Başkentte ihtiyaçlı kişilere birer öğün yemek sağlamak amacıyla 2016’da Lefkoşa Türk Belediyesi’nin (LTB) kurduğu Paylaşım Mutfağı bugün yaklaşık 250 kişiye yemek yardımı yapıyor.
İhtiyaçlı kişilerin daha da arttığı pandemi döneminde hizmet vermeye devam ederek, özellikle mevlit ve benzeri organizasyonlarını yapamayan çok sayıda vatandaşın, “ölmüş sevdiklerinin canı için” bir şeyler yapmak istediğinde çaldığı kapıların başında gelen Paylaşım Mutfağı, bu yeni yardım modeli sayesinde halihazırda Eylül 2020’nin sonuna kadar yemek masraflarının tamamını karşılamış durumda.
Annesinin ölüm yıl dönümünde pandemiden dolayı mevlit yapamadığından mutfağın bir öğünlük masrafını karşılayıp, yine mutfakta yaptırdığı helvayı camide dağıtan LTB eski başkan yardımcısı, Bandabulya esnafından Semavi Aşık’ın bu bağışını, “başkalarına da örnek olur” diye sosyal medya hesabından paylaşması, Paylaşım Mutfağı’nın bir anda 130 tane yeni sponsor kazanmasını sağlamış. Paylaşım Mutfağı’na yapılan yardımların sistematikleşmesi için gereken kıvılcımı sağlayan Aşık, şimdi de bozulan fırını yenilemek için bağış kampanyası başlattı.
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı ise, Paylaşım Mutfağı’nın bugün artık, yemek dağıtmanın yanısıra, “ihtiyaçlı insanların sağlığı yerinde mi, bir şeye ihtiyacı var mı” sorgusunun yapıldığı bir noktaya geldiğine inanıyor. “Paylaşım Mutfağı bugün artık faydalananlar için vazgeçilmez hale geldi. Özellikle yaşlı, kimsesi olmayan insanlarımız, “bu yemekle yaşar” diyemeyiz ama, rahatlayıp güvende hissediyor çünkü yalnız insanların tek derdi yemek değil. O insanları her gün gördüğünüzde, hasta olup olmadığını da, bir derdi olup olmadığını da öğreniyoruz.”
İSTANBUL’DA GÖRDÜKLERİ AŞ EVİNDEN ESİNLENDİLER
Paylaşım Mutfağı fikri, Mehmet Harmancı’nın Lefkoşa Belediye Başkanlığı’na seçildikten sonra personelle; “sosyal belediyecilik anlamında ne gibi adımlar atılabilir” konusunu konuştuğu sırada, Halk Sağlığı Sorumlusu Ali Ecesoy ve LTB Etkinlik ve Organizasyon Bölümü çalışanı Seden Tunççağ tarafından ortaya atıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Eyüp Belediyesi’nde örneğini gördükleri aş evinin benzerini kurmak önerisinde bulunan Tunççağ ile Ecesoy, belediyenin içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen Harmancı’dan onay aldıktan sonra esnaf ve iş insanlarının kapılarını teker teker çalarak, hazırladıkları projenin sunumu yaptı ve nasıl bir katkı yapabileceklerini sordu. “Kısa sürede çok güzel geri dönüşler aldık. Oldukça pahalı olan çelik mutfak, restoran sahipleri ve şirketlerin bağışlarıyla oluşturuldu. Biri ben tezgahı veririm, öteki ben de şunu alırım diyerek belediyeden hemen hemen hiç para harcamadan kurduk mutfağımızı.”
“ŞÜPHEYLE YAKLAŞANLAR DA OLDU”
Tunççağ, işe başlarken maaşları dahi ödeyemeyen belediyenin ekonomik durumunda dolayı mutfağa şüpheyle yaklaşanlar da olduğuna işaret ediyor. “Ama en güzeli, bir yıl dolduğunda bize güvenmeyen kişilerin bile bağış yapmasıydı. Yani zamanla alınan yardımların yerinde kullanıldığını görünür kılmak da projenin hayata geçmesindeki en büyük etkenlerdendir.”
İlk başlarda yardım edeceğini söyleyen yardımseverleri her ay başı teker teker gezerek, makbuz karşılığında bağış toplayan Ecesoy ile Tunççağ, yardımların birikmesiyle mutfak için bir yardım hesabı oluşturdu. Paylaşım Mutfağı’nın bugün bir banka hesabı olmasına rağmen isteyenler LTB veznesine ya da Bandabulya içindeki Paylaşım Mutfağı’nı ziyaret ederek, makbuz karşılığı para yardımı yapabiliyor. Para yardımı yapmak istemeyen kişiler mutfağı ziyaret edip, gıda yardımında da bulunabiliyor. Kurban bağışı gibi büyük bir miktar söz konusuysa, Lefkoşa dışında da olsa, bağışı belediye gidip alabiliyor.
YARDIM YAPILACAK KİŞİLER BELİRLENİYOR
Paylaşım Mutfağı kurulduğunda yardım yapılmaya başlanan ilk 33 kişi, Sosyal Hizmetler Dairesi ve Mülteci Hakları Derneği’nden alınan ihtiyaçlı listelerinden belli başlı kriterlere göre seçildi. İşin ne kadar sürdürülebilir olabileceği kestirilemediğinden kısıtlı bir sayıyla başlatılan yardımlarda kriterin “Çalışmayan, evsiz, sosyal yardım alan, sağlık sorunu olan ve engelli” olduğuna işaret eden Tunççağ, belirlenen kişilere yardım yapılmadan önce, evleri ya da kaldıkları yerlerin de ziyaret edildiğini vurguladı. “Evin durumu, kira olup olmadığı, evde kaç kişi yaşıyor, kaçı çalışıyor, gelirleri var mı, ne kadar geliri var” tespitinde bulundukları ziyaretlerde, şüpheye düştükleri durumlarda muhtarlardan, komşulardan dahi görüş alan LTB ekipleri, yardım talebinde bulunanları da aynı şekilde inceledi.
Paylaşım Mutfağı’ndan bugün yardım alabilmek için, vatandaş olsun ya da olmasın, kimlik ibraz etmek zorunlu. Sosyal yardım ya da engelli maaşı alınıyorsa, bunu belgelemek gerekiyor. “Gelirin olmadığı ya da kirada kalındığı” ise muhtardan alınacak belgeyle ispatlanmalı.
BELGEYE İHTİYAÇ DUYULMAYAN DURUMLAR
Hiçbir belgeye ihtiyaç duyulmayan durumlarla da karşılaştıklarına işaret ederek Tunççağ, “Bir ziyaretimizde, ev denemeyecek, tuvaleti, elektriği olmayan bir evde yaşamaya çalışan işsiz bir kadın ve 1 yaşındaki çocuğuna rastladık. Bu koşullarda ihtiyaçlı olduğunu bize ispatlamasına gerek yoktu” dedi.
Paylaşım Mutfağı ekipleri, bu durumda buldukları evlere sadece yemek yardımı değil, belediyenin diğer birimleri ve hayırsever vatandaşlardan sağladıkları başka yardımlarda da bulunuyor.
“Örneğin yukarıda anlattığımız evin, Ali’nin girişimiyle, borçlarını kapatıp, elektrik bağladık. Bir başka evde yeni doğmuş çocuğun yatağı olmadığını gördük. 2 yaşında çocuğu olan İranlı bir mülteci ailenin kışın ortasında soba ve gaz ocağı olmadan yaşamaya çalıştığına şahit olduk. Ziyaretlerde ya da yemek dağıtırken tespit ettiğimiz bu eksiklikleri elimizden geldiğince sağdan soldan, bize yardım yapan işletmelerden temin ederek, gidermeye çalıştık”
“HİÇBİRİMİZ ‘YEMEK VERDİK, TAMAMDIR’ DEMEDİK”
Yaşlılar Birimi’nde de çalıştığından birçok ihtiyaç sahibine rastladığına işaret eden Ali Ecesoy, yemek dağıtırken “Yemeği verdik tamamdır” demediklerini vurguluyor. “Örneğin felçli, yalnız yaşayan bir kadına yemek götüren dağıtıcı arkadaşlar, eve girip yemek bırakılsın diye komşusunun kapının üstünde bıraktığı anahtarı kullanarak içeri girdiklerinde yemeği bırakıp kaçmıyor. Kadının yemeğini yemesine yardım ediyor. Bunu da severek isteyerek yapıyor çünkü o bunu yapmazsa, kadın, komşusu gelene kadar aç beklemek zorunda kalacak”
Evlerde gördükleri eksiklikleri bir aracı gibi iş insanlarından yardım olarak alıp, onlara ulaştırdıklarına dikkat çeken Ecesoy, bu ihtiyaçları birebir göremeyen iş insanlarıyla zaman içinde bir güven sağladıklarından “şuna ihtiyacımız var” dedikleri anda istediklerinin tedarik sponsorları bulunduğuna işaret ediyor.
Ecesoy ile Tunççağ, bugün artık insanların kendilerine ulaştığı ve “Elimizde şu var. İhtiyacı olan varsa vermek isteriz” noktasına gelindiği vurgulanıyor.
HARMANCI: “EN BÜYÜK KAYGI, DEVAMINI SAĞLAYABİLMEKTİ”
Lefkoşa Türk Belediyesi’nde kurulmasına rağmen, belediyenin sadece bina, araç ve insan gücüyle destek verdiği Paylaşım Mutfağı, söz konusu imkanlar hariç belediyeden hemen hemen hiç maddi destek almadı.
LTB Başkanı Mehmet Harmancı, Bandabulya’nın içinde, arzulanan dayanışma sağlanarak, kurulabileceği fikriyle oluşturulan Paylaşım Mutfağı’na başlarken en büyük kaygılarının, devamını sağlayıp sağlayamayacakları olduğunu kaydetti. “Sağolsun arkadaşlar kurulduğu günden bu yana mutfağın sürekliliğini sağlayabilmek için farklı yöntemlerle, farklı metodolojiler belirliyorlar. Bugün artık iş insanlarıyla kurulan işbirliği sayesinde kimseyi zorlamadan, 50-100 TL’lik bağışlarla işi rahatlıkla yürütüyorlar”
Başka belediyelerin de LTB’yi örnek alıp, mutfak oluşturmak amacıyla kendilerinden görüş aldığını, incelemelerde bulunduğuna ancak hayata geçiremediğine işaret eden Harmancı, “Biz bu mutfağı başkanlarla değişebilecek konumdan kaldırdık diye düşünüyorum. Bugün Harmancı gider, yarın başkası gelir ancak bu mutfağın idamesi ve devamı çok önemli” dedi.
Harmancı, şöyle devam etti:
“Bu mutfağa gerçekten ihtiyaç var. Gönül ister ki böyle bir şeye ihtiyaç duyulmasın. Birçok yaşlıyı bu mutfak sayesinde ayakta tutabildik. Evinde yalnız kalan, yatalak ya da hasta olan bir sürü insan var. Bu insanlara her gün yapılan ziyaretle sadece yemek sağlanmıyor. Yemek dağıtımı yapan arkadaşlar kimin neye ihtiyacı olduğunu yerinde gördü ve biz de gereken müdahaleyi yaptık. Gerekmesi halinde ambulans çağrıldı. Evde gördüğümüz eksiklikleri giderdik”
“SON DÖNEMLERDE ÇOK BÜYÜK BİR SAHİPLENME YAŞANIYOR”
Paylaşım Mutfağı’nın yaşına bakmaksızın gerçekten ihtiyacı olan, çalışamayacak durumda bulunan kişilere yardım yaptığına işaret eden Harmancı, son dönemlerde halktan çok büyük bir sahiplenme ortaya konulduğunu belirtti.
Mehmet Harmancı, özellikle pandemi döneminde mevlit ve benzeri kalabalık organizasyonları yapamayan halkın, “Paylaşım Mutfağı’yla bir aracılık kurarak, ihtiyaçlı insanların evlerine yiyecek yardımı yapması ve böylece sevdikleri için bir dua okunmasını sağlama modelinin” ciddi bir şekilde oturduğunu kaydetti.
“Kurulduğu günden beri halk bu mutfağı sahiplendi ancak bu son zamanlarda sistematikleşti. Semavi (Aşık) abinin mutfağa ve bağışlara ilişkin sosyal medya paylaşımları yardımların bir sisteme oturmasını sağladı. Belediye olarak her gün çıkıp mutfağın reklamını yapamazdık. Bir süre sonra kamuoyunda, bu yardımın belediyenin reklam ya da propaganda aracı haline geldiği algısı oluşabilirdi. Semavi abinin bu işi devralması, bizden arı kıldı işi ve daha sistematik noktaya getirdi”.
AŞIK: “DEMEK Kİ İNSANLAR BİR KIVILCIM BEKLİYORDU”
Yardımlarıyla sürekli destek verdiği mutfağın bugün aktif çalışanı gibi uğraşan Semavi Aşık, böylesi bir şeye vesile olmaktan oldukça mutlu ve gururlu. “Demek ki insanlar bir kıvılcım bekliyordu. 15 Eylül’e kadar tüm öğünlerimizin sponsoru hazır. Ondan sonraki tüm tarihler olmasa bile birçoğunun masrafı şimdiden karşılanmıştır. Hatta öyle sponsorlarımız oluştu ki, her sene aynı tarihte aynı menüyle gün ayırttı”.
Mutfağın kapasitesinin artması ve öğün sayısının daha da artırılması için başkana sunmak üzere projeler hazırlayan Aşık’ın şimdiki hedefi mutfağın bozulan profesyonel fırınını yenileyebilecek kadar bağış toplayabilmek. “Fırınımız arada sırada bozuluyor. Bizi ne gün yarı yolda bırakacak diye korkuyoruz. Arkadaşlarla gidip fırın baktık. Biraz pahalı. 50 bin TL. Birinci bin TL benden. İkinci bin Doğu abiden, üçüncü bin ise İstanbul Perde’den geldi. Kampanyanın ilk günü yaklaşık 15 bin TL topladık”.
Aşık’ın henüz Harmancı’ya sunmadığı bir diğer projesi ise yemek yardımı yaptıkları evlere kahvaltılık da dağıtmak. “Şimdilik 2 sponsorum var. 10 sponsoru bulduğum gün, bunu başkanla konuşacağım. Haftada bir gün içinde bir hellim, yarım kilo zeytin, 1 kilo domates, 1 kilo salatalık, tereyağ, 6 yumurta, süt bulunan 250 çanta hazırlayıp, öğlen yemeğiyle birlikte dağıtılmasını önereceğim. Her hafta tekrarlanacak bu”
HARMANCI: “KAPASİTEYİ ARTIRMAK İSTİYORUZ AMA..”
Paylaşım Mutfağı’nı geliştirmek ve kapasitesini artırmak Mehmet Harmancı’nın da hedefi ancak bunu, personel sayısını artırmadan, mutfak altyapısına yapacakları yatırımla işi hızlandırarak yapmayı planlıyor.
“Sabahtan öğlene kadar 3 öğünlük yemek hazırlanabilir ancak ya hepsini birden vereceksiniz, ki bu da bir kısmı soğuk yenecek anlamına geliyor, ya da dağıtımcıları ikinci defa dağıtıma çıkaracaksınız, bu da ek mesai ya da farklı personel demektir. Bugünkü yapıyla en az 5 personel demektir ki bu aşamada bunu sağlayamayız. Bizim hedefimiz, kapasitemizi artırırsak, dağıtımda zorlandığımız Hamitköy ve Haspolat’tan gelen talepleri karşılayabilmektir. Şu an 150’si Surlariçi olmak üzere, Küçük Kaymaklı, Göçmenköy, Yenişehir, Kızılbaş, Marmara, Kermiya gibi bölgelere dağıtım yapıyoruz”
Paylaşım Mutfağı’nın gıda yardımlarının dağıtımını, saat 11.00’e kadar Yaşlılar Birimi’nde, 11.00’den sonra da mutfakta çalışan 4 belediye çalışanı yürütüyor. 1 olan dağıtım aracı, belediyenin düzenlediği Lefkoşa Maratonu’ndan elde edilen gelirle 3’e çıkartıldı.
PANDEMİ DÖNEMİNDE PERSONEL ALINDI
Kurulduğu günden beri bir kişi olan mutfağın aşçısına, pandemi döneminde artan talebi daha rahat karşılamada yardımcı olması için mevsimlik işçi statüsünde gastronomi mezunu Ahmet Özaktaş alındı.
Mutfaktaki bir diğer yardımcı ise 20 yaşındaki gönüllü çalışan otistik Yükselen. Mutfak işlerine meraklı ve eli yatkın olan oğullarının sosyalleşmesi mutfakta çalışmasını isteyen ailenin bu talebine sıcak bakan Harmancı’nın el vermesiyle işe başlayan Yükselen, kısa sürede mutfağın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
Mutfağın salatalarını, pişirilecek sebzeleri doğrayıp, paketleri etiketleyen Yükselen, işe başladığında insanlarla göz göze gelemezken, bir yılını doldurduğunda bütün Bandabulya esnafını tanıyan, sohbet eden bir çocuk haline gelmiş.
Paylaşım Mutfağı ekibi de bu gönüllü çalışanın performansından çok memnun. “Annesi ayda bir arayıp durumunu soruyor ve görüştükleri psikoloğun değerlendirmelerini aktarıyor. İlk geldiğinde bizimle göz göze bile gelemeyen Yükselen’in, 2 ayın sonunda, tüm özel eğitim hayatı boyunca aşamadığı bir mesafeyi kat ettiğini gördük.. Ailesi onlara iyilik yaptığımızı düşünüyor ama aslında o bizim için vazgeçilmez oldu. Hem iş, hem de moral açısından”.
“HEPSİYLE AİLE OLDUK”
Paylaşım Mutfağı’ndaki işine, yemeklerin dağıtıldığı insanların durumunu gördükten sonra yüreğini ve sevgisini koyan bir diğer kişi ise mutfağın aşçısı Naciye Arsel.
“Sadece yatağın sığdığı bir barakada kalan yaşlı bir kadına ilk kez yemek verdiğimizde, 2 buçuk senedir kimsenin bu kadını arayıp sormadığını öğrendik. ‘Kapımı bir tek çalan sizsiniz’ deyip bize hayır dua okudu. Biz de bu ziyaretlerde tespit ettiğimiz eksiklikleri giderdik. Ben gider saçını boyarım. Hepsiyle birer aile olduk, evlat olduk, sırasında arkadaş olduk. Geçenlerde evinde yoktu. Yemeği kapının önüne bırakıldı. Ertesi günü yemeğin alınmadığını görünce, araştırdık, hastalandığı için bir arkadaşında kaldığını öğrendik. Bizim aradığımızı duyunca çok sevindi. İlk defa bir arayanım oldu diyerek teşekkür etti. Yaptığımız hem gönül, hem de emek işi. Özellikle cuma günü, hafta sonu mutfak kapalı olacağından daha bir özenir daha fazla çeşit koymaya çalışırız menüye. Hatta bazı hasta ya da çok zor durumda bulunan ihtiyaçlı kişilere akşamı da düşünerek 2 öğün bırakıyoruz”
MUTFAK MALZEMESİ BÖLGE ESNAFINDAN
Hafta içi 5 gün, sadece öğle yemeği dağıtan Paylaşım Mutfağı’nın bütün malzemeleri, mutfağın daimi bağışçıları arasında yer alan, mutfağın da içinde bulunduğu Bandabulya’daki ve bölgedeki esnaftan karşılanıyor.
Arsel, yemek malzemesi bağışında bulunan insanların ne pişirileceğini de belirlemesinden dolayı haftalık menü hazırladıklarına işaret ediyor. “Kimisi malzemeyi ben alacağım der ve bizimle birlikte dolaşarak teker teker malzemeleri seçerek alır. Biz de ona malzeme bağışı makbuzu veririz. Kimisi de gelmeden konuşur anlaşırız ve gereken bağış miktarını banka hesabına yatırır. Biz hesaptan çekip, malzememizi alır ve yemeği yaparız.”
Paylaşım Mutfağı’nda, malzemeye göre değişse de, ortalama bin 500-2 bin TL’ye mal olan bir öğünlük yemek menüsünde ‘çorba, bazen 1 ya da 2 sıcak yemek, salata, yoğurt, meyve ya da tatlı ve içecek’ yer alıyor. Bağış yapan ailelerin istemesi halinde, dağıtılan helvaya ya da yemeğe, bağışı yapan kişinin isminin yer aldığı etiket de yapıştırılabiliyor.
Belediyenin sağlık ve hijyene ilişkin kurallarından dolayı sağlık sertifikası olmayan kişilerin evlerinde yemek yapıp getirmesine ya da mutfağa girip yemeği yapmasına izin verilmiyor. Ancak isteyenler mutfağa gidip patates ya da fasulye soyarak, dolmalık kabağı oyarak ya da molehiya ayıklayarak yardımcı olabiliyor.