Elif ŞEN ÇATAL
Avukat Mehmet Şahoğlu, ülkede geçerli olan parlamenter sistemin yıllardır suistimal edildiğini ve artık geçerliliğini yitirdiğini savundu. Siyasi partilerin, gerçekleşen seçimlerde tek başına iktidara gelemediğinin altını çizen Şahoğlu, hükümetlerin ancak koalisyon ortaklıklarıyla yürütülebildiğine dikkat çekti.
Şahoğlu, yaşanan her siyasi ve toplumsal olumsuzlukta ise koalisyon ortaklarının birbirini suçlayarak kamuoyu karşısında kendini savunduğunu dile getirdi ve bu durumun kamuoyunda da artık kabul görmediğini, siyasete karşı vatandaşın güvensiz ve ilgisiz olmaya başladığını dile getirdi. Şahoğlu, parlamenter sistemin devam edilebilir bir yapıdan uzaklaştığını belirtti.
Topluma karşı hesap verilebilirlik konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Şahoğlu, “Bu sorunun kaynağı ben değilim, ortağımdır” şeklinde açıklama yapan hükümetlerin büyük bir güvensizliğin perdesini de araladığını ifade etti.
“SON NOKTAYA GELDİK”
Şahoğlu, 1974 yılından günümüze uzanan süreci incelediğimiz zaman Ulusal Birlik Partisi’nin ardından başka bir partinin tek başına hükümet olmadığına dikkat çekerek, “Bugüne kadar kurulan hükümetler hep koalisyon ortaklığıyla devam ettirilmeye çalışıldı. Hükümet sürelerinin de kısa olması nedeniyle hep günü birlik, günü kurtarma peşinde koşuldu. Kimsenin uzun vadeli bir hizmet planlamadığına şahit oluyoruz. Bu da nereye kadar sürecekti? Gelinebilecek son noktaya geldik” şeklinde konuştu. Ülkenin içinde bulunduğu durumu değerlendirirken gerçekçi olunması gerektiğini belirten Şahoğlu, parlamenter sisteminin, daha demokratik olduğu savunmasının yeterli olmadığını dile getirdi.
“PARLAMENTER SİSTEMİN KREDİSİ TÜKENDİ”
Şahoğlu, “Parlamenter sistemin kredisi artık tükendi…” diyerek, yapılan eleştirilere de cevap verdi. “Kafaların değişmesi lazım, sistemlerin değil” söylemlerini doğru bulmadığını kaydeden Şahoğlu, siyasi partilerin kendi içindeki statükolarının daha iyi hizmet vereceklere engel olduğunu savundu. Ülkemizdeki mantığın ‘düğün, sünnet, cenaze’ ziyaretleriyle yürüdüğünü dile getiren Şahoğlu, şahısların bu ziyaretlerle oy toplayıp meclis kapısından girdiğini, ardından da bir bakanlık makamına oturup kendi yandaşlarına menfaat sağlama gailesiyle hareket ettiklerini dile getirdi. Bu sistemin artık tükendiğini ifade eden Şahoğlu, artık ülke siyasetinin ve siyasetçisinin de kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini belirtti.
Bu noktada parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin de olumlu bir seçenek olabileceğini kaydeden Şahoğlu, sistem değişikliğiyle birlikte hesap verebilirlik ve hizmet bilincinin de topluma yeniden kazandırılması gerektiğini ifade etti.
Şahoğlu, “Göreve gelen şahıs bilecek ki beş yıl boyunca görevde kalacak. Bu süreçte planlı programlı bir şekilde hizmet verecek. Yine kararı halk verecek. En iyisini seçip, en iyi hizmeti almaya çalışacak” dedi.
“KÖTÜ ÖRNEKLER DÜŞÜNÜLMEMELİ…”
Dünyada kötü örnekleri görerek olumsuz düşünmemin gereksiz olduğunu ifade eden Şahoğlu, iyi örneklerden yola çıkarak ülke adına en iyisini bulabileceğimize inanç belirtti. Türkiye’nin iyi bir örnek olmadığını ama dünya üzerindeki yönetimlerden yola çıkarak kendimize doğru bir sistem kurmanın mümkün olduğunu ifade eden Şahoğlu, KKTC’nin hala daha demokratik değerlere sahip bir ülke olduğunu ifade etti.
“PANDEMİ SÜRECİ FIRSAT OLABİLİR”
Şahoğlu süreci bir fırsat olarak değerlendirmek gerektiğini dile getirerek “1974 yılından sonra yeni bir devlet kuruldu. Bir sistem yerleştirildi. Bu güne kadar geldik. Şimdi de bu pandemi süreciyle birlikte yeni bir başlangıcın zamanıdır” şeklinde konuştu. Sistem değişikliğinin tam da zamanı olduğunu düşündüğünü dile getiren Şahoğlu, dünya ve ülkemizin olağanüstü günlerden geçtiğini bu süreci atlatırken sistem değişikliğinin de tam zamanı olduğunu düşündüğünü kaydetti.