Zaroğlu, kendisinin başkanlığında daha katılımcı, partililerin fikirlerini daha rahat ifade ettikleri ve bu fikirlerin politikalara daha çok yansıyacağı bir dönem olacağını söyledi.
Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Zaroğlu, katıldığı web tv yayınında soruları yanıtladı.
LAÜ Mütevelli heyetine yapılan atama ve sonrasında yaşananları değerlendiren Zaroğlu, bu durumun hesabının önceden yapılması ve bu durumlara gelinmemesi gerektiğini söyledi.
“MUHALEFET PARTİLERİ, HÜKÜMET DÖNEMLERİNE BAKMALIDIR”
Yapılan atamalardan partinin yetkili organlarının bilgisi ve onayı olmadığını kaydeden Zaroğlu, yapılan atamanın yanlış bir karar olmasına rağmen Meclis’te “Dinime söven Müslüman olsa” söyleminin bire bir yaşandığını savundu.
Konuyu eleştiren muhalefet partilerinin hükümette oldukları dönemlerde cezaevinde bulunan bir kişinin ataması dahil, birçok yanlış atamanın yapıldığını ileri süren Zaroğlu, herkesin bir şeyleri eleştirmeden kendi icraatlarına bakması gerektiğini söyledi.
Erhan Arıklı’nın atmış olduğu birçok adımda “Kurultaya giden yolda her şey mübahtır” mantığı güttüğünü savunan Zaroğlu, yapılan yanlışların aslında kendisine değil partiye olduğunu belirtti.
“BAŞARI DA PAY EDİLMELİYDİ…BU YAPILMADI”
Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası kaydedilen başarısızlığın payını hep birlikte üstlendiklerini anımsatan Zaroğlu, ortada bir başarı olduğunda da bu başarının hep birlikte paylaşılması gerektiğini umduklarını ancak bunun böyle olmadığını kaydetti.
Genel Başkan Arıklı’nın birçok konuda “ben kredi çektim, ben kurdum, ben atadım” söylemleri ile partiyi tek başına hayata geçirmiş gibi davrandığını savunan Zaroğlu, YDP’nin bir çok mücadele veren kişinin emeği ile birlikte kurulduğunu söyledi.
Bertan Zaroğlu, Kıb-Tek ile ilgili gerek jeneratör ihalesi, gerek ise akaryakıt ile ilgili konuları geçmiş süreçlerde birçok kez Meclis kürsüsünde dile getirdiğini ve bunun ile ilgili bir çok araştırmalar yaptığını dile getirirken, bugün gelinen aşamada ise Genel Başkan Arıklı’nın bu ve benzeri bir çok konuda kendisine bilgi vermediğini savundu.
Arıklı’nın Genel Başkan yardımcılarını değiştirdiğini, parti tüzüğü gereği bunun normal olabileceğini, ancak “Benden yana değilsen seni değiştiririm” mantığı ile hareket edilirse bunun yanlış olduğunu ileri sürdü.
Zaroğlu, “kendisine bir çok kez pervasızca saldıran bir Genel Sekreter Yardımcısını görevden almadığını, çünkü bunu doğru bulmadığını” söyledi.
Kurultayın YDP’nin yeniden ayağa kalkma süreci olacağına inandığını kaydeden Zaroğlu, ekibi ile birlikte ciddi bir çalışma içerisinde olduklarını söyledi.
Zaroğlu, kendi döneminde daha katılımcı ve fikirlerini daha rahat ifade ettikleri ve bu fikirlerin politikalara daha çok yansıyacağı bir süreç olacağını söyledi.
“ARIKLI’NIN SÖYLEMİ SİYASİ AHLAKA UYGUN DEĞİL”
Arıklı’nın “kaybedersem giderim” söyleminin siyasi ahlaka uygun olmadığını savunan Bertan Zaroğlu, YDP’nin YSK’daki rakamlarla ülkede ikinci büyük üye sayısına sahip bir parti olduğunu, bu tutumun partiye zarar verdiğini söyledi.
YDP yöneticilerinin hiçbir zaman ayrıştırıcı bir sözü bulunmadığını, gerek parti içi görevlerde gerek ise partinin yaptığı atamalarda da böyle bir durum olmadığını kaydeden Zaroğlu, ancak bazı kesimlerin kendileri ile ayrıştırma kelimesini yan yana koymak için uğraş verdiğini savundu.
Zaroğlu, YDP’nin nereden geldiği nereden doğduğuna bakılmaksızın ezilenlerin, bu ülkede belirli bir zümreye tanınan haklardan faydalanamayan ve ülkenin daha iyi noktaya gitmesi için idealleri olan insanların bir araya gelerek kurulduğu bir parti olduğunu söyledi.
Crans Montana’da sırtına duvara yaslayan tarafın Türk tarafı ancak masadan kaçanın Rum tarafı olduğunu belirten Zaroğlu, nisan ayında yapılacak konferanstan bir netice çıkmasını beklemediğini, federasyon tezi ile ilerlenmesinin artık bir anlam taşımayacağını söyledi.