TURİZMDE SÜREKLİ DEĞİŞİM: ÜRÜN GELİŞTİRMEK BİR ZORUNLULUKTUR!

TURİZM İÇİN YENİ ÜRÜNLER GELİŞTİRMEK YERİNE BAŞARILI BİR SINAV VEREN CASİNO İŞLETMELERİNİN İŞİNİ ZORLAŞTIRMAK HEPİMİZE KAYBETTİRECEK.

0
blank

Geçen hafta yaptığımız TV programında CTP Genel Başkanı Erhürman, hükümeti “casino turizmi dışındaki turizmi darmadağın etmekle” suçladı. Yılbaşı programlarından da gördük ki casino turizmi ayaktadır… Ortada bir ürün vardır, pazarlanmaktadır ve alıcıları memnundur. Bu alanda istihdam yaratılıyor ve KKTC devleti vergi topluyor; işletmeler de kazanıyor ki gelişmeye devam ediyorlar. Beğenmeyenler de var ama onlar zaten casinolarla ilgilenmiyorlar.

Bir de beklentimiz var… Turizm patlasın, hepimizi doyursun diye bekliyoruz.

blank
GÜNEY KIBRIS’TA TURİZM ÜRÜNÜNÜ GELİŞTİRMEK İÇİN YOĞUN, DİKKATLİ VE SÜREKLİ ÇALIŞMALAR YAPILIYOR.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Beklediğimiz “turist”, yaz aylarında sahilleri doldurup kitap okuyan; sıkıldığı zaman çarşı-pazar dolaşıp alış-veriş yapanlardır. Kış oldu mu yaşlı-başlı kişiler sokaklarda dolaşıp yıkılmaya yüz tutmuş yapılara bakmalı; kıyıda köşede Çin malı ama “otantik” şeyler satanlardan alış-veriş yapmalı… Bizimkiler de dükkan açıp pusuya yatmalı… Bekliyoruz ama gelmiyorlar!

Belli ki böyle bir turizm dünyanın hiçbir yerinde kalmadı. 20 yıl kadar önce “her şey dahil” diyerek otellerini dolduran Türk turizmciler esnaftan nasıl tepki görmüştü hatırlarım. Her gün yeni bir yöntem geliştirerek aileleri Türkiye’ye çeken Türk turizmciler şimdi 50 milyon turist ağırlayarak 60 milyar dolar gelir elde etmek için uğraş veriyorlar. Kimi ülkelerin bir yılda ağırladıkları turist sayısı ise nüfuslarını kat be kat aşıyor. Güney Kıbrıs da bunlardan biridir.

Türkiye ve Güney Kıbrıs gibi ülkeler artık turist geliri ve turist sayısı ile değil, turist başına düşen gelir ile ilgileniyorlar. Sınırlı sayıda turistin daha fazla gelir bırakması hedefi ile çalışıyorlar.

Bu sektörden pay alabilmek için “gelsinler” deyip beklemek yetmiyor. Turizm ürününü sürekli geliştirmek, talebe uygun ürünler yaratmak gerekiyor. Güney Kıbrıs bu konuda sürekli çalışıyor. Türkiye de öyle…

Kuzey Kıbrıs, “casino turizmine mahkum” kaldı. Casino işletmecileri dışında kimse ürün geliştirmek ile uğraşmıyor; hazıra konmak için bekliyor.  Kış turizmi gelişiyordu ama belirsizlik yaratan politikalar yüzünden o da gerilemeye başladı. Destek verilecekse kararlı ve sürekli olmalı…

Şimdi aileler, kiraladıkları villalarda konaklamayı ve kendilerince gezip dinlenmeyi tercih etmeye başladılar. Kuzey Kıbrıs’tan birden fazla villa alan yabancılar birer acente veya pazarlamacı gibi çalışıyor ve villaları dolduruyorlar. Kiralık arabalar yollarda fink atıyor. Dağ başındaki restoranlar da bunlara çalışıyor. Bu turizm türünü koruyup geliştirmek çok yararlı olacak. Ama devlet katındaki birileri bu işi kapattırmak için uğraşıyor.

Daha organize ürünlere de ihtiyaç var. Yazları su sporları, kışları dağ yürüyüşleri veya gezileri için olanakları artıracak yatırımları teşvik ve hatta davet etmek gerekiyor. Çocuklar en önemli unsurdur. Aileler çocukların eğlenebilecekleri yerleri gitmeyi tercih edeceklerdir. Geniş ve güvenli su parkları otel doluluğunu artırmak için bir koşul haline geldi. Devlet katından birilerinin bu işlerle uğraştığını hiç duymadık; görmedik!

Bizim aklımıza gelmeyen, bilgimizde olmayan daha neler var kim bilir? Devletimizin pazarın taleplerini analiz ettirdiğini de duymadık!

Ürün geliştirmek koordineli yapılabilecek bir iştir. Pazarda gelişen talebi koklayabilen pazarlamacılar ile yatırımcılar birlikte çalışmak zorunda; devlet de yarımcı olmalı… Böyle bir koordinasyonun tanığı da olamadık!

Yapılması gereken bunca iş varken kendi kendine ayakta durmayı ve gelir getirmeyi başaran casino işletmelerini hedefe haline getirmek hem kolaydır, hem de hoşumuza gidiyor.

Derler ya, “bizim düşmana ihtiyacımız yoktur”! Biz, bize yeteriz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz