AB Bilgi Merkezi tarafından İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi iş birliğinde düzenlenen eğitimler bu yılın Mayıs, Haziran ve Ekim aylarında gerçekleşti. Son sınıf öğrencilerine yönelik eğitimler için farklı sektörlerdeki belirli riskleri ele alan modüller hazırlandı.
Öğrencilere, iş yerlerinde sağlık ve güvenliğin neden önemli olduğu, farklı iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin nasıl sağlanabileceği, sağlık ve güvenlik kuralları, farklı AB ülkelerindeki uygulamalar anlatıldı.
Eğitimlere katılan bütün öğrenciler, bilgi yarışmasına da davet edildi. 13 okuldan 78 öğrenci yarışmada başarılı oldu. Ödül almaya hak kazanan öğrenciler için bugün Merkez Lefkoşa’da tören düzenlendi. Aynı zamanda Avrupa İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası da kutlandı.
Ödül töreninde Avrupa Komisyonu Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Kjartan Björnsson, Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürü Gülşen Hocanın, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği’nden (İSG-BİR) Fatoş Anter konuşma; Mesleki Teknik Eğitimde Müfredat Geliştirme Teknik Yardım Projesi Ekip Lideri Yochka Anastasova ise sunum yaptı.
Konuşmaların ve sunumun ardından öğrencilere, tablet, power bank ve İSG kitinden oluşan ödülleri takdim edildi.
BJÖRNSSON
Ödül töreninde ilk sözü alan Kıbrıs Çözüm Destek Birimi Başkanı Kjartan Björnsson, iş sağlığı ve güvenliğinin AB’nin etki yarattığı en büyük alanlardan biri olduğunu kaydederek, “Bu etki, en az sayıda düzenlemeyle en fazla sayıda riske karşı güvence sağlayan sağlam bir yasal çerçeve sayesinde elde edildi” dedi.
Björnsson, Avrupa Komisyonu’nun bu yılın haziran ayında işçilere yönelik koruma standartlarını güncellemek, geleneksel ve yeni iş kaynaklı riskleri ele almak amacıyla 2021-2027 yıllarını kapsayan yeni bir iş sağlığı ve güvenliği strateji çerçevesi sunduğunu da belirtti.
Bu politikalarla, iş gücünü korumayı amaçladıklarını kaydeden Björnsson, “Bunlar, dijital ve yeşil dönüşüm, yeni iş türleri ve COVID-19 pandemisi neticesinde işçilerin korunması bakımından değişen ihtiyaçları ele alan politikalardır” dedi.
HOCANIN
Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürü Gülşen Hocanın, meslek eğitimi projelerine verdiği destek için AB’ye teşekkür etti.
Meslek liselerine yönelen öğrenci sayılarının geçen yıla göre yüzde 9,5, bu yıl da yüzde 5’e yakın arttığını belirten Hocanın, merkez okullarda öğrenci taleplerini karşılayabilecek durumda olmadıklarından 700 kişilik meslek lisesi yapımı için proje çizimi aşamasına geldiklerini kaydetti.
Meslek liselerinde eğitim kalitesi için Kalite Güvence projelerinin yine AB tarafından kabul edildiğini belirten Hocanın, bu projenin ilk olma özelliğini taşıyacağını aktardı, Yaşam Boyu Eğitim projelerinin de çerçeve proje olarak başlayacağını ifade etti.
Projelerin uygulanmasında revize edilmesi gereken yasaların ve tüzüklerin ilanının yapıldığını ifade eden Hocanın, bu yasaların gerektirdiği tüzüklerin de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini aktardı. Hocanın, “Ulusal Yeterlilik Çerçevemizin ilanı için çalışmalarımızı sonlandırdık. Büyük olasılıkla kasım ayı ortalarında ilanı yapılacaktır. Böylece ülkemizde iş hayatının da kalitesini artırarak ve alanda yeterlilik düzeyi belirlenmiş kişilerin iş hayatına katılımını sağlayacağız” dedi.
ANTER
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanları Birliği (İSG-BİR) adına konuşan Fatoş Anter, Çalışma Dairesi’nin kayıtlarına geçmiş resmi verilere göre ülkede her yıl 270-300 civarında iş kazası meydana geldiğini, bu kazalarda 6 ile 10 arasında çalışanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Anter, “Ölüm oranlarının yüksek olması, bu alanda yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Meslek hastalıkları konusunda ise düzenli ve sürekli bir çalışma olmadığından güvenilir bir veri tabanı mevcut değildir” dedi.
Anter, özellikle 35/2008 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası ve bu yasa altında çıkarılan 11 tüzüğü iş sağlığı ve güvenliği alanında atılan önemli bir adım olarak değerlendirdi.
“Bu yolda daha atılması gereken birçok adım var” diyen Fatoş Anter, “Bu alandaki çalışmaları sadece devletten beklemek yanlıştır.
Meslek örgütlerine, çalışan ve işverenlere, üniversitelerimize önemli görevler düşüyor. Hem mevzuatın geliştirilmesi, hem uygulamanın günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesi, hem de bu alanda yepyeni bir kültürün yerleştirilmesi gerek…” şeklinde konuştu.
Anter, bütün bu çalışmaların bilimsel bir temelde yürütülmesi esas olduğunu da vurguladı.