Genç İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yağış Akpınar, Covid-19 salgını sırasında alınan önlemlerin özel sektör çalışanları ile kamu çalışanları arasında adeletsizlikler yaşanmasına neden olduğunu ve salgın ile birlikte ortayan çıkmaya başlayan sanal hizmetlerin KKTC ekonomisinin motor gücü olan turizm ve yükseköğretimi olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti.
Yağış Akpınar, Covid-19 ve hükümetin tutumuna ilişkin olarak Vekıbrıs’ın sorularını yanıtladı ve Covid-19 salgınıyla beraber birçok sektör, kurum ve kuruluşun olumsuz yönde etkilendiğini açıkladı.
FAZLA AÇILDIK
KKTC’de son günlerde artan pozitif vakaların nedenlerini değerlendiren Akpınar, “Bence yaşadığımız sorunun temelinde toplumumuzun ilk kapanma sonrasında fazla açılması yatmaktadır. Temmuz ayından itibaren yaz aylarının da etkisiyle organizasyonlar, konserler, kalabalık ortamlar insanların fark etmeden bulaşmayı artırmasına sebep oldu. Hayatımızdan bu salgın temizlenmediği sürece toplum olarak hayat tarzımız eskisi gibi olmamalıdır. Sosyalleşme biraz azalır, kişisel olarak herkes biraz önlem alırsa sağlık sistemi üzerindeki baskı azalacaktır” diye konuştu.
Akpınar,“Ülkemizde ilk salgın esnasında özel sektör ve kamu çalışanları arasında büyük adaletsizlik yaşandı, etkileri hala devam etmektedir, ikinci bir kapanmayı ekonomi kaldırmaz. Ekonomik sebeplerden ve ekonomik örgütlerin haklı baskılarından dolayı hükümetin tekrar bir kapanma kararı vereceğini sanmıyorum. Ancak, işin aslında en önemli noktası olan maske, sosyal mesafe ve dezenfekte konularında daha sıkı tedbir ve önlemler gelebilir” şeklinde konuşarak tam bir kapanmanın imkansızlığını da dile getirdi.
“UZUN SÜRELİ DEĞİŞİM HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR”
Yağış Akpınar KKTC devleti olarak daha 2018 ekonomik krizinin etkilerini üstlerinden atamamışken bir de Covid-19 ile mücadele ettiklerini söyledi. Bu iki kriz durumunun yanı sıra, yapısal sorunların ve döviz krizinin varlığını da hatırlattı:“Bu sürecin ne zaman biteceği, nasıl biteceği belli değil. Bu süreç ile birlikte ilerleyen bir de yapısal sorunlarımız ve döviz krizi var. Ekonomiyi yönlendiren insanların hayat tarzı ve buna bağlı olarak harcamalarıdır. Bunların uzun süreliğine değişmesi her şeyin değişmesidir. Eğer bu olay, çok uzun süre devam edecekse dünyada artık insanların mobilitesinin azaldığı, sanal hizmetlerin çok arttığı bir ortam öne çıkacaktır. Bu da lokomotif sektörümüz olan turizmin ve eğitimin olumsuz etkilenmesi sonucunu doğurur. Bu durumda, ülkemiz ekonomisi için yeni strateji oluşturulması gerekecektir.”