HOLGUİN GERÇEĞİN BİR KEZ DAHA GÖRÜLMESİNİ SAĞLADI; O KADAR!

HOLGUİN'İN TEMASLARI BUGÜNKÜ DURUMDA ÇÖZÜM İSTENCİNİN KIBRIS KAYNAKLI OLAMAYACAĞINI ORTAYA KOYMUŞTUR. ÇÖZÜM İSTEYEN VARSA, BUNU KIBRISLILARA DAYATMANIN YOLLARINI DA BULMALIDIR.

0
blank

BM Genel Sekreteri Guterres’in kişisel temsilcisi olarak görev yapan Maria Holguin Cuellar, ada etrafında birkaç tur atarak neler olduğunu öğrenmeye çalıştı. Ortada bir rapor olmadığına göre tam olarak ne gördüğünü henüz bilmiyoruz. Gördüklerini ve anladıklarını yazacaktır. Biz de Kıbrıs sorununu bir kez daha ve farklı bir yabancının gözünden görmek olanağına kavuşacağız. Bunun için zamana ihtiyaç var.

Bu arada, Holguin’in tamasları, Kıbrıs sorununu yakından izleyenler için de önemlidir: Değişen bir şey var mı? Varsa nedir? Hala daha bu soruları sorup yanıt arayanlar varsa Holguin’in temaslarından “değişen bir şey olmadığını” bir kez daha görme olanağı buldular.

Türkiye, Yunanistan ve Avrupa’da Holguin’e tam olarak ne söylendiğini bilmiyoruz ama Tatar ile Hristodulidis’in açıklamalarından Kıbrıs’ta değişen bir şey olmadığını öğreniyoruz. Türk tarafı, “Federasyon arayışımız yoktur. Sorun var ve çözümü gerekir diyorsanız iki devleti görüşmemiz gerekir. Biz buna hazırız” diyor. Bunu söylerken Rum tarafının bu işe yanaşmayacağını ve bu tezin uluslararası alanda destek bulmayacağını da biliyor tabii… Bilerek ve isteyerek ipi germeye çalışıyor.

blank
hOLGUİN HİÇBİR ŞEY YAPMADIYSA KIBRIS’TA ÇÖZÜM BULUNAMAMASININ NEDENİNİN BİR KEZ DAHA İDRAK EDİLMESİNİ SAĞLAMIŞTIR. ÇÖZÜM İSTEYEN VARSA BU GERÇEKLİK ÜZERİNDEN HAREKET ETMEK ZORUNDADIR!

Hristodulidis’in bu oyundaki rolü de çok farklı değil aslında. Holguin’e “müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasını” istediklerini söylerken Avrupa Birliği platformlarında “Türkiye-AB ilişkilerinin gelişmesine olanak tanımayacağı” mesajlarını veriyor; üstelik görüşmelerin sonucunda ne beklediklerine dair en ufak bir ipucu da vermiyor. İpin gerilmesine karınca kararınca katkıda bulunmaya çalışıyor!

Holguin’in seçilmiş bazı toplum temsilcileri ile yaptığı konuşmalardan edindiği izlenim daha olumlu olabilir ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. Ne Kıbrıs Türk toplumunda ne de Rum toplumunda liderleri şimdiki tutumlarını değiştirmeye zorlayacak hareketler görünmüyor.

Bütün bunların sonucunda Holguin, “sorumluluğun liderlerde olduğunu” söyleyerek dolaşmaya devam edecek görünüyor. Üçlü görüşme yerine beşli görüşme önermesi ve hatta üçlüyü kabul etmeyen Türk tarafının beşliye evet demesi de sonucu değiştirmeyecek. Hristodulidis bir görüşme olsun da nasıl olursa olsun diye belirlediği tutumu nedeniyle tarafların ortak zeminden fersah fersah uzakta olduklarının beşli bir konferansta teyit edilmesine neden olabilir. Olur ve herhalde pişman da olur!

Holguin’in raporuna ne yazacağını bilmiyoruz ama “sorumluluk liderlerdedir” sözü bile içinde bulunduğumuz durumu anlatmaya yetiyor. Liderler çözümden yana değillerdir!

Lider olup olmadıkları belirsiz olan Tatar ile Hristodulidis’in tutumlarının yapıcı olmayacağını biz zaten biliyorduk. Pozisyonlarını tekrar etmekle yetineceklerini, uluslararası toplum farklı bir şey bekliyorsa büyük baskılar yapması gerekeceğini tekrarlayıp durmuştuk.

Holguin hiçbir iş yapmamış gibi görünebilir ama Kıbrıs gerçeklerinin bir kez daha görülmesini sağlamıştır: Baskıya yoksa, bırakın çözümü müzakere de yoktur! Holguin görevine devam etsin veya etmesin, bundan sonraki aşamada dikkate alınması gereken “Kıbrıs gerçeği” tam da budur!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz