Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Genel Kurulu’nda 2021 bütçesinin tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusuna da değindi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki devletli çözüm yönündeki iradesini açık şekilde sandığa yansıttığını belirten Oktay, Türk milletinin de Kıbrıs Türk’ünü eşit egemenlik mücadelesinde hiçbir zaman yalnız bırakmadığını, bundan sonra da bırakmayacağını vurguladı.
Oktay, “Ne geçmişte yapılan haksızlıkları, zulümleri unutmak ne de bugün oynanmaya çalışılan oyunları görmezden gelmek mümkündür. Uluslararası toplum, Kıbrıs Türkü’nü yok saymaya artık bir son vermesi çağrısında bulundu.”
AB başta olmak üzere, uluslararası topluma gazi Meclis’ten bir kez daha seslenmek istediğini belirten Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:
” KKTC’ye karşı, ulaşım gibi temel insan hakları da dahil ambargolar, adaletsiz ve dışlayıcı yaklaşımlar böyle sürüp gider mi sanıyorsunuz? Buna müsaade etmeyeceğimizi buradan bir kez daha haykırmak istiyorum. Daha ne zamana kadar Kıbrıs Türk’ünün adadaki varlığını görmezden geleceksiniz? Uluslararası toplumun gözleri kör, vicdanı sağır olsa da biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yalnız bırakamayız.” ifadesine yer verdi.
KKTC’nin, kendi toprağı olan Maraş’ı çözüme yönelik bir iyi niyet göstergesi olarak kapalı tutmasına rağmen, 46 yıldır bir çözüme ulaşılamadığını, Kıbrıs’ın incisi Maraş’ın atıl kaldığını belirten Oktay, oysa Maraş’ın uluslararası hukuk temelinde ve oradaki hak sahiplerinin de haklarını teslim edecek şekilde açılmasının mümkün olduğunu kaydetti.
“Dünyanın sayılı sahillerinden birisi artık kapalı değildir”
Türkiye’nin, bu statükonun kırılması için KKTC’nin şartsız bir şekilde yanında olduğunu anımsatan Oktay, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz biliyoruz ki bu hayalet şehrin yeniden hayat bulması, Kıbrıs sorununun siyasi çözümü yolunda önemli bir merhale olacak. Bu doğrultuda KKTC’nin Kapalı Maraş bölgesinde yaptığı envanter çalışmalarını ve bu konudaki istişareleri destekledik. Maraş’ın eski günlerine dönmesi için bakanlıklarımız ve yerel yönetimlerimizle birlikte KKTC’nin yanında olduk. Bunu tek taraflı Rum kesimi çıkarlarının neden olduğu çözümsüzlüğü reddeden Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ortak siyasi kararı olarak gerçekleştirdik. Dünyanın sayılı sahillerinden birisi artık kapalı değildir. Maraş, sahili ve sahil şeridindeki parkları, cadde ve sokaklarıyla Kıbrıs Türkü, kardeşlerimizin kullanımındadır. Devam eden süreçlerin tamamlanmasıyla bütünüyle hayat bulduğu günleri de inşallah hep birlikte göreceğiz. Bu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kattığı siyasi vizyonun yanında turizm alanında katma değer getirecek ve ciddi bir ekonomik kazanım da sağlayacaktır. Çözüm, Ada’nın 1571 yılından bu yana asli unsuru olan Kıbrıs Türkü’nün sağlam iradesi ve Türkiye’nin desteği ile gelecektir. Yeter ki irade olsun, her şeyin bir çözümü var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi ve ekonomik olarak küresel sistemin eşit bir üyesi haline gelmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.”