Ulusal Birlik Partisi (UBP), “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs konusunda izlediği yanlış politikayı ve Rum lider ile girdiği yeni görüşme sürecini; ‘gereksiz yere macera aramak’ olarak gördüğünü ve Kıbrıs Türk Halkı adına bundan rahatsızlık duyduğunu” bildirdi.
Ulusal Birlik Partisi Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’nun, “Cumhurbaşkanı Akıncı adına ikide bir Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar’a yönelik saldırılarda bulunmasının kabul edilemez olduğu” vurgulandı.
Açıklamada, “UBP Genel Başkanı ve Başbakan Tatar’ın dönemin hükümetinden ve Meclis’ten habersiz sunduğu harita ile Güzelyurt’u Rum tarafına teslim eden, Kıbrıs Türk Halkı’nın yüzde 90’ı ile Türkiye’nin asla taviz verilmesini istemediği garantiler konusunda dirayetli durmayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı New York temasları öncesinde macera aramaması için uyarmasının Tatar’ın yapması gereken en doğal görevleri olduğu” kaydedildi.
UBP Genel Merkezi’nin açıklaması şöyle:
“Ulusal Birlik Partisi halkımızın özünü ve çok geniş bir kesimini temsil eden en eski, en büyük partidir.
UBP, defalarca halkımızın takdiri ile iktidara gelmiş birçok hükümet kurmuş desteklediği kişilerin Cumhurbaşkanı olmasını sağlamıştır. KKTC’nin kurucu partisi olan UBP’nin en önemli tarihi misyonu, milli davaya sahip çıkmak, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin hakkını kullanarak ilan ettiği devleti yaşatıp, yüceltmek, halkın refah seviyesini yukarılara çıkarmak, Anavatan Türkiye ile olan kardeşçe, ilişkilerimizi hep daha iyi noktalara taşımaktır.
Herkes de biliyor ki Ulusal Birlik Partisi, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın izlediği, bize göre yanlış siyasetten, verdiği tavizlerden, hükümeti, Meclisi hiçe sayan tavırlarından Kıbrıs konusunda federasyon dışında çözüm şekilleri olduğunu ifade edenleri barışçı olmayan, imkansızı isteyen kişiler olarak, dış dünyaya şikayet etmesinden, karalamaya çalışmasından rahatsızdır.
Ulusal Birlik Partisi, Sayın Akıncı’nın, hükümetin halkımızın iradesini temsil eden ve Meclis tarafından onaylanan programında iki devletli çözüme gidilmesinin hedeflendiğinin yazılmasına, Meclis’in Kıbrıs konusundaki ilgili kararında Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin aynen devamının bir anlaşma için şart olduğunun vurgulanmasına rağmen hala bunları dikkate almaması partimizce demokratik teamüllere ve gereklere aykırı bir tutum olarak değerlendirilmektedir.
UBP ve onun Genel Başkanı’nın, Başbakan’ın dörtlü koalisyon döneminde Meclis’ten habersiz sunduğu harita ile Güzelyurt’u Rum tarafına teslim eden, Kıbrıs Türk Halkı’nın yüzde 90’ı ile Türkiye’nin asla taviz verilmesini istemediği garantiler konusunda dirayetli durmayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı macera aramaması için uyarmasının en doğal görevleri olduğu nettir.
Sayın Akıncı’nın Rumların Kıbrıs konusunda uzlaşmaz oldukları Kıbrıs Türkü ile hiçbir şeyi paylaşmak istemedikleri ortadayken hala Guterres çerçevesinde masaya oturmaya hazırlanması Kıbrıs Türkü’nü Rum’un oyalama taktiklerine boyun eğdiren, maceracı bir yaklaşımdır ve UBP Genel Başkanı’nın bunu eleştirmesi gayet yerindedir.
Halkımız da, biz de biliyoruz ki o Guterres çerçevesinin içinde Kıbrıs Türkü halkına % 28.2 toprak bırakılmakta, Güzelyurt dahil pek çok yerimiz Rumlara teslim edilmek istenmekte, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi sürdürülemez bir anlaşma olarak nitelenip sıfırlanmak istenmektedir.
Nasıl ki, Sayın Akıncı, alternatif çözümlerin artık masaya gelmesini ve Rum taktiklerine boyun eğilmemesini söyleyen herkesi Kıbrıs konusunda anlaşma istememekle, imkansızın peşinde koşmakla suçlamayı kendisi için hak olarak görüyorsa, Ulusal Birlik Partisi ile onun Genel Başkanı, Başbakan da kapalı kapılar arkasındaki hiçbir görüş ve öneriyi dikkate almayan, Sayın Akıncı’yı yaptığı açıklamalarla New York’ta Rum lider ve BM Genel Sekreteri ile yapacağı görüşme öncesinde maceraya girişmemesi konusunda uyarma hakkına sahiptir.
Sayın Akıncı ve Sözcüsü, UBP ve Başbakan’a yanıt versinler….Buna hiç itirazımız yok ama, arada sırada Maraş’ın açılmasından vazgeçilmeden, Türk tarafı hidrokarbon aramalarını sonlandırmadan masaya oturmayacağını söyleyen, Kıbrıs Türkü’nü azınlık statüsüne düşürmeyi ve Türkiye’nin garantörlüğünü sıfırlamayı hedefleyen Rum liderliğine de bir şeyler söyleseler hiç fena olmaz.
Tekrar vurgulamakta yarar görüyoruz; Rum tutumu ortadadır. Değişmeyeceği de kesindir. Dolayısı ile Sayın Akıncı macera aramaktan, Kıbrıs Türkü’nün büyük bedeller ödeyerek elde ettiklerini yaklaşan seçimler uğruna tehlikeye atacak davranışlardan vazgeçmelidir.
Sayın Akıncı izlediği yanlış politikalarla uzun bir süredir halkın desteğine sahip değildir. Seçime ise az bir zaman kalmıştır. Yapılması gereken son 4 buçuk yılda yaşananlardan sonra yeni bir macera aramak değil, halk iradesinin yeniden ortaya çıkmasını beklemektir.”