Salgına karşı alınması gereken önlemlerden bazıları doğrudan sağlıkla, bazılarıysa ekonomi ile ilgilidir.
Bir pandemi hastesine ihtiyacımız vardı… Biz yapamadık, Türkiye yaptı. Bina hala boş duruyor; personeli yok ve çalıştıramıyoruz. Personele ihtiyacımız var.
Şimdi aşılama başladı. Bizim de aşıya ulaşmamız gerekiyor.
Salgın özellikle esnafı perişan etti. Artık ayakta duracak güçleri kalmadı. Zorlukların daha büyük işletmelere yansıması da kaçınılmazdır. Bu zorlukların hafifletilebilmesi için yapılabilecek iki şey vardır:
- Özel sektörün ve çalışanlarının mali olarak desteklenmesi. Borç verme de işe yaramaz; karşılıksız ücret katkısı gerekir.
- Gerekli sağlık önlemlerinin titizlikle alınmasıyla birlikte öğrencilerin adaya getirilmesi ve turistik faaliyetlerin canlandırılması… Bunlar için de kaynak gereklidir.
Bunlar için de paraya ihtiyaç var.
Seçim süreci de etkili oldu; hükümet, zamanı ve kaynaklarını popülistçe harcadı. Şimdi yeni kaynağa ihtiyacımız var ki bu kaynağı KKTC’den temin etmek de oldukça zor günüyor.
PARA SORUNU
Bu ortamda yeni bir hükümet arayışımız varsa, yeni hükümetin öncelikle çözmesi gereken sorun da işte budur: Para!
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, hükümet kurma görevini iade ederken yaptığı açıklamada temel zorluğu çok açık şekilde dile getirdi: “Zorluk, benim açımdan Maliye’nin zorluğundan çok ekonominin zorluğudur ve tabii ki pandemiden dolayı ortaya çıkabilecek gelişmelerin zorluğudur”.
HP Milletvekili Gülşah Sanver Mannavoğlu ise daha açık bir şekilde, “parayı bulabilecek olanların hükümet kurmasını” önerdi.
Mannavoğlu’nu kınayanlar olsa bütün bunlar bizim gerçekliğimizdir: Sorunlarımız vardır; yeni kaynağa ihtiyacımız vardır ve paramız yoktur!
Maaşlar için gerekli destek, sağlık harcamaları ve ekonomi için kaynak ve dünyada kullanımına başlayan aşılar için gözümüz kulağımız Türkiye’dedir. Yeni hükümetten beklentimiz de budur: Türkiye ile ilişki kurarak ihitaçlarımızı temin etmek…
Bunca zaman kamu maliyesinde ciddi bir reform yapmak gerektiğini vurgulayanların yüzüne bakmayanlar; devletin her şeyini adeta yağmayanlar bugün de bu gerçekliğe burun kıvırmakta bunun böyle olmaması gerektiğini ima etmektedirler. Ne yapmak gerektiğini ve nasıl yapılabileceğini ise söylemiyorlar ama… Kendisi de çeşitli sorunlarla karşı karşıya olan Türkiye’den para gelmesini bekler duruma düşmüşsek bunun sorumlusu kamu maliyesini talan edenler ve talan edilmesini alkışlayandır. Bunu da gizlemeye çalışıyorlar.
GERÇEKÇİ OLAMAMAK
Bugün bir salgın ortamında ve hükümetsiziz… Yeni hükümetin bu ortamda reform yapmasını, yerel kaynakları artırmasını ve harcamalardan tasarruf yaparak dengeleri yeniden oluşturmasını bekleyemeyiz… Bu nedenle Mannavoğlu’nun söylediği en gerçekçi yoldur. Anlaşıldığı kadarıyla CTP Genel Başkanı da aynı fikirdedir. Parayı bulmak konusunda çalışmalar yapmış, buna ilişkin görüşlerini muhtemel koalisyon ortakları ile paylaşmış, sonuçta “güven sağlayamamış” ve hükümeti kurma görevini iade etmiştir.
Yeni hükümeti kurma görevini alacak yeni başbakan adayına da aynı soruyu sormamız gerekir: Parayı nasıl ve nereden bulacaksın?
Salgın herşeyi ortaya çıkardı; gerçek budur: Para yoktur! Şimdiye kadar yarattığımız bütün kaynakları yedik tükettik; afet günlerine hazırlık yapmadık.
Şimdi parayı bulan, düdüğü çalacaktır!