Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, işçi konusunda kayıttan kaçanın patronlar olduğunu, bunun sebebinin de çalışanın kayıtlı olduğu oranda patronun vergi vermesi, yatırım yapması, Sigorta, İhtiyaç Sandığı ödemesi, çalışanın haklarını karşılaması gerektiğini ifade etti.
TV 2020’de, “Güne Merhaba” programının konuğu olan Rahvancıoğlu, gündeme dair değerlendirmeler yaparak, kayıt dışı çalışma yaşamı ve ucuz iş gücü ile ilgili yorumlarda bulundu.
Kayıttan kaçanın patronlar olduğunu savunan Rahvancıoğlu, çalışanın kayıtlı olduğu oranda patronun vergi vermesi, yatırım yapması, Sigorta, İhtiyat Sandığı ödemesi yapması, çalışanın haklarını karşılaması gerektiğini, kayıttan kaçılması durumunda sosyal boyutları dışında, devlet kasası, kamu ve çalışanların kaynakları anlamında da ortaya çeşitli sorunlar çıktığını belirtti.
Rahvancıoğlu, ülkeye giriş-çıkışların çok daha kolay kontrol edilebileceğini, bu işin temelinin de adaya giriş çıkışlarla ilgili düzenlemeler olduğunu söyledi.
Rahvancıoğlu, üniversitelerin zapturapt altına alınması, çalışma maksadıyla gelenlerle ilgili gerekli önlemlerin alınması, “turist” olarak geldiğini beyan edenlerin gerçekten turist olarak gelip gelmediği kontrol edilip izin verilmesi halinde bu tür sıkıntıların büyük oranda kapıda çözüleceğine işaret etti.
“Çıkışı ilan edilmeyen ama her zaman geçerli olan gizli aftan” bahseden Rahvancıoğlu, bir işverenin maaş dışı giderinin 7 bin TL’ye yakın bir para olduğunu, işverenin kayıt dışı çalıştırdığı her işçi için ay başına 7 bin TL’ye yakın kâr elde ettiğini ileri sürdü.
Söz konusu usulsüzlükler yüzünden Sigorta ve İhtiyat Sandığı kurumlarının zarar ettiğine işaret eden Rahvancıoğlu, sonrasında da kurumların bankalardan sürekli borçlanmaya gittiğini ifade etti.
Rahvancıoğlu işverene verilecek yüksek cezalarla kayıt dışı işçi çalıştırmanın önlenemeyeceğini belirterek, devletin yaptırım uygulaması gerektiğini anlattı.
“Bir kişi öğrenci olarak bu ülkeye gelirse buna vesile olan bir de okul vardır” diyen Rahvancıoğlu üniversitelerin kaydını yenilemeyen eski öğrencilerini bildirmesi gerektiğini de ekledi.
Rahvancıoğlu, KKTC’nin kendi vatandaşlarını zapturapt altına alması gerektiğini belirten Rahvancıoğlu, “insanları ülkeye getiren, çalıştıran, bundan kâr elde eden okul ve sermaye sahiplerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesini gerektiğini” kaydetti.
Rahvancıoğlu şöyle devam etti:
“Esas olan yasadır, af ise istisnadır… Affın normalde olağanüstü bir durum olduğunda verilmesi gerekirken, bizim ülkemizde ise bir buçuk, iki senede bir veriliyor. Affın çıkacağını bilen veya yakalansa bile her koşulda kârda olacağını bilen iş yeri sahipleri niye kayıtlı işçi çalıştırsın. Emeklilerini ödemek için bankalardan borçlanan Sosyal Sigorta kurumu nasıl sürekli af ilan edebiliyor anlamıyoruz; gelen giden hükümetlerden bağımsız bu durum devlet politikasına döndü. İki yılda bir af ilan ederseniz o yasaya kimse uymaz, siz kendi elinizle ve ağzınızla bu ‘yasaya uymayın’ demiş olursunuz. En büyük bedeli de çalışanlar ve toplum ödüyor”