Hükümetin hukuksuzluk yaptığını belirten Özersay, Meclis’te yaptığı konuşmada hükümete konuya ilişkin görüşlerini şu sözlerle aktardı: “Halkın Partisi olarak bu yapılanın hukuksuzluk olduğunu, tasarrufun böyle yapılmayacağını size aylar önce söylemiştik ama hükümet bunu dikkate almadı. Hukuk kuralları yok sayılarak hayat pahalılığını dondurmaya kalktınız. Hayat ciddi anlamda pahalılaşırken hayat pahalılığını dondurmaya kalktınız. Eğer bu yapılması gereken bir ihtiyaçsa, bunu yapma yöntemleri de vardı. Hukuka uygun, diyalogla olmalıydı, sendikalar, sivil toplum örgütleri ve muhalefetle önceden paylaşılmalı, istişare yapılmalıydı. En önemlisi de bu kesintiyi yapmaya kendinizden, yani Bakanlardan, vekillerden, müsteşar ve müdürlerden başlamanız gerekirdi! Kendinizden başlamadığınız için samimiyetiniz sorgulandı, israfa devam ederken tasarruf ihtiyacından bahsederek samimiyetsizlik yaptınız. Tasarrufla elde edeceğiniz miktarı da nerede kullanacağınızı şeffaf olarak açıklamadınız. Bu hükümete olan güvensizlik ve yamalı bohça kuruluş şekli dikkate alındığında neden insanlar size güvensin ki? Tüm bunları yapmış olsaydınız, konu mahkemeye de taşınmazdı. Şimdi hayat pahalılığı geriye dönük 100 küsur milyon ödemek zorunda kalacak. Biz parti olarak Maliye Bakanlığı’nın böyle bir durumda kalmasından memnun değiliz.”
HP Genel Başkanı, konuşmasında hükümete yönelik bazı sorular yöneltti. İşte Özersay’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar:
“SANAYİ ARAZİLERİNİ ALTYAPISIZ VEREN DÖNEMİN BAKANI MI, SÖZLEŞMEYİ İPTAL EDEN ŞU ANKİ EKONOMİ BAKANI MI YANLIŞ YAPIYOR?”
Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın Güvercinlik Küçük Esnaf Sanayi Sitesi’nde yer alan, geçmişte sanayi arazisi verilen kişilere yazı gönderilerek, arazi veriliş sözleşmelerinin iptal edildiğini duyduklarını söyleyen Özersay, vatandaşın isyan halinde olduğunu belirtti. İptal gerekçesinin önemli olduğunun altını çizen Özersay, gönderilen yazıda altyapının mali kaynak yetersizlik nedeniyle yapılamadığının gerekçe gösterildiğini ve yakın zamanda da yapılmasının mümkün görülmediğinin yazdığını aktardı: “Altyapısız verildiği itiraf edilen arazilerin bu geçen süre zarfında altyapı yapılmadığı söyleniyor. En vahimi de yakın zamanda da yapılmayacağı söylenerek sözleşme sona erdiriliyor. Dönemin Bakanı Sunat Altun’un imzasıyla gençlere, esnafa araziler bugünkü Bakanın dediği gibi altyapısız mı verildi? Eğer öyleyse altyapısız verilmesi yanlış mıydı? Yok eğer Sunat Bey doğru yaptıysa şu anki Ekonomi Bakan’ı iptal ederek yanlış mı yapıyor?”
“POPÜLİZM YAPMAK İSTEYEN BİRİ SAYIN ARIKLI’YA ‘KKTC’DE EZAN SESİNİ KESTİNİZ’ DERSE NE CEVAP VERECEK?”
Elektrik Kurumu’nun son iki gündür bazı kesintiler yaptığını hatırlatan Kudret Özersay, hastanelere yazılar gönderildiğini, camilerin elektriğinin kesildiğini belirtti ve ekledi: “Ekonomi Bakanlığı’na bağlı Elektrik Kurumu camilerin elektrik faturasını ödemek konusunda Vakıflar İdaresi’nin üstlendiği bir sorumluluk var. Borcun yapılandırılmasında da Vakıflar İdaresi de taraf olmuş, ödenmeyince de elektriği kesilmiş. Vakıflar İdaresi kurumsal olarak Başbakanlık’a bağlı olduğu için Ersan Bey’e, koalisyon pazarlıkları çerçevesinde verildiği için Erhan Bey’e ama zorda olan koalisyonun destek almak için verildiği söylendiği için Bertan Bey’e mi sormalıyız? Vakıflar İdaresi’yle ilgili sorularımızın muhatabı kimdir? Eğer Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı’ya bağlı Elektrik Kurumu, yine kendisinin sorumlu olduğu Vakıflar İdaresi’nin yükümlülüğü altındaki camilerin elektriğini kesiyorsa burada bir oyun mu vardır? Camilerin elektriğinin kesilmesi doğru mudur? Eğer doğru değilse KIBTEK neden elektriği kesti? Bu elektrik faturasını Vakıflar İdaresi neden ödemedi? Eğer geçmişte yapıldığı gibi birisi popülizm yapmak için ‘KKTC’de ezan sesini kestiniz’ derse Sayın Arıklı ne cevap verecek? Bu çelişkili durumun açıklanması şarttır.”
“BİNBOĞA YEM FABRİKASI’NA NEDEN 22 KİŞİ DAHA İSTİHDAM EDİLMEK İSTENİYOR? HÜKÜMET AÇIKLAMALI”
Binboğa Yem Fabrikası’na yapılmak istenen istihdam konusunu da gündeme getiren HP Genel Başkanı, “108 kişinin çalıştığı bir kurumda 22 kişiye daha gerçekten ihtiyaç var mı? Neden ihtiyaç var? Yeni bir hamle mi yapılıyor? Çalışanlar bir ihtiyaç olmadığını söylerken böyle bir işe alım neden gereklidir? Bir taraftan memlekette para yok derken, bu ülkenin kurumlarını kimsenin batırmaya hakkı yoktur. Makul, mantıklı ve verimlilik temelinde bir istihdam söz konusu olacaksa istihdamın da nasıl yapıldığı son derece önemlidir” diye konuştu.
“HÜKÜMETE VERDİĞİ DESTEK KARŞILIĞINDA BAZI MİLLETVEKİLLERİNE ARAZİ KİRALANDIĞI DOĞRU MU?”
Dörtlü hükümetin sona erme sebebini hatırlatarak konuşmasını sürdüren Kudret Özersay, Maliye Bakanı’na seslenerek arazi kiralamalarıyla ilgili sorular sordu. Özersay, “Geçmişte 100 küsur dönümlük bir arazinin bir eğitim kuruluşuna kiralanmasıyla ilgili bir kriz yaşanmıştır. Hükümet ortakları atlatılmış, kandırılmış ve Maliye Bakanlığı üzerinden el altından kiralanmıştı. Hükümetin sona ermesine varan bir siyasi kriz yaşanmıştır. Doğruluğu, yanlışlığı tartışılsa da neticede hükümet bozulmuş ve UBP’yle bir hükümet kurulmuştu. O dönemin Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu’na yapılan bu kiralamanın hukuka uygun olup olmadığını sorduğumuzda görev Maliye Teftiş’e verildi ve bu kiralamaların hukuka aykırı olduğu, devletin zarara uğratılmış olabileceği ve konunun savcılığa aktarılması gerektiği yanıtını almıştık. O gün yazılan rapordan hareketle, Sayın Amcaoğlu, Maliye’ye bu kiralamaları sona erdirecek bir tebligat yolladı. Bu ilişkiyi sonlandıran bir hamle yapılmış oldu ve konu savcılığa da gönderildi. Buraya kadar tamam. Ancak bize gelen duyuma göre, ilgili kurumun, faaliyet yapmayan yandaki arazilerin sahipleriyle de temasa geçip konuyu ilerletmeye çalıştıklarıdır. Bu arazilerin durumu nedir? Bazı milletvekillerinin hükümete verdiği destek karşılığında bu araziler tekrar kiralandı mı?” ifadesini kullandı.