İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye‘nin günü birlik siyaset izlediğini belirterek, “Türkiye, iş uluslararası çıkarlarına gelince, Kıbrıs sorununda esneklik göstermesi gerektiğinde, Sayın Tatar‘ın ‘federasyon’ söylemlerini kendisine yalayıp yutturacaktır. Tatar dikkatli olsun” dedi.
“BM Görüşmeye girmez”
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın federasyona karşı olan tutumu nedeniyle Kıbrıslı Türkleri zor günlerin beklediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ‘iki devlet’ içerebilecek bir anlaşma zemini için yaptığı çağrıları anımsatan Talat, BM’nin böyle bir görüşme içine girmeyeceğini vurguladı. “BM’nin böyle bir mandası yok” diyen Talat, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘iki devlet görüşülebilir’ demediği sürece çözüm müzakerelerini organize etmeyeceğini ifade etti.
“Türkiye Tatar’a söylediklerini yutturacak”
Türkiye’nin günü birlik siyasi politika izlediğini kaydeden Talat, “Türkiye, iş AB ile ilişkilere gelince, ulusal çıkarları gereği Kıbrıs sorunu için bir esneklik göstermesi gerektiğinde sayın Tatar’ın bütün söylediklerini yalatıp yutturacak” dedi.
Ersin Tatar’ın dikkatli olması gerektiğini dile getiren Talat, “Kendisini sosyal medyadan da uyarmıştım. Geçmişte bu işlerin ağababası, iki devletliliğin mucidi sayın Rauf Raif Denktaş yapamadı. Gönülsüz de olsa görüşmelere gitti. Benim bizzat aynı odada şahit olduğum bir olay var. Denktaş, 2004’de New York’a gitmek istemiyordu. Türkiye ‘gitmelisin’ dedi ve gitti” diye konuştu.
Türkiye ile Tatar’ın müzakereler konusunda söylemlerinin arasında fark olduğunu belirten Talat, “Cumhurbaşkanlığı mevkiisindeki bir insan söylediği sözü söylemeden önce iyice ölçüp tartmakla yükümlüdür” dedi.
“Akıncı aday olmasaydı Erhürman Cumhurbaşkanı olmuştu”
Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığına adaylığını koymamış olsaydı, bugün Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı olmuş olabileceğini söyleyen Talat, “Bugün Kıbrıs sorununu bilmeyen bir liderimiz olmadı” dedi ve şunları söyledi:
“Akıncı’nın yerinde olsam aday olmazdım. Bir kere ilişkileri kimseyle iyi değil. Nasıl çözüm yapacaktı? Türkiye’nin taraf olmadığı bir yerde Türk ordusu çekilir miydi? Kavga üzerine bir seçim kampanyası yürüttü. O yüzden bu kadar kavga, zıtlaşma oldu. Doğru olan ‘bu işi yapamadım’ deyip, yapabilecek birine bırakmaktı. Şu an da Tufan Erhürman Cumhurbaşkanı olmuş olabilirdi ve Türkiye bu kadar mühadelede bulunmazdı. Bunlar benim görüşüm. Akıncı’nın kazamayacağı belliydi. Sonuç olarak çok kötü bir şey oldu. Bugün Kıbrıs sorununu hiç bilmeyen, iki devletliliği savunan birisini cumhurbaşkanı yaptık. Rum tarafı bundan sonra Türkiye ile muhataptır. Bu bize çok pahalıya maal olacak. Yarın görüşmeler başladı diyelim, müzakere heyetine Türkiye’den bir temsilci koyacaklar. Başta türlü bu işin nereye gideceğini kontrol edemezler. Çünkü Ersin Tatar konuyu bilmiyor.”
“Güvensizliğin temelinde HP”
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın hükümeti kurma görevini iade etmesi ve koalisyon görüşmelerinin sonuçsuz kalmasını değerlendiren Talat, “Erhürman ‘güven’ ortamı sağlanamadığı için koalisyonun kurulamadığına değindi. Öncelikle güvensizliğin temelleri var. Halkın Partisi’nden biri CTP milletvekilini aradı, ‘senin başbakan olmanı istiyoruz’ dedi. Bu çok ayıptır. Bunu öğrendim. Her şeyden önce hükümeti kurma görevini alan kişi Erhürman’dır” ifadelerini kullandı.
Başkanlık sistemi konusu hakkında ise Talat, başbanlık sisteminin konuşulmasının zamanı olmadığını ifade ederek, “Bir kişinin seçtirileceği müdahale çok rahat organize edilir. Böyle bir şeye sıcak bakmak bugün için büyük bir yanlış olur. Sorun partlamenter sistemde değil. İstikrarlı hükümetler için yanlızca başbakanlık sistemi çözüm değildir” dedi.