Cyprus Mail gazetesi, az sayıda Kıbrıslı Rum ile yaptığı bir söyleşinin videosunu yayınladı. Muhabir muhataplarına topraklarının yabancılara satılmasından rahatsız olup olmadıklarını sordu. Herkes rahatsız! Bizim gibi… Herkes rahatsız ama yabancıların Güney Kıbrıs’tan konut alması da devam ediyor.
Üstüne yabancılara satmak için konut yaptığınız toprakları geleneksel yöntemlerle işleyerek tarım yapmaya kalkarsanız aç kalırsınız. Daha modern yöntemlerle tarım yapmak içinse toprakları birleştirerek ölçeği büyütmek; modern teknikler kullanarak tarımın kapitalistleştirmek gerekir. Hayvan üretip beslemeyi eskisi gibi değil, bir fabrika gibi organize etmeniz; ürünlerini bu anlayışla işleyip pazarlayabilmeniz gerekir. Bunu yapamayan insanlar arazilerini müteahhitlere satarak kısa yolda rahata ermeyi tercih ediyorlar tabii…
İnşaat amacıyla satılabilecek araziler, geçmişte tarıma elverişli olduğu için sahiplenilen, alınıp satılan ve tapu kaydı olan arazilerdir. Günümüzde giderek değer kazanan “doğal rantımızın” kullanımı, iş insanlarının girişimciliğine ve olanaklarına terk edildiği zaman ortaya böyle bir sonuç çıkıyor. İster istemez!

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Belki de düşünce yapımızı değiştirmemiz gerekiyor. Yıllar önce, fakir köylülere yaşam alanı olsun diye ortak kullanıma açık tutulan, o zamanlar sahiplenmeye de değmeyecek olan çorak araziler inşaat amacıyla kullanıma açılabilse, tarım alanlarının korunması daha mümkün olmaz mı? Tarım alanlarını inşaata kapatırken, bu arazilere yerli veya yabancıların ihtiyacına göre konut yapabilmenin yolunu açacak yasal düzenlemeler neden gündemde değil ki?
Bu soru, KKTC için çok daha anlamlı ve önemlidir: Kuzey’de terk edilen Rum malları üzerine inşaat yapacağımıza hali arazileri veya diğer tapusuz toprakları inşaat alanı olarak kullanıp verimli tarım arazilerinin rasyonel kullanımı için yeni teşvikler getirmek hem adanın tatil kapasitesini artıracak hem de tatilcilere sunulacak yerel ürünlerin geliştirilmesine olanak sağlayacaktır.
Çağ değişti… Nüfus arttı. Yaşam süresi uzadı. Bazı ülkelerdeki emeklilerin gelirleri bizim normal gelirlerimiz ile yarışıyor. Son yıllarını neden bizim ülkemizde geçirmesinler?
Bunun zenginleşmiş ülkelerden bir değer aktarması olduğunu görmek için açıkgöz olmak da gerekmiyor. Bir tür gelir dağılımı düzeltmesi…
Çok uçuk-kaçık bir düşünce mi bu?
Sanmıyorum…