“YUMUŞAMA” DA NEYMİŞ? ERDOĞAN’IN YAPACAKLARINA ENGEL OLAN MI VAR?

TEK ADAM REJİMİNDE YAŞIYORSANIZ TEK ADAM İSTEDİĞİ AN HEMEN YUMUŞAYABİLİR; BUNA ENGEL OLACAK HİÇBİR GÜÇ YOKTUR!

0
blank

Türkiye’de bir “yumuşama” tartışmasıdır gidiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önce Cumhuriyet Halk Partisi ile yumuşamak istedi. Bir-iki ziyaret oldu ama CHP’nin muhalefet tarzını yumuşatmasından öte hiçbir şey değişmedi. Devlet kasasını yağmalama devam ederken Türkiye’nin New York’ta rüşvet dağıttığı iddiaları gündeme geldi. Yumuşayan CHP, bu konulardaki söylemlerini bile sertleştiremedi. Bir kez yumuşayınca bir daha sertleşemedi!

Erdoğan-CHP yumuşaması, Türkiye halkının veya CHP’nin hiçbir işine yaramadı ama Erdoğan yönetiminin işini kolaylaştırmış oldu. Olan, bu yumuşamanın faturasının kesildiği CHP’ye oldu; oyları tırmanışta iken inişe geçti!

Şimdi, İsrail tehdidi üretilerek yeni bir “Kürt açılımı” tezgahlanıyor. Keşke olsa tabii… Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunları Kürt sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanıyor zaten. Kürt sorununun çözüm sürecine girmesi bile bu sorunların ağırlığını azaltacak ve toplumsal ilişkilerde gerçek bir yumuşama yaratabilecektir.

Ne yazık ki, bu yumuşamanın ne olduğu veya nasıl olacağına dair en ufak bir ip ucu bile ortalıkta görünmüyor. Öcalan’ı geçiniz; Kürt sorununa demokratik yollarla çözüm arayışında oldukları kesin olan Kürt liderler bile hapishanelerde çürütülmeye çalışılıyor. Demirtaş’ın suçunun ne olduğunu ve yıllardan beri niye hapiste olduğunu anlayan ve anlatabilecek bir kişi var mı? Erdoğan’ın kendisi bile bu hapisliği savunabilecek durumda değildir; Savunsun da görelim!

Hal bu iken, Kürt sorununu yine dil üzerinden çözebilecekleri imajını yaratmaya çalışıyorlar. Anadillerini konuşmaları yasaklanan insanları hapse tıkanlar, hapisteki evlatlarına Kürtçe konuşmaları engellenen analara acı çektirenler kendileri değilmiş gibi suçu bilinmeyen bir iktidara yükleyerek zaman kazanacaklarını zannediyorlar.

blank
YUMUŞAMA BELKİ DE ZORLA, TEKME TOKATLA OLACAK… TÜRKİYE’DE TEK ADAM REJİMİ YAŞANDIĞINA GÖRE YUMUŞAMA OLACAKSA YİNE TEK ADAMIN KARARI İLE OLACAK. BUNUN ÖNÜNDEKİ TEK ENGEL, TEKME TOKATLA İŞ GÖRME ALIŞKANLIĞI OLABİLİR ANCAK…
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Önceki gün kapsayıcı kurumların ve hukukun üstünlüğünün ekonomik kalkınmadaki rolünü analiz eden yaklaşımları ile Nobel Ekonomi Ödülü kazanan Türkiye doğumlu Daron Acemoğlu’nun özellikle Türkiye’deki konferanslarında sıklıkla ve önemle vurguladığı gibi “hukukun üstünlüğü ve demokrasi sorunu” da Kürt sorunu kadar önemli bir sorundur. Demirtaş gibi Kavala da hapistedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin birden fazla kararına rağmen hapiste tutulmaktadır. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden atılma noktasına gelmiş olmasına bile aldırış etmeyen bir iktidar var Türkiye’de. Yumuşama nasıl olacak?

Türkiye’nin dış politika sorunu da vardır: Bir gece ansızın Yunanistan’a giren, bizim bilmediğimiz ve görmediğimiz bir şekilde çıkarak “Yunanistan baharı” yaşamamıza neden olan… Sisi’yi “katillikten” alarak dostluk mertebesine yükselten… Suriye’ye asker sokan ama nasıl çıkacağını bilemeyen… İsrail’e karşı bütün dünyanın terörist olarak muamele yaptığı Hamas ve Hizbullah’ın yanında duran… Birleşmiş Milletler Örgütü’nü aşağılamayı marifet sayan… Böyle bir dış politika ile dünyada prestij ve etki sahibi olabileceğini sanan bir iktidarının kimle yumuşayacağını veya sertleşeceğini öngörebilecek olan da yoktur herhalde. Yumuşama olunca komşulara tafra atmaktan, BM Güvenlik Konseyi üyeleri ile dalaşmaktan vazgeçecek miyiz?

Bu yumuşama Kıbrıs sorunu ile ilgili politikaya yeni bir yaklaşım da içerecek mi acaba?

KKTC Cumhurbaşkanı artık memurlar düzeyinde bile kabul görmüyor; temas yapamıyor… Yumuşama ile birlikte daha fazla dikkate alınacak bir Kıbrıs politikası gündeme gelecek mi?

Bu yumuşama süreci sonunda, izolasyonlar altında yaşatılan Kıbrıslı Türklerin bazılarının Türkiye’ye girişine konan engeller kaldırılacak veya Kıbrıslı Türklerin kendi devlet binalarını yapmasına veya yapmamasına karar verme hakkı iade edilecek mi, dersiniz?

Bir yumuşamadır tutturduk gidiyoruz!

Eğer yumuşarsak sonumuzun ne olacağını öngörebiliyor muyuz?

Zaten yumuşaması gereken doğrudan Erdoğan iktidarı değil midir? Kürt halkının haklarını tanımasına kendisinden başka bir engel mi var? Kavala’yı ve Demirtaş’ı bırakması için Öcalan’dan da izin alacak değildir herhalde… “Ben ekonomistim” diyerek berbat ettiği ekonominin nefes alabilmesi için israfa ve soyguna son vermesi de yeterli görünüyor.

Erdoğan isterse bugün hemen yumuşayabilir; önünde hiçbir engel yoktur!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz