Ermeni Soykırımı”nı tanıdığını ilan etmesi, Yunanistan’ın Türkiye karşıtı tutumunu daha da cesaretlendirdi. ABD kongresindeki güçlü Rum lobisine ilaveten Ermeni ve Yahudi lobileri de Yunanistan’a yakın bir siyaset izledi.
Kasım 2021 sonrası Türkiye hedefte
İsrail ile askeri eğitim iş birliği ve savunma sanayii üzerine anlaşma imzalayan Yunanistan, 2021 sonbaharında 3 milyar avroluk firkateyn siparişi yanında Fransa ile “Savunma ve Güvenlik İçin Stratejik Ortaklık Anlaşması” imzaladı. Yunanistan’ın ekonomik sıkıntılara rağmen silahlanma faaliyetleri, ana muhalefet lideri Alexis Çipras tarafından “Kravat satın alır gibi uçak ve firkateyn alınıyor.” şeklinde eleştirildi.
Aynı tarihlerde ABD ile Savunma Eğitim İşbirliği Anlaşması da teati edilince, başta Yunanistan Dışişleri Bakanı ve Başbakanı olmak üzere Yunan otoriteleri, Türkiye’yi alenen hedef göstermeye başladılar. Bunun ilk örneği Kasım 2021’de Fransa, Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır dışişleri bakanlarının toplantısı sonrası Dendias’ın, “Birçok zorluğun ortak paydası, komşumuz Türkiye.” açıklamasıyla yaşandı.
Silahlanmaya doymayan Yunanistan, ABD’den Aralık 2021’de 6,9 milyar dolar değerinde 4 muharip gemi tedariki ile 2,5 milyar dolarlık gemi modernizasyon sözleşmesi imzaladı. Ocak 2022 başlarında Yunan basınında yer alan “3 Yıllık Strateji Planı”nda Türkiye’yi doğrudan/dolaylı hedef alan şu maddeler öne çıktı: (1) Milli çıkarlara ilişkin Yunan tezlerinin uluslararası alanda anlatılması, (2) AB içinde konumunun güçlendirilmesi, (3) Doğu Akdeniz’deki ittifakların güçlendirilmesi.
Türkiye’yi hedefe koyan Yunan eylemlerinin sebebi nedir?
ABD’de Trump yönetimi, Barış Pınarı Harekatı ve Rusya’dan S-400 füzesavar sistemi satın alması gibi bahanelerle Türkiye’yi hedefe yerleştirerek, Ekim 2019’da Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’le ilgili iddialarına destek vermişti. Yunanistan o dönemde Fransa ve dolayısıyla AB’yi de yanına alarak, Türkiye’ye karşı uluslararası diplomatik bir baskı kurmaya odaklandı. Bu maksatla Türkiye’nin Mısır Lideri Muhammed Mursi’ye yapılan darbenin ardından ilişkilerinin gerilimli bir hal aldığı Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerle de diplomatik ilişkilerini geliştirdi ve Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalıştı. Aynı maksatla, Libya’da BM’nin meşru saydığı hükümete destek veren Türkiye’ye karşılık gayr-ı meşru Hafter yönetimine destek veren Rusya’ya da yanaşmaya çalıştı. Keza, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine “teröre destek verdikleri” gerekçesiyle set çekmiş olması da Yunanistan tarafından fırsata çevrilmek istendi. Buradaki amacın; Yunanistan’ın “3 Yıllık Strateji Planı”na göre hareket ederek Türkiye’yi “ötekileştirmek” suretiyle kendi milli çıkarlarını “güçlü” ülkelerin desteğiyle korumak ve kollamak olduğu açık. Ekonomik açıdan sıkışan Miçotakis, 2023’te ülkesinde gerçekleşecek genel seçimler öncesinde Türk düşmanlığını ve Yunan milli ülküsü Megali İdea’yı tekrar piyasaya sürüyor. Defalarca izlenen Yunan oyunu yeniden sahneleniyor.