Söz konusu düzenlemelerin Nisan ortasında AB Komisyonerleri tarafından onaylanarak, yasallaşması beklenmektedir. Her iki düzenlemenin de eş zamanlı olarak yapılması, Avrupa Komisyonunun 2015’te liderler mutabakatı çerçevesinde vermiş olduğu sözü tutması açısından büyük önem arz etmektedir.
Gelinen süreç içerisinde, Kıbrıs Türk tarafının önemli kazanımlarının yanında bazı tavizleri bulunmakla birlikte, bundan sonraki uygulama süreçlerinin nasıl işleyeceği konusunda belirsizlikler barındırmaktadır.
KTSO olarak, üreticilerle birlikte 2007 yılından beri hellimin coğrafi işaret tescilinin Güney Kıbrıs makamları tarafından tek taraflı olarak alınmasının engellemesine yönelik yaptığımız mücadelede bize destek veren ve birlikte hareket ettiğimiz mevcut ve eski Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, AB Koordinasyon, Hayvancılar Birliği, SÜİB, KTTO, Çiftçiler Birliği yetkilileri ile geçmiş dönemlerde KTSO’da görev alan başkan, yönetim kurulu ve uzmanlarına teşekkür etmek istiyoruz.
Ancak gelinen bu süreç, üreticilerimizin haklarının korunması kapsamında daha organize, daha bütüncül ve kolektif bir çalışma içeren yeni bir mücadele gerektirmektedir. Tescilin geçmesi ve Yeşil Hat Tüzüğü (YHT) kararının onaylandığını düşünerek, yarın AB’ye hellim satılabileceğini ifade eden bazı çevreler bulunmaktadır. Ancak bu durum ne yazık ki gerçeklerle örtüşmemektedir.
Şöyle ki, YHT’de hiçbir yasal engel olmamasına rağmen işlenmiş gıda ürünlerinin ve gıda ile temas eden plastik ürünlerinin geçişine Güney Kıbrıs makamları izin vermemektedir. AB Komisyonunun her yıl yayınladığı YHT raporunda ifade edip, Kıbrıslı Rum makamları uyarmasına rağmen işlenmiş gıdalar on yılı aşkın süredir halen YHT kapsamında satılamamaktadır. AB’nin işlenmiş gıdaların YHT geçişi konusunda Rum makamlarına yönelik herhangi bir yaptırım gücü kullanmaması, hellim konusunda da benzer sıkıntıların olmasına neden olabileceğini göstermektedir.
Bununla birlikte, YHT’de kişilerin geçişi konusunda da Kıbrıslı Rum makamların, tüzüğe aykırı hareket ettiği ve AB’nin buna yönelik herhangi bir aksiyon almadığı da unutulmamalıdır.
Bu gerçekler ışığında, KTSO olarak gerek üreticilerimizin gerekse siyasi çevrelerin hellimle ilgili yaşanan son gelişmelerden rehavete kapılmamasını, asıl mücadelenin şimdi başladığını, gerek tescilin gereklerinin yerine getirilmesi gerekse haklarımızın sonuna kadar korunması için vakit kaybedilmeden çalışmaya devam edilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Esas amaç, üreticilerimizin kapasitesini geliştirirken, tescil ve YHT üzerinden ihracat uygulamaları bağlamında belirsizliklerin giderilmesi için mücadele etmek olmalıdır.
Bir taraftan hellim tesciline uygun üretim yapılabilmesi için küçükbaş hayvancılıkta yerel kapasitenin geliştirilmesi, yerelde daha fazla yem üretimi yapılması, AB’nin hayvan hastalıkları ve diğer mevzuatlarıyla tam uyum sağlanması için çalışırken, diğer taraftan Güney makamlarının işlenmiş gıda ve diğer alanlarda olduğu gibi hellim ticaretimizi engellemesine izin vermeyecek hukuk ve lobi mücadelesine hazırlanmamız gerekmektedir.
Son olarak hellim üretiminde kullanılacak küçükbaş hayvancılığın, tescile ve AB’nin sağlık politikalarına uygun olarak artırılması konusunda KKTC Tarım Bakanlığını titizlikle vakit kaybetmeden yol haritası hazırlaması gerektiğini belirtiriz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası