İktidardaki Muhafazakar Parti, Brexit’in ardından hareket serbestisine son vereceğini belirtiyor. Göç konusunda “kontrolü geri alma” sözü veren Başbakan Boris Johnson, Avustralya tarzı puan temelli bir sisteme geçecekleri vaadinde bulunuyor. 
Buna göre, göçte ülkede ihtiyaç duyulan iş gücünün giderilmesine odaklanılacak. Açık olan iş kollarında çalışmak için ülkeye gelmek isteyenler, bir puan sistemine tabi tutulacak.
Puanlar; yaş, İngilizce seviyesi ve iş tecrübesine göre verilecek. Bu program, yetenekli göçmenlere iş teklifi almadan ülkeye gelme imkanı sağlarken, kimin kabul edileceği konusunda kontrol de tamamen hükümette olacak. 
Muhafazakarlar böylece sadece ihtiyaç duyulan alanlardaki yetenekli göçmenlerin ülkeye gelebileceğini ve toplam göçmen sayısının ise azalacağını savunuyor.  
Parti ayrıca Ulusal Sağlık Hizmetlerinden teklif alan ve iyi derecede İngilizce bilen nitelikli doktor, hemşire ve araştırmacılar için de yeni bir vize türü oluşturma sözü veriyor.
Brexit öncesi İngiltere’de yaşayan Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının hakları korunurken, Brexit sonrası gelecek diğer ülke vatandaşlarıyla aynı şartlara tabi tutulacak. Brexit sonrası İngiltere’ye gelip yerleşen AB vatandaşları ancak 5 yıl çalıştıktan sonra işsizlik, konut ve çocuk yardımı alabilecek. 
Yeni göçmenler, sağlık sisteminden faydalanmadan önce ödeme yapmak zorunda kalacak. Mevsimlik tarım işçileri için ise bir kota sistemi hazırlanacak. 
Ana muhalefetteki İşçi Partisi ise “insancıl bir göç sistemi” kuracağı ve “düşmanca ortama” son vereceği vaadinde bulunuyor.
Açıklanan bildiriye göre, İşçi Partisi hem insan haklarına dayanan hem de ekonomi ve kamu hizmetleri için gerekli beceri ve iş gücü eksikliğini karşılamaya odaklanan bir sistem kuracak. 
Brexit sonrası hareket serbestisi korunacak, hatta genişletilecek. İngiltere’deki tüm AB vatandaşlarına ülkede yaşama ve çalışmaya devam etme hakkı tanınacak. 
Puan temelli göç politikasına da karşı çıkan parti, göçmenler dahil tüm işçilerin sömürülmesini durdurmak için iş gücü piyasasını düzenleyecek. Ayrıca ülkede kalma hakkı olanların yakınlarının sınır dışı edilmesi önlenirken, aile birleşimi hakkı AB vatandaşı olmayanlara da tanınacak. İşçi Partisi, iki sınır dışı etme merkezini de kapatacak. 
Brexit’e karşı olan Parti, AB içindeki hareket serbestisini koruma vaadinde bulunuyor. Bildirgesine göre, parti liyakata dayalı çalışma vizeleri oluşturacak. 
Öğrencilere mezuniyet sonrası iki yıl çalışma hakkı tanıyacak olan parti, çalışma izinleri ve öğrenci vizelerinde karar vermeyi firmalar ve eğitim kurumlarına bırakılacak. 
Göçmenlerin gözaltına alınması, son çare olarak uygulanacak, gerekli durumlarda ise gözaltı 28 günle sınırlı tutulacak, 9 gözaltı merkezinden yedisi kapatılacak.  
Aşırı sağcı Nigel Farage’in liderliğini yaptığı Brexit Partisi, göçmen sayısını yılda 50 binle sınırlandırma sözü veriyor. AB’den anlaşmasız ayrılığı savunan parti, Brexit’in ardından hareket serbestisine de son verecek. 
Parti, “etnik kökene kör” puan temelli bir göç sistemi ile eksik duyulan iş gücünü karşılayacak. Parti ayrıca “gerçek mülteciler için insancıl bir program” da sağlayacak. 
Kantar araştırma merkezinin 21-25 Kasım anketine göre, Muhafazakar Parti yüzde 43, İşçi Partisi yüzde 32, Liberal Demokrat Parti yüzde 14 ve Brexit Partisi yüzde 3 oy alacak.
2017’de yapılan erken genel seçimde anketler, Muhafazakar Partiyi büyük farkla önde göstermesine karşın, İşçi Partisi hem oy oranını, hem de milletvekili sayısını artırmıştı. 
İngiltere, 2016’da yapılan AB referandumunda yüzde 48’e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı almıştı. Ancak 29 Mart’ta gerçekleşmesi gereken Brexit, parlamentonun direnci nedeniyle önce 31 Ekim’e, son olarak da 31 Ocak 2020’ye ertelenmişti. 
Hükümet, parlamentonun Brexit’te anlaşamaması üzerine erken seçime gidilmesini istemişti. Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin de desteğiyle 12 Aralık’ta erken seçim kararı alınmıştı.