Müfsidane Yayınlar Yasası ve Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası’nda yapılmak istenen değişikliklerle ilgili medya kurumlarının temsilcileri arasında görüşme ve istişareler sürerken; Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) hukukçu milletvekillerinden Fazilet Özdenefe, basını doğrudan ilgilendiren ve Türkiye ile imzalanan mali protokol ile birlikte gündeme gelen ceza yasasılarındaki değişiklik gündemini Kıbrıs Postası için değerlendirdi.
İlgili değişiklik isteminin bu şekli ile 1929’dan kalma ekler olduğunu anlatan Fazilet Özdenefe, “Cumhurbaşkanımızı kraliçe mertebesine yükseltmek istiyorlar” dedi ve kraliçeden hoşnut olmamak, soğutmak benzeri bir teşebbüsün söz konusu olduğunu söyledi.
Fazilet Özdenefe, partisi CTP’nin ilgili bu kısımları 2007’de yasadan çıkartmış olduğunu da hatırlattı.
Özdenefe söz konusu yasaların kuvvetle muhtemel Anayasa Mahkemesi’nden de döneceğine inanç belirtti ve Başbakan Ünal Üstel’in de bunca mesele ve kriz ortasında bunu topluma dayatacağını da “akılcı” bulmadığını dile getirdi.
Kıbrıs Postası’na konuşan Fazilet Özdenefe, “Bence döner Anayasa Mahkemesinden… Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı.. Bana göre ceza yasasının içinde olmamalı bu… Buradan tamamen kalkmalı. Bu yasadaki değişiklikler bu şekilde yapılırsa CTP anaysaya Mahkemesi’ne buu elbette götürecektir.” dedi.
Öte yandan CTP’li Özdenefe, ilgili değişikliklerin Meclisteki Hukuk Komitesi’nden bile geçeceğine inanmıyor…
Muhterem Yüksek Mahkeme’nin oybirliğiyle verdiği D.1/2001, Birleştirilmiş Yargıtay Ceza 47-48/98 kararından :
“Sanıkların beraat ettirildiği suçlar, Fasıl 154 Ceza Yasamızın yürürlüğe girdiği 1929 yılında İngiliz sömürge döneminde Kıbrıs İngiliz kolonisi valilerinin idaresi altında iken, gerek Kıbrıslı Rum gerekse Kıbrıslı Türklerin ayaklanmalarını önlemeye yönelik ve İngiliz yönetimine karşı yıkıcı faaliyetleri durdurmak, önlemek ve kışkırtıcı yayınları kısıtlamak amacıyle o döneme ve o zaman dilimine uygun olarak yasallaşmıştır. Ancak buna rağmen bugün ceza yasamızda yer almaktadır. Bu madde altında öngörülen suçlar çok nadiren kullanılması, bariz durumlar haricinde, başka yasal düzenleme varsa, bu maddeler altında dava açma yönüne gidilmemesi gerekir. Kaldı ki Sanıkların itham edildiği suç maddeleri, Vatan hainliğinden biraz daha hafif suç kategorisine girmektedir.
Bu tür ithamlar Anglo-Saxon hukuk sistemini kullanan gelişmiş ülkelerde hemen hemen kullanılmaz (obsolete)dir (kullanılmıyor). Bu maddelerin halen ceza yasamızda yer alması toplumun geldiği gelişme düzeyine ve çağımıza uymamaktadır. Yasa koyucularımız tarafından bu konuda karar verilmesi gereken hususlar vardır. Koloni devrinden kalan yasalarımızı uygulayıp çağın gerisinde kalmaya devam edecek miyiz? yoksa küreselleşme sürecinde çağdaş yasaları hukuk sistemimize kazandırarak çağdaş dünyada yerimizi alacak mıyız? Bu tür yasalar günümüzde gelmiş olduğumuz noktada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhüriyetine uymamaktadır. Bilhassa basın (medya) özgürlüğüne ilişkin Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonunun (AİHK) ve Mahkemesinin (AİHM) ifade özgürlüğü ile ilgili düzenlemesini kendi Anayasamızın 24. maddesine dahil ettikten sonra buna Fasıl 154 Ceza Yasamızın müfsitane yayın ile ilgili kurallarının Anayasamıza ters düşüp düşmediği irdelenmelidir.
2000’li yıllardayız ve bugünlere uzun mücadeleler sonucu kendi anayasal çatımız altında devletimizle, demokrasimizle, insan haklarına saygılı ve hukukun üstünlüğünü benimseyen ilkelerimizle geldik. Demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü çağdaş ülkelerin vazgeçilmez ilkeleridir ve biz bu ilkelerin olmazsa olmaz ve vazgeçilmez önemi içinde yaşamaktayız. Bir çok kararlarımızda da vurguladığımız gibi mevcut bazı yasalarımız tabiri caiz ise küreselleşme sürecinde çok “ilkel” kalmaktadır. Bu durum Kıbrıs Türk halkına yakışmayan bir düzenlemedir. Yasalarımızı çağdaşlaştırmak için girişimler başlatılmışsa da maalesef bu süreç çok yavaş ilerlemektedir. Mahkemelerimizin uyguladığı yasalar henüz güncelleştirilememiştir. Çağdaş yasaların, bu arada basın konularında basının esas görevlerini, ve sorumluluklarını içeren yasanın da bir an önce düzenlenmesi dileğinde olduğumu belirtmek isterim. (Yargıç Gönül Erönen)”