Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Covid 19’den kaynaklanan ekonomik daralmayı ödemeler dengesinde sağlanacak balansla en aza indirmeyi ve yılı çok az bir kayıpla kapatmayı hedeflediklerini belirtti.
Taçoy, dünyadaki olumsuzluklar bir daha tekrarlayıp, çarpan etkileri KKTC’ye ulaşmazsa, ekonominin eski hızına kavuşarak, 2021 yılının ilk çeyreğinden sonra büyüme seyrine geçmesinin amaçlandığını kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan Ekonomik Mali İktisadi İşbirliği Protokolü’nün bir çığır niteliğinde olduğunu söyleyen Taçoy, protokolle artık bir performans değerlendirmeye gidildiğini ve proje tamamlanmadan başka bir projeye geçebilmenin imkansız hale getirildiğini belirtti.
Bakan Hasan Taçoy, KKTC için stratejik bir önemi olan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun (Kıb-Tek) yaşaması elzem bir kurum olduğunu kaydetti. Taçoy, “Kıb-Tek, KKTC’nin devletten sonraki ikinci büyük kurumu halindedir. Devletin 3’te biri kadar bir bütçesi var. Kuruma iki gözümüz gibi bakılması gerek” dedi.
Elektrik fiyatlarına 1 Haziran 2019’dan bu yana hiçbir zam yapılmadığına işaret eden Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Covid-19 pandemisi dönemi içinde bulunan Mart ve Mayıs ayları arasındaki dönem için de ceza unsurlarını ortadan kaldırmak kaydıyla vatandaşa yüzde 15’lik bir indirim yaptıklarını söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 9 Mart’ta Covit-19’u pandemi ilan etmesi ardından tüm dünyada olduğu gibi KKTC’de de bir dizi önlemler alındığını anımsatan Bakan Taçoy, tedbirler alınırken sağlık mı, ekonomi mi diye bir tercih yapmak gerektiğini, hükümet olarak da haliyle sağlığı tercih ettiklerini kaydetti.
Sağlık konusunda alınması gereken tüm tedbirlerini alarak, bunu çok önemsediklerini, her bireyin hayatının çok değerli olduğunu vurgulayan Bakan Hasan Taçoy, 14 Mart itibarıyla bir çok işyerinin kapanarak, özellikle ekonomik yaşantıda bir çok boş küme oluştuğunu söyledi.
Ekonomik faaliyetlerin birçoğunun durdurulmasının ekonomik yaşantıyı oldukça olumsuz yönde etkileyeceğinin farkında olduklarına işaret eden Bakan Taçoy, pandeminin ne kadar devam edeceğinin bilinmemesinin de yarattığı sıkıntılarla, bilinmezin içinde neler yapacaklarını düşündüklerini belirtti.
Bakan Taçoy şöyle devam etti:
“Kamu giderleri ne olacak, ekonomik faaliyetler ne olacak diye düşünmeye başladık. İlk etapta var olan borçların yapılandırılması, ötelenmesi vardı. Çok hızlı bir şekilde borçların ötelenmesi gerekirdi. İnsanların sorumlulukları çerçevesinde, kestikleri çekler vardı. Bu çeklerin bir şekilde halli gerekirdi. İnsanların kira giderleri vardı, hiçbir geliri yokken kira giderlerini halletmek mecburiyetleri vardı. Kredi kartı borçları vardı, insanların devlete karşı olan sorumlulukları vardı, harçları vergileri vardı. Çıkarılması gereken izinleri, sosyal sigorta, ihtiyat sandığı primleri vardı. Bunların hepsine bir çare bulunması gerekirdi. Ekonomik anlamda her hangi bir faaliyet olmamasından dolayı halledilmesi gereken işlemlerdi ve biz 26 Mart’a kadar biz bunların üzerinde çalışarak bir dizi tedbirler ve önlemler aldık.”
Bakan Taçoy, bu süreçte neyin önemli olduğuna karar vermenin temel amaçları olduğunu, bazı önlemler alıp insanları rahatlatmak mı, yoksa sadece kamu maliyesi mi, vatandaşların kendi küçük bütçeleri, iş bütçeleri içinde oluşacak kötü olaylar veya yapılacak başka şeyler de var mıydı diye her şeyi düşünmeye çalıştıklarını anlattı.
PİYASAYA MÜMKÜN OLDUKÇA ÇOK PARA ENJEKTE ETMEYE ÇALIŞTIK
Bu kısa dönem içinde piyasaya mümkün olduğunca çok para enjekte edebilmeye çalıştıklarını ifade eden Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy şöyle devam etti:
“Biz bu dönem içinde kamu giderlerini sıfır olarak adettik. Kamunun Mart, Nisan ve Mayıs ayı için bütün imkanlarını kullandıktan sonra, yani elde birikmiş fonlarda olan borçların dışında piyasaya enjekte edilebilecek devletin borçlanmasının 500 milyon daha olabileceğini tahmin ettik. İlk etap için ona göre bir plan program yapmaya karar verdik ve nasıl para toplayabileceğimizi düşündük. Alacaklara bazı indirimler yapmak kaydıyla, bazı şeyleri regule etmek adına, reel sektörü desteklemek adına piyasaya ayrılan kaynak tutarını 750 milyon diye düşünerek, yeni paraları piyasaya enjekte etmek düşüncesi içine girdik.”
Bu dönem içinde vadeli borçlar, düşük faizli borçlanmalar gibi borçlanmalar oluşturmaya başladıklarını söyleyen Bakan Taçoy, “Özellikle piramidi ters çevirerek, önce dar gelirliden, bireysel iş yapanlardan başlamak suretiyle kredilendirerek, dar gelirli ya da az gelirli olan insanlarımıza bir imkan sağlamak suretiyle piyasada çarpan etkilerini yaratmak suretiyle bir dönüşüm sağlayabilecek kredilere önem verdik ve bunları piyasaya sürdük” dedi.
Reel sektörü desteklemek adına ayrılan kaynak tutarlarını yaklaşık 750 milyon TL diye düşündüklerini belirten Bakan Hasan Taçoy, Mart ile Mayıs ayı arasında, bunu 690 milyon TL’ye kadar çıkarttıklarına dikkat çekti.
Bunun dışında Halk Bankası kaynaklarından bir miktar parayı piyasaya sürdüklerini anlatan Bakan Taçoy, bu gibi işlerle piyasaya bir hareketlilik getirmeye çalıştıklarını aktardı.
500 MİLYON DİYE DÜŞÜNÜLEN BOŞLUĞU İYİ BİR SEYİRLE 40 MİLYON TL İLE KAPATTIK
Halk Bankası’ndan alınan kredileri de üzerine koyacak olursak, yaklaşık 800 milyona yakın bir parayı çarpan etkileri yaratmak suretiyle piyasaya sunduklarını söyleyen Bakan Taçoy, “Çarpan etkileri diyorum çünkü, parayı ekonomiye enjekte edemeyeceğimiz bir noktaya götürmeden bu çarpan etkisini yaratmak, kendi içinde bir dönüşümü sağlamak adına bir çok birime yansımasını sağlamak kaydıyla bir faaliyet düzenleme kararlılığı içinde olduk” dedi.
Bunu yapmakla ekonomik aktivitelerden faydalanan kamu maliyesinin de, kendi içinde yaratılacak yaklaşık 500 milyon diye düşünülen boşluğun iyi bir seyirle 40 milyon TL ile kapatıldığını söyleyen Bakan Taçoy, “Yani 500 milyon borçlanacaktık dediğimiz yerde, topu toplu 40 milyon TL borçlanmak kaydıyla dönemi kapatmış olduk” şeklinde konuştu.
Kamunun gelir elde edebilmesi için Mart ve Mayıs arasında ekonomik faaliyetlerin bir şekilde devam etmesi gerektiğini ve kamunun tahsilatlarını hızlandırması gerektiğini söyleyen Bakan Taçoy, kendilerinin de bu yönde çeşitli planlamalar yaptıklarını anlattı.
Pandemi döneminde en fazla dikkat ettikleri unsurlardan birinin temel gıda ürünlerinin piyasada eksikliğinin hissedilmemesi, eldiven, maske ve hijyen maddelerinin eksik olmaması ve ilk kez karşılaşılan bu olayla birlikte bu ürünlerin fahiş fiyatlara çıkmaması olduğuna dikkat çeken Bakan Taçoy, bu konuda bir çok tedbirin alınarak, bunun devamlılığını sağlamayı başardıklarını söyledi.
PİYASADAKİ PAHALILIĞIN ÖNÜNE GEÇİLMESİ AMAÇLANDI
Üç aylık dönem içerisinde yapılan düzenlemelere ve kesilen cezalara da dikkat çeken Bakan Hasan Taçoy, bu işlem yapılırken piyasadaki pahalılığın önüne geçilmesinin amaçlandığını söyledi.
Taçoy, “Biz bunu her şekliyle gerçekleştirdik. Piyasadaki denetimlerde pahalıkların yaşanmaması için elimizden gelen her şeyi gözlemleyerek, dikkatli bir şekilde yürütmek kaydıyla yerine getirdik” dedi.
31 MAYIS SONRASI İÇİN 4 BAŞLIK HALİNDE BİR PROGRAM DÜŞÜNÜLDÜ
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, 31 Mayıs’tan sonraki dönem hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, Bakanlar Kurulu tarafından 31 Mayıs sonrası için 4 başlık halinde bir program düşünüldüğünü söyledi.
Bunu Başbakan Ersin Tatar’ın da bilgisine sunmak kaydıyla bir çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Bakan Taçoy, programın ilk etabında 26 Mart’ta ortaya konan 31 maddelik görüşlerinin performansının ölçülebilmesi olduğunu, bunu Maliye Bakanlığı, Başbakanlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı , kendi bakanlıkları ve Merkez Bankası ile birlikte yapıp tamamladıklarını kaydetti.
Haziran ayı ve sonrası için krize çare bulunması için bir dizi görüş ortaya koymak, düşük gelirli bireylere destek, 2021’e yönelik reform ve regülasyonların pakete girmesi, 2021’e hazırlıklı olunması yönünde bir dizi faaliyet gerçekleştirmek istediklerine dikkat çeken Bakan Taçoy, şöyle devam etti:
“Burada önemli olan reel sektöre yönelik önlemlerin neler olacağı. İstihdama yönelik neler olacak, çarpan etkisini sağlayacak projeler neler olacak, yeni sektörlerin yaratılması gerekir bunlar neler olacak. Devlet yatırımlarının arttırılması ve piyasaya enjekte edilecek olacak para miktarının arttırılması konusundaki çalışmalar nasıl yapılacak, kamu maliyesi ve finans sektörünün alması gereken tedbirler gibi bir çok faaliyetin düşünüldüğü ve düşünüleceği işlerin bir araya getirilmesi.”
330-400 MİLYON ARASI BORÇLANMAYA GİDİLECEK
Borçlanma yapılacağı bilgisini de veren Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, ilk etapta yaklaşık 330-400 Milyon TL arasında bir borçlanmaya gidileceğini kaydetti.
Taçoy şöyle devam etti:
“Bu borçlanmayla Güzelyurt ve Girne Hastanesi’nin tamamlanması sağlanacak, yarım kalmış yollar tamamlanacak, piyasada beklenti içerisinde bulunan ve bitirilmesi, yapılması gereken okul yatırımları için finans kaynağını sağlanacak. Bunlar, gerek sosyal sorumluluk içeren faaliyetlerle sunulan mali kaynaklardan yapılacak, gerekse kendi kaynaklarımız ön plana çıkarılacak. Daha farklı sektörleri etkileyebilecek sanayi bölgeleri içindeki altyapı yatırımlarının tamamlanması da gerçekleştirilecek.”
Bahsedilen altyapıların tamamlanmasını hızlandırabilme adına borçlanmanın gerek kuponlu bono şeklinde, gerekse bonoların da tahvile dönüşebilmesi şekilde bir çalışma yapıldığını ve bunu tamamladıklarını ifade eden Taçoy, bunların bir tahvil piyasasında yer alabilecek şekilde nasıl hizmet edilebileceği noktasında bir çok karar üretmeye çalıştıklarını ve dizi çalışmanın sonuna geldiklerini kaydetti.
Bunlarının tümünün önümüzdeki dönemde ekonominin daha iyiye gitmesini sağlayacak unsurlardan olduğuna dikkat çeken Taçoy, “Ekonomide tabi ki bunlarla kalınmaz. Çünkü bu tahvil veya bonodan elde edilecek parayla daha farklı paraları jenere edip, piyasada düşük faizli kredi ve daha uzun vadeli kredi olarak iş adamlarına paket olarak sunmak, bir çok işyerinin 2021 yılına kadar sıfır değilse bile çok düşük faizle, özellikle turizm alanında farklı kredi imkanlarını önerebilmek, bu insanların sıkışmadan önümüzdeki dönem içinde borçlarını kapatabilmesini sağlayabilecek yeterli vadeyi kendilerine sunmak adına çalışmalar tamamlandı” dedi.
Bunların Merkez Bankası ve Bankalar Birliği ile görüşüldüğünü belirten Taçoy, öte yandan Avrupa Birliği kaynakları ile gelecek yatırımları da piyasaya sunmak için çalışmaları bulunduğunu anlattı.
Taçoy, öte yandan Anavatan Türkiye’nin gönderdiği Ekonomik Mali ve İktisadi İşbirliği Protokol’ü içinde bulunan kısmi hibe kredilerinin bir an önce kullanılmasını sağlayabilmek, bunların piyasaya gönderdiği miktarın kat kat üzerinde girebilmesinin politikasını yapmak, faiz farkı fonunu ödemek kaydıyla düşük faizli krediden sayılması, çok daha fazla paranın piyasaya sürülmesi ve enjekte edilmesi, enjekte edilen paranın da ekonomiye yansımasının artı bir şekilde devam etmesini sağlayacak projelerin geliştirilmesi noktasında çalışmaların tamamlandığını kaydetti.
Bakan Taçoy, yapılan çalışmaların Başbakan Ersin Tatar’a aktarıldığını, Başbakan’ın bunların değerlendirmesini yaparak uygun gördüğü şekilde detaylarını kamuoyuyla paylaşacağını ifade etti.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, gelecekte ülke ekonomisinin sadece inşaat, turizm ve eğitimle ayakta kalamayacağını, sanayi, tarım sektöründe alım garantisi vermek koşuluyla bazı ürünlerin üretilebileceğini, yurt dışındaki pazarların zorlanabileceğini, özellikle Türkiye pazarında yapılacak anlaşmalarla nasıl daha ileriye gidilebileceği noktasında görüş birliği bulunduğunu söyledi.
Yeni alanlara girilmesi, yazılım sektörünün , teknoloji, inovatif alanların, dijitalleşmenin geliştirilmesi konusundaki çalışmaların devam etiğine de işaret eden Taçoy, arge ve teknoparklarda yapılan çalışmaların desteklenmesinin projeleri arasında bulunduğunu kaydetti.
İLAÇ SANAYİNİN GELİŞTİRİLMESİ PROJELERİMİZ ARASINDA
Bunların yanı sıra en önemli projelerinden birinin de ilaç sanayinin geliştirilmesi olduğuna işaret eden Bakan Taçoy, bunların yanında başka projeleri de bulunduğunu, projelerin Başbakan Ersin Tatar’ın bilgisine getirilerek, fizibilite çalışmalarının tamamlanması ardından kamuoyunun bilgisine getirileceğini söyledi.
Hedeflerinin bu yılı çok az bir kayıpla kapatmak olduğunu vurgulayan Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, başarılabilirse ekonomik daralmayı ödemeler dengesinde sağlanacak balansla en aza indirmeyi ve yılı çok az bir kayıpla kapatmayı hedeflediklerini vurguladı.
İKİNCİ DALGA OLASILIĞINDA KAPATMA OLMAYACAK….
Herhangi bir ikinci dalga olasılığı konusunda ise Taçoy, ikinci dalga olasılığında artık kapatma falan olamayacağını, hazırlıkların ona göre yapılacağını söyledi.
Düşünülen yatırımlarla, ikinci dalga diye bahsedilen olayda geliştirilecek pandemi hastanesiyle hayata normal bir şekilde devam edileceğini düşündüğünü ifade eden Taçoy, bu konuda da bir çok çalışma yapıldığını kaydetti.
Pandemi konusunda diğer ülkelerdeki gelişmelerin, kayıt altına giren ve yeni giren hastaların, Dünya Sağlık Örgütü’nün yayımladığı raporların takip edilerek, ülke şartlarına göre bir takım çalışmalar yaptıklarını anlatan Bakan Taçoy, hangi ülkelerde pandeminin artık devam etmediğini veya yeni hasta sayısının giderek düştüğü konusunda sınıflandırmalar yaptıklarını, ölüm sayısının azaldığı ülkeler arasında sınıflandırma yaptıklarını, nüfus ve sayıya göre bunları gerçekleştirmeye çalıştıklarını anlattı.
Taçoy, Bakanlar Kurulu’nun aldığı karar doğrultusunda ise 1 Temmuz’dan itibaren bu ülkelerden gelecek yolcuların kategorize edilerek, riskli bölgelerden gelecek yolcuların hangi kriterlerle ülkeye gelebileceğini belirlediklerini ve artık hayatın normale dönebilmesi için planlama yaptıklarını söyledi.
Bundan sonra önemli olanın kendi kendimizi koruyabilmek olduğunu söyleyen Bakan Taçoy, “Sanırım biz kendimize fazla güvendik, bize hastalık yoktur dedik. Sanki hiç gelmeyecekmiş gibi yaşamımızı sürdürüyoruz. Ancak unutmamalıyız ki bu hasatlık bize her an gelebilir. Tedbiri hiçbir şekilde elden bakmadan yolumuza bir şekilde devam etmemiz gerekir” dedi.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, sosyal mesafenin korunması, maske kullanımının devam etmesi, hijyen koşullarının mutlaka yapılması, restoranlarda ve diğer yerlerde aynı kaplardan yemek yenilmemesi gibi olayların elzem olduğunu kaydetti.
Bakan Taçoy, eğer dünyadaki olumsuzluklar bir daha tekrarlayıp, çarpan etkileriyle bize ulaşmazsa, 2021 yılı içinde ekonominin eski hızına kavuşacağına inanç belirtti.
DONUK VE YASAL TAKİPTE OLAN KİŞİLER İÇİN DE BİR TAKIM DÜZENLEMELER
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, donuk ve yasal takipte olan kişiler için de bir takım düzenlemeler yapılmasının gündemlerinde olduğuna işaret ederek, borçların yeniden yapılandırılması konusunun gündemde olduğunu, gerekli düzenlemelerin tamamlanması ardından kriterlerin kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
Bakan Taçoy şöyle devam etti:
“Kriterler konusunda şu anda net bir şey söyleyemiyorum. Piyasada gerçek anlamda krediye ihtiyaç duyanlara yeni kredi kapılarının açılabilmesini sağlayabilme adına bir çalışma. Türkiye’den gelen kısmi hibe kaynaklarının düşük faizli kredi olarak kullandırılması, ayrıca AB’nin verdiği kaynakların kısmi olarak yine düşük faizli krediler olarak kullandırılması ve yine uzun vadeli olarak kendi içimizde borçlanmak vasıtasıyla elde edilebilecek gelirlerin bir kısmını kısmi hibe programı çerçevesinde ayırıp, yine düşük faizli kredilerle daha uzun vadeli büyük iş gruplarına kredi sağlamak kaydıyla hem hayat idamelerini, hem de gelişmeleri sağlayabilecek imkanların yaratılmasına yol açabilmeyi amaçlıyoruz.”
Bakan Taçoy, yapılacak çalışmanın; yatırım amaçlı alınamayacak düşük faizli uzun vadeli kredilerin alınabileceği noktaya getirilerek, bunlara ayrı kriterler öngörüp, piyasaya sürülmek kaydıyla inşaatların devamı, fabrikalar yapılmasını, ham madde kaynaklarının daha fazla alımı gibi işlerin de yol açabileceği ekonomik gelişmeleri sağlama amacında olduklarını anlattı.
Eğitim ve turizmde de sektör temsilcileri aracılığıyla bazı gelişmeleri sağlama ihtiyacını hissettiklerini söyleyen Bakan Taçoy, bunların çeşitlendirilerek yapılacağını, cazibe noktasının sadece casino, güneş, deniz kum değil, daha farklı işlerin de turizm alanları içerisine katılarak cazip hale getirileceğini kaydetti.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, fiyatlar konusundaki şikayetleri de değerlendirerek, “Alo 171” şikayet hattının devrede olduğunu ve kendilerine gelen her ihbarın değerlendirildiğini söyledi.
Bakan Taçoy, Mayıs ayı içerisinde 248 iş yerinin denetlendiğini, yılbaşından bu yana ise, 2 bin 389 işyerinin denetlenerek, yaklaşık 109 bin 424 TL değerinde malın müsadere edildiğini, 2 bin 776 TL civarında bağış yapılan mal olduğunu, kesilen ceza miktarının ise, 197 bin 902 TL olduğunu kaydetti.
Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın Mart 26 oluşan paketin uygulanabilmesi için çalışarak, sorumluluk alanlarında olan konuların denetimi için çok çaba sarf ettiklerini ifade eden Bakan Taçoy, en fazla uğraştıkları konun ise açılım sürecinde kriterlerinin oluşturulması olduğunu vurguladı.
Kriterlerin denetlenmesinin kendi bakanlıkları sorumluluğunda olmadığını, kendi bakanlıklarının sorumluluğunda olanın fiyatların denetlenmesi olduğuna dikkat çeken Bakan Taçoy, kapılar açıldıktan sonra ise bu hizmetlerin birleştirilmesi gerekeceğini düşündüğünü dile getirdi.
Taçoy, tüm denetim mekanizmalarının birleştirilerek, ekipler oluşturulabileceğini, bu ekiplerin ceza yazamasa bile, diğer ekibi ikaz etmek kaydıyla, aynı yere, ayni kişilerin defalarca gitmesini sağlamadan tek denetimle, işlerin hallinin sağlanması gerektiği düşüncesini dile getirdi.
ELEKTRİK KONUSU….
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, elektrik konusundaki çalışmalar hakkında da bilgiler vererek, AKSA’nın yaptığı faaliyetin doğru olmadığını söyledi.
Kıb-Tek’in stratejik bir önemi olduğunu, yaşaması elzem bir kurum olduğunu vurgulayan Bakan Hasan Taçoy, yaşaması elzem bir kurumun, AKSA’yı hedef göstererek, onun arkasına saklanarak gerek fiyatlandırmada, gerek üretimde, gerekse iletimde doğruyu yapmama noktasına gitmemesinin yanlış bir tutum olacağını vurguladı.
Kıb-Tek’te bazı yetkilerin suiistimal edildiğinin zaman zaman gündeme gelen işler olduğuna işaret eden Bakan Taçoy, bunların hepsinin düzeltilmesi gerektiğini, yapılan her yanlışın pahalılığı getiren, maliyetleri arttıran işler olduğunu söyledi.
Bakan Hasan Taçoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yerde bir yanlış yapılması, o işin tamirine gidilmesi ekstra bir masraftır. Yanlış bir alımın yapılması ekstra masraftır. Bunların hepsi maliyetlere yansıyan işlerdir ve fuzuli harcamalar olarak nitelendirilir. Ucuzluğa gidilecekse bunların hepsinin düzeltilmesi gerek. AKSA’nın 3.76 kira bedeli de bunun içine dahildir.”
Göreve geldiği günden bu yana AKSA’nın kira gideri konusunun üzerine gidilmesi gerektiğini söylediğini ifade eden Taçoy, bunu yanlış bir sözleşme içeriği olarak gördüklerini belirtti.
Elektrik fiyatlarında indirim için çalışmaların devam ettiğini de anlatan Bakan Taçoy, yılbaşından başlamak suretiyle Kıb-Tek’in satışlarının aylık 156 milyonlara fatura edilecek şekilde başladığını, ancak Mayıs ayında bunun 73 milyonlara kadar düştüğünü söyledi.
Bu düşüşün kendilerinin murat ettikleri ve istedikleri seviyede olmaması sebebiyle, düşünülen ve istenilen indirim oranına ulaşamayacağını ifade eden Bakan Hasan Taçoy, kılı kırk yararak 1 Haziran 2019’dan bu yana elektrik fiyatlarına hiçbir zam yapmadıklarını kaydetti.
Covit-19 salgını dönemini kapsayan Mart ve Mayıs aylarında ceza unsurlarını da ortadan kaldırmak kaydıyla vatandaşlara yüzde 15’lik bir indirim yapıldığına işaret eden Bakan Taçoy, “İnsanları elektriksiz bırakabilecek durumda değiliz” dedi.
Gerekli akaryakıtı alabilmek için, gerekli girdinin sağlanması gerektiğine dikkat çeken Bakan Taçoy, “Bundan dolayı bu indirimleri yaptık ve gelirlerimizin az da olsa azalmasıyla birlikte tahsilatların yapılabilmesini sağlamaya çalıştık” dedi.
YIL SONUNA KADAR ZAM YAPMAMAYA ÇALIŞACAĞIZ
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Ağustos ayına kadar yeterli akaryakıtın bulunduğunu, geleceğe yönelik akaryakıt teminiyle birlikte akaryakıt fiyatlarının maliyetlerini biraz daha aşağı çekilebileceğiyle ilgili düşüncelerinin ortada olduğunu, ancak bunun maalesef bir indirim yapabilecek kadar bir ucuzlama sağlayamayacağını kaydetti.
Elektrik fiyatlarını Temmuz ayına kadar değiştirmeyeceklerini söylediklerini, ama 1 Haziran 2019’daki fiyat neyse yıl sonuna kadar tutmak kaydıyla halka hizmet vermeye çalışacaklarını söyleyen Bakan Hasan Taçoy, elektrik enerjisinin daha ucuz olabilmesi için hazırladıkları projelerin hala gündemde olduğunu, bunlara engelin mücbir sebepler olduğunu, hayatın normale dönmesiyle bunlara yeniden hız verileceğini söyledi.
Fiyatları düşürebilmek adına, gerek yenilenebilir enerjide, gerek LNG’de, gerekse enterkonnekte sistem için atılması gereken adımların tümünü gerçekleştirme gayretinde olacaklarını ifade eden Bakan Taçoy, Kıb-Tek’in ise yeterli kapasiteye ulaşmış durumda olduğunu, şu andaki mevut kapasitesinin yeterli olduğunu söyledi.
Bakan Taçoy, bu kapasiteyi daha da arttırmak için modern tarzda ve daha ucuz yatırımlara gitme yolunda Kıb-Tek’in enerjisini daha da ucuza mal edebilecek çalışmaları Kurum Yönetim Kurulu ile sürdürdüklerini anlattı.
AKSA’nın baca gazıyla elektrik üretme yolunda adımlar attığını ifade eden Taçoy, şöyle devam etti:
“AKSA baca gazıyla 8 megawatlık bir elektrik üreteceğini söyledi. Bu da onlar için bir artı. Mevcut 17.5 megawatt’lık jeneratör yanında, 8 megawattlık baca gazı üretimi önemli. Baca gazı üretimi yapan birinin filtre takabileceği konusu teknik olarak uygun değil. Baca gazı üretimi buradaki emisyon değerlerini4n de düşürebilecek durumda.”
Ülkeye gelen akaryakıtın belli kükürt oranları çerçevesinde, sülfür oranlarının belli bir yüzdelikte olması hassasiyetlerinin devam ettiğini de belirten Bakan Taçoy, bu konuda ilgili şirketlerle yapılan sözleşmelerin olumsuz olması halinde onlara ceza kesileceğinin söylendiğini, kesilen cezaların da tahsil edildiğini, bunu halkın sağlığı açısından uygun bir hareket olacağı düşüncesinden hiç vazgeçmediklerini vurguladı.
Bakan Hasan Taçoy, son kesilen cezanın 444 bin 700 Dolar civarında olduğuna işaret ederek, bu cezayı geçtiğimiz hafta tahsil ettiklerini söyledi.
“KIB-TEK İKİ GÖZÜMÜZ GİBİ BAKMAMIZ GEREKEN BİR YER”
Kıb-Tek’in devletten sonraki ikinci büyük kurum olduğuna vurgu yapan Bakan Hasan Taçoy, “Kıb-Tek’in devletin 3’te biri kadar bütçesi var. Kıb-Tek iki gözümüz gibi bakmamız gereken bir yer” dedi.
Buranın gerçek anlamda sağlıklı bir şekilde idare edilmesi için alınacak olan kararlara titizlikle dikkat ettiklerini ifade eden Taçoy, Kıb-Tek’teki herhangi bir olumsuz hareketin fiyatlara yansıyacağını bildikleri için doğruyu yapmaya çalıştıklarını söyledi.
AKSA’nın 3.76’lık kira bedelinin yüksek olması nedeniyle aylardır pazarlık yaptıklarını dile getiren Bakan Taçoy, fiyat indirimi yapılacaksa, sözleşmenin bozulacağı ve vade isteneceği noktasında AKSA’nın talepleri olduğunu, bunun ise tek başına verebileceği bir karar olmadığını, dolayısıyla bundan sonra yapılan teklifleri Bakanlar Kurulu ve Meclis’e götüreceğini söyledi. Bakan Taçoy, AKSA’nın sözleşmesini ise Nisan 2024’te biteceğini anımsattı.
Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy, Avrupa Birliği ile yapılan çalışmalara da değinerek, AB’nin piyasaya para aktarabilmesi için, yapılan projeleri arttırma noktasında talepleri olduğunu söyledi.
AB’nin Güneye 2 buçuk milyar Euro’yu sorgusuz sualsiz sokma noktasında olduğunu, ancak KKTC’ye 30-33 Milyon gibi komik kalacak rakamları projelerle aktarmayı gündeme getirmelerinin kendilerini üzdüğünü söyledi.
Bu projelerin gerçek anlamda ekonomiye yansıyabilmesi için AB yetkilileri ile bir takım temaslar yaptıklarını belirten Bakan Taçoy, Mağusa, skada, kobiler gibi bazı projeler için çalışmaların sürdüğünü bu yıl içinde tamamlanmasını hedeflediklerini söyledi.
PROTOKOL…
TC ile İmzalanan Ekonomik Mali İktisadi İşbirliği protokolünün bir çığır niteliğinde olduğunu vurgulayan Taçoy, bu protokolle artık bir performans değerlendirmeye gidildiğini, Türkiye ile bir projeye ortak imza konulacaksa ekonomik, mali ve iktisadi programlar çerçevesinde o proje bitmeden başka bir projeye geçilemeyeceğini söyledi.
Protokol çerçevesinde projelerin kendi içinde bir takip sisteminin olacağını, proje bitmeden başka bir projeye geçebilmesinin imkansızlığının öngörüldüğünü anlatan Bakan Taçoy, “Onun için bir iş başlayacak, parası tüketilmeden başka bir işe geçilmeyecek bir yapılandırılma oluşturuldu” dedi.
TC ile birlikte ortaya koydukları projelerin tümünün AB ve Dünya Bakası ile ortaya konulan doğrular çerçevesinde hazırlandığını ifade eden Bakan Hasan Taçoy, yani KKTC’nin bizatihi, bilfiil 17 maddesinden birçoğunun ortak proje alındaki işler olduğunu belirtti.
Uzun zamandır 3 yıllık protokollere geçilmemesinin kendileri için bir olumsuzluk olduğunu ancak şu anda 3 yıllık protokollere başlanması ve bunun yeniden tercih edilmesinin ülke için bir artı olduğunu söyleyen Bakan Hasan Taçoy, bu artı içinde ekonomik ve ticari alanlarda gelişmelerin sağlanması noktasında daha farklı ticari anlaşmaların imzalanması gerektiğini, üretimde alım garantisinin de var olabileceği belli bir dönemin yaşanabileceğini, bunun da sanayi ve tarıma artı kaynaklar gelişmeleri sağlayabileceğini sözlerine ekledi.