KTTB tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
“Bir buçuk yıla yakın zamandır dünyayı ve ülkemizi etkileyen COVID-19 pandemisinin kontrolü amacı ile alınan toplumsal ve bireysel tedbirlerin sonucu ekonomik ve sosyal yaşam olumsuz olarak etkilenmektedir. İnsanlarımız yorulmuş ve sıkılmış durumdadır.
Aşılar pandemi mücadelesinde elimizi güçlendiren en önemli araçlarımızdır. Şu ana kadar dünyanın çeşitli ülkelerinde acil kullanım onayı almış 12 aşı bulunmaktadır. Bunlar 3 farklı yöntemle üretilmiş olan aşılardır.
Bütün bu gelişmelere karşın pandemi devam etmektedir.
Şimdiye dek saptanan en bulaşıcı varyant
Salgının yeterince kontrol edilemediği durumlarda virüs mutasyona uğramaktadır. COVID 19 enfeksiyonuna sebep olan SARS CoV-2 de mutasyona uğramaktadır. İlk önceleri saptandığı ülkelerin adıyla anılan (ör İngiliz, Brezilya, Güney Afrika, Hint varyantı gibi) bu varyantlara yeni isimlendirme yapılmıştır. Buna göre önceden Hint varyantı olarak isimlendirilen varyanta Delta varyantı denmektedir. Yapılan ilk değerlendirmelere göre Delta varyantının bugüne dek saptanan SARS CoV-2 tiplerine göre bulaşıcılığı %40-60 daha yüksektir ve daha yüksek hastaneye yatma riski ile ilişkili olduğu açıklanmıştır.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde son günlerdeki vaka sayılarındaki artışın da Delta varyantı nedeni ile gözlendiği bildirilmektedir.
ECDC uyarıyor: Tedbirlerin gevşetilmesi vakaları artırabilir
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi ECDC’den yapılan açıklamaya göre COVID 19 modelleme senaryoları, Avrupa’da uygulanan ilaç dışı önlemlerin katılığının yaz aylarında gevşetilmesinin, tüm yaş gruplarında günlük vakalarda hızlı ve önemli bir artışa yol açabileceğini göstermektedir.
ECDC’nin 10 Haziran’da yayınlanan en son risk değerlendirmesi ve Delta varyantının gelecekte beklenen baskınlığı göz önüne alındığında, tüm epidemiyolojik durumlardaki ülkeler için riskin arttığı bildirilmektedir. Bireysel ve toplumsal önlemlerinin sürekli olarak uygulanması ve tam aşılamanın daha hızlı bir şekilde yaygınlaştırılması olmadan, yeni enfeksiyonlarda, hastaneye yatışlarda ve ölümlerde keskin artışlar gözlemlenebileceği uyarısı yapılmaktadır.
Epidemiyolojik senaryolara göre Ağustos sonunda Avrupa’daki vakaların %90’ı Delta’tan kaynaklanacak
ECDC’den yapılan epidemiyolojik tahmine göre Delta varyantının tahmini bulaşma avantajına ve modelleme tahminlerinin kullanılmasına dayanarak, Ağustos ayı başında AB’deki yeni SARS-CoV-2 enfeksiyonlarının %70’inin, Ağustos ayı sonunda ise enfeksiyonların %90’ının bu varyanttan kaynaklanacağı tahmin edilmektedir. 1 Eylül’e kadar farmasötik olmayan müdahale (maske, mesafe, el yıkama vb) önlemlerinin %50 oranında kademeli olarak azaltıldığı bir senaryoda, SARS-CoV-2 görülme oranının tüm yaş gruplarında artması ve en yüksek oranın 50 yaş altındaki gruplarda olması beklenmektedir.
Ne yazık ki, ön veriler, Delta varyantının mevcut aşılardan yalnızca bir doz almış bireyleri de enfekte edebileceğini göstermektedir. Delta varyantının yaz aylarında, özellikle aşılama için hedeflenmemiş genç bireyler arasında yaygın olarak dolaşması çok muhtemeldir. Bu, tam olarak aşılanmamış olmaları durumunda, daha yaşlı veya risk oluşturan hastalığı olan bireylerin enfekte olma ve ciddi hastalık ve ölüm yaşama riskine neden olabilecektir.
COVID-19 aşılarının Delta varyanta karşı etkilerinin daha düşük olduğu ve tam doz aşılı kişilerin bile maske mesafe hijyen kuralları gibi ek koruma tedbirlerini uygulamaya devam etmesi gerektiği Dünya Sağlık Örgütü tarafından da açıklanmıştır.
Ülkemizde, Delta varyanta karşı etkinliği daha iyi olduğu açıklanan mRNA ve Viral Vektör aşılarının kullanımına ağırlık verilmesinin, giderek etrafımızda yayılmakta ve bize doğru yaklaşmakta olan Delta varyanta bağlı yeni bir dalga yaşamamamız için elzem olduğunu düşünüyoruz.
Ülkemizi korumak İçin:
Etkinliği gösterilmiş aşılarla toplumu hızla aşılamaya devam etmeliyiz,
Özellikle hastaneye yatış ve ölüm riskini azaltmak için, yüksek ve şiddetli COVID-19 riski taşıyan başta sağlık çalışanları, kronik hastalığı olanlar ve 50 yaş üstü bireylerden başlamak üzere topluma delta varyanta etkili aşıları yapmak zorundayız,
Bireysel ve toplumsal kuralları uygulamaya devam etmeliyiz,
Kuralların denetimdeki zafiyeti derhal gidermeliyiz,
Sınırlarımızdan girişlerde Delta varyantın baskın olduğu ülkelerden gelen kişiler için ek tedbirler ve düzenlemeler getirmeye mecburuz.
Hepimiz çok sıkıldık ve yorulduk. Ama en azından tedbirleri uygulayarak bu şekilde toplumsal yaşama devam edebilmek ve yeni bir kapanmadan korunabilmek için en başta devlete olmak üzere hepimize görevler düşmektedir.
Bunlardan birisi maske- mesafe-hijyen kurallarına uymak diğeri ise bize uygun bir aşıyı en erken zamanda yaptırmaktır.”