UBP Basın Bürosu’ndan yapılan açıklamaya göre, Hasipoğlu, İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi ve Britanya Kıbrıslı Türkler Derneği tarafından düzenlenen seminerde yaptığı konuşmada, artık Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitliğine saygı gösterilerek, federasyon dışındaki modellerin konuşulması gerektiğini vurguladı.
Hasipoğlu, egemenlik konusunun sorunlu bir konu olmadığını, Kıbrıslı Türklerin zaten egemenlik hakkına sahip olduğunu kaydederek, Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti’nden atıldıktan sonra hiçbir zaman Rum tarafının egemenliği ve yönetimi altına girmediğini söyledi.
“Yeni Başlayacak olan süreçte, özellikle Nisan sonu yapılacak BM toplantısında egemen eşitlik diyoruz, masaya bunu getiriyoruz” diyen Hasipoğlu, bugüne kadar her şeyin tartışıldığını, Crans Montana’da tüm tarafların birbirinin kırmızı çizgilerini gördüğünü ama bir yere varılamadığını anlattı.
Hasipoğlu, mevcut parametrelerle federasyon modeline dayalı bir çözüme ulaşamıyorsa, yeni kavramlar ve yönetim modellerinin konuşulmasının şart olduğunu vurguladı.
Oğuzhan Hasipoğlu, “Kıbrıs Rum tarafı adadaki zenginliği ve yönetimi hala daha bizimle paylaşma yanlısı değil. Federasyon ise paylaşmaya dayalı bir çözüm şeklidir. Eğer kaşınızdaki sizinle yönetimi ve zenginliği paylaşmıyorsa siz federasyon kuramazsınız” dedi.
“KIBRIS’TA GASPÇI OLAN RUMLARDIR”
Hasipoğlu, federal çözümden uzaklaşılmakla 1960 Anlaşmalarının ve anayasanın ihlal edilip edilmediği ile ilgili bir soru üzerine de 1960 antlaşmalarını yok edenin Rum tarafı olduğu yanıtını verdi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin üye olmadığı bir birliğe, özellikle de AB’ye üye olmasının Anayasanın açık ihlali olduğunu ifade eden Hasipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uluslararası camianın bu gaspa göz yumması bu uluslararası yasadışılığı meşrulaştırmaz ve dahası Kıbrıslı Türklerin meşru eşit hak ve statülerini ortadan kaldırmaz. Nitekim ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarında tarafların ilişkisinin azınlık, çoğunluk ilişkisi olmadığı ve siyasi eşitlik zemininde olduğu kabul edilmektedir. Uluslararası camianın ve özellikle İngiltere’nin uygulamada artık Kıbrıs Türk halkının egemenliğini ve Rum tarafı ile eşit olduğunu gözetmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Rum tarafı adil olmayan konforlu yaşamını sürdürmeye devam edecektir. Bu durum da Rum tarafını çözüme zorlamak yerine, mevcut statükonun devamına sebep olacaktır.”
“FEDERASYON GÖRÜŞMELERİ HAKKIMIZIN YENMESİNE NEDEN OLUYOR”
Hasipoğlu, yarım asırdır gerçekleştirilen sonuçsuz federasyon müzakerelerinin, Kıbrıs Türk halkına ambargolar uygulanmasına, AB’nin söz verdiği doğrudan ticaret rejiminin gerçekleşmemesine ve Maraş’ın bir kesiminin 46 yıl boyunca kapalı kalmasına neden olduğuna dikkati çekti.
Veto hakkıyla ilgili bir soru üzerine Hasipoğlu, Kıbrıs Türk halkının kurucu ortak olduğunu (Co-founder), 1960 ortaklık Anayasası’na göre iki tarafın temsilcilerinin eşit veto hakkına sahip olduğunu belirtti. Hasipoğlu, “Keza, 2004 yılında Rum tarafınca reddedilip Kıbrıs Türk tarafınca onaylanan BM kapsamlı siyasi ortaklık çözüm planının eş zamanlı referandumlar aracılığıyla iki halkın onayına sunulmuş olması, adadaki realitenin teyididir. Realite de Kıbrıs Türk tarafının, Kıbrıs Rum tarafının sahip olduğu ve kullandığı bütün haklara sahip eşit siyasi statüde bir taraf olduğudur” diye konuştu.
“EGEMEN EŞİTLİĞİMİZE SAYGI GÖSTERİLMELİDİR”
Nisan sonunda gerçekleştirilecek olan 5+1 BM toplantısında bu yöndeki argümanlarını ortaya koyacaklarını ifade eden Hasipoğlu, Kıbrıs’ta iki asırdır yaşananlara, son elli dört yıllık müzakere sürecine, Rum tarafının haksızca kullanmakta olduğu uluslararası statüye ve Doğu Akdeniz’de yaşanmakta olan istikrarsızlığın kök nedenlerine bakıldığında, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de barış, istikrar ve işbirliği iki taraf arasında statü denkliğinin sağlanması ve egemen eşitliklerine saygı gösterilmesiyle mümkün olabileceğini kaydetti.
Rum tarafının Güney’den Kuzey’e geçmek isteyen İngilizleri engellemesi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Hasipoğlu, Rum tarafının bu girişiminin kendilerini şaşırtmadığını ve bu uygulamanın bir insanlık ayıbı olduğunu belirterek, İngiltere’den bu konuda destek beklediklerini söyledi.
İNGİLTERE’DEN BEKLENTİLER…
İngiltere’nin artık bir AB ülkesi olmadığını hatırlatan Hasipoğlu, şöyle konuştu:
“Bizim İngiltere’den beklediğimiz Rum kesimini artık dinlememesi, adil davranması ve iki halka eşit yaklaşmasıdır. İngiltere artık bir AB ülkesi olmadığını için bu bağlamda daha cesur ve esnek davranması gerektiğini düşünüyorum. Unutulmamalıdır ki KKTC’de 10 bin civarında İngiliz yaşamaktadır. Eğer İngiltere samimi bir şekilde adada adil ve kalıcı bir çözüm istiyorsa, Rum tarafının bu uzlaşmaz ve adil olmayan kararlarına destek vermemesi gerekmektedir, aksi takdirde Rum tarafı bu tür şımarık ve adil olmayan kararlarını uygulamaya devam edecektir.”