Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden arasında çarşamba günü gerçekleşecek olan görüşmenin sembolik olmasının yanı sıra önemli bir siyasî ağırlık taşıdığını ileri sürdü.
Lefkoşa’da Lüksemburg Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmenin ardından soruları yanıtlayan Kombos, Hristodulidis’in Washington’da ABD Başkanı ile yapacağı görüşmeden beklentilerinin ne olduğu sorusuna “En üst düzeyde verimli bir görüşme bekliyoruz. Bu görüşme, birkaç gün önce Lefkoşa’da başlattığımız stratejik diyaloğun bir devamı niteliğinde olacak” yanıtını verdi.
Gündemin son derece önemli konulardan oluştuğunu ve kaydedilen ilerlemeye dikkat çeken Kombos, “Artık iki ülke başkanları seviyesinde gerçekleşecek olan bu görüşme hem sembolik hem de özel bir siyasi ağırlık taşıyor” dedi.
Dışişleri Bakanının aktardıklarına göre görüşmenin gündeminde ikili ilişkiler, iş dünyası ortaklıkları ve yatırım konuları, bölgedeki zorlu ve karmaşık durumlar göz önüne alınarak ikili iş birliği konuları, bölgesel krizler sırasında vatandaşların tahliyesi ve eşgüdümlü tepki mekanizmaları ve Kıbrıs için “varoluşsal öneme sahip bir konu” olarak Kıbrıs meselesi gibi konular yer alacak.
Kombos, ABD tarafının da Kıbrıs sorununu gündeme getirmesini beklediklerini belirterek, görüşmenin geniş bir yelpazede konuları kapsadığını ve tek bir konuya odaklı olmadığını ifade etti. Sonuçları ve yapılacak açıklamaları beklemek gerektiğini sözlerine ekledi.
Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak Washington’dan bir mesaj gelip gelmeyeceği sorusuna Kombos, Hristodulidis’in ABD Başkanı ile görüşmek üzere Washington’da bulunmasının sembolik olarak çok önemli bir mesaj olduğunu ve özel bir siyasi öneme sahip olduğunu belirterek şunları ekledi: “İki devletlilik, egemen eşitlik gibi BM Güvenlik Konseyi çerçevesinin dışına çıkan tüm bu söylemlere karşı, bu görüşme ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin rolü ve varlığına dair son dönemde gerçekleşen tüm gelişmeler net ve açık mesajlar veriyor. Umarım Türkiye ve Kıbrıs Türk toplumu liderliği bu mesajları kabul eder ve BM Güvenlik Konseyi’nin belirlediği çerçevede yoğun ve özlü müzakerelerle nasıl ilerlememiz gerektiğini anlarlar.”