Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC İstanbul Başkonsolosluğunun, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlediği KKTC’nin kuruluşunun 38’inci yıl dönümü etkinliğine katıldı.
Başkanlığını 1997-2001 yıllarında yürüttüğü Kıbrıs Türk Kültür Derneği üye ve yöneticileriyle bir araya gelen Tatar, derneğin şube başkanı Zehra Bilge Eray ve dernek üyeleriyle baş başa görüşmelerde bulundu.
İkili görüşmelerin ardından konuşma yapan Tatar, derneğe yıllarca başkanlık ettiğini belirterek, hayatını kaybeden dernek başkanlarına ve üyelerine başsağlığı diledi.
Tatar, Kıbrıslı Türklerin adada varlıklarını azınlık olarak değil, egemen ve eşitlik temelinde sürdürmesinin kaçınılmaz hale geldiğine dikkati çekerek, Kıbrıs’ta artık federal bir yapı konusunda anlaşmanın mümkün olmadığını kaydetti.
“Egemen eşitlik varoluşumuzun yegane teminatıdır”
Kıbrıs’ta uzlaşma ve anlaşmaya açık olduklarını ifade eden Tatar, şu değerlendirmelerde bulundu:
“İş birliğine açığız, ancak egemen eşitliğe dayalı iki ayrı devlet statüsünün kabulü ile mümkün olabilir. Ancak bu koşullarda iş birliği sağlanabilir. Bu talebimizi tüm dünya ile paylaşıyoruz. 27-29 Nisan tarihlerinde Cenevre’de yapılan görüşmelerde bunu ilk kez resmi olarak ifade ettik. Eşit statüye dayalı 6 maddelik planımızı ilettik. Ancak egemen ve uluslararası eşitliğimizin kabul edilmesi durumunda resmi müzakere sürecine geçebileceğimizi ayrıca ifade ettik. Çünkü egemen eşitlik varoluşumuzun yegane teminatıdır.”
Tatar, Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığı ile Kıbrıs’ta adil, eşitlikçi ve egemen bir devlet kurmayı başaracaklarını söyleyerek, aksi takdirde federal temelli bir ortaklıkla Rumların, Türkleri yöneteceklerini, asimile edeceklerini vurguladı.
Türkiye’nin zaman içinde adadan çekilmesiyle Kıbrıs davasının kaybedileceğine dikkat çeken Tatar, şunları dile getirdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk hükümetinin de tam desteğini aldığımız için ve benim cumhurbaşkanı seçilmemle beraber bu siyaset artık kesinlik ve netlik kazanmıştır. Kıbrıs da bunun mücadelesini vermektedir. Halkımızın bu konuda bize destek çıktığını, giderek bu yeni siyasetin zemin bulduğunu ve giderek desteğini arttırdığını da görüyorum. Çünkü artık bunun geri dönüşü yoktur.”
Tatar, Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki pozisyonunun ve duruşunun kendilerine güç verdiğini vurgulayarak, Ankara’nın Kıbrıs konusunu uluslararası bir dava olarak gördüğünü, zor günlerde olduğu gibi bugün de yanlarında olduğunu kaydetti.
“Kıbrıs’ta artık iki halk ve iki devlet vardır”
Kıbrıs Türk halkının kendi özgürlüğünü kazanmak için çok bedeller ödediğini belirten Tatar, “Eşitlik temelinde bir anlaşma istiyoruz. Uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan haklarımızdan hareketle egemenliğimizin tescilini istiyoruz. BM’nin de bu konuda bir an önce adım atması gerekiyor.” dedi.
Tatar, Maraş’ın açılmasının, egemen eşit siyasetinin iyi bir örneği olduğunu ifade ederek, salgın koşullarına rağmen şehre büyük bir ilgi olduğunu söyledi.
Tatar, derneğin Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve hürriyet davasında büyük katkılar sağladığını anlattı.
Türkiye’nin Kıbrıs’ta tam egemen, eşitliğe dayalı ve iki devletli bir çözüm arayışına tam destek verdiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gelinen noktada bir gerçek vardır. Kıbrıs’ta artık iki halk ve iki devlet vardır. Kıbrıs’ta iki ayrı demokrasi vardır. Kıbrıs, eski Kıbrıs değil. Doğu Akdeniz, eski Doğu Akdeniz değil. Türkiye’nin de ağırlığını koymasıyla Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki stratejik boyutuyla hava sahası, deniz yetki alanları, kara suları, ekonomik münhasır bölge ve mavi vatan, bu coğrafyadaki varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürmemiz için vazgeçmeyeceğimiz şeyler. Tüm bunlar, Kıbrıs davasının ne kadar önemli, ne kadar stratejik olduğu da ortaya koymuştur.”