KANLI-TÜMERKAN DEĞİŞİMİ, BASININ DURUMUNU ANLAMAMIZA YARDIMCI OLACAK MI?

Tümerkan'ın Kanlı'nın yerini alması Kıbrıs Medya Grubunun kaderini değiştirmeye yetmeyebilir

0
blank

Kıbrıs gazetesinde görev değişimi oldu. Özer Kanlı Genel Yayın Yönetmenliğine veda ederken yerine Mete Tümerkan getirildi.

İkisiyle de konuştum… Bu değişimin nedeni konusunda çok farklı yaklaşımları olduğunu gördüm. Sonuçta bu karar Kıbrıs Medya Grubu patronlarının kararı gibi görünüyor. Onlara bazı telkinler olmuşsa bile onları bu değişime iten esas nedeninin grubu biraz daha etkinleştirmek ve bunun yolu olarak biraz daha “tarafsız” görünmesini sağlamak olduğu kanaatindeyim.

Bu değişimi faklı şekillerde yorumlayanlar var… Kanlı ile Tümerkan’ı yıllardan beri izlemekte olan ve aralarındaki farkları bilenler bu değişimi kendilerine göre anlamlandırmaya çalışıyorlar. Hepsinin de haklılık payı var.

Özer Kanlı Kıbrıs sorunundaki “katı” tutumu ile bilinir. Olayları anlamak ve aktarmaktan çok kendi inançlarının propagandasına önem veren türden bir gazetecilik anlayışına sahiptir. Ben de az-çok öyleyim diye durumu anlamam kolaylaşıyor. Bu tür insanlar için tiraj peşinde koşmak, farklı kesimlerin ilgisini çekecek yayınlar yapmak kolay veya cazip değildir; zordur! Bizim gibilerin derdi ticari başarı değil, görüşlerini kamuoyuna ulaştırmaktır. Sanırım Kanlı’nın görevden alınmasının veya ayrılmasının nedeni, Kıbrıs gazetesini yönetmekten daha çok kendi görüşlerine önem veren tutumudur. Bu farklı kişilikleri de rahatsız etmiş olabilir. Kıbrıs Medya Grubu’nun toplum içinde “etkisiz eleman” haline gelmiş olması da bir değişimi zorunlu kılmış görünüyor. Son bilgilere göre gazete, “en çok satan gazete” vasfını kaybettiği, aydın çevrelerde etkili olma özelliğini de yitirmiştir.

Bu durumda Mete Tümerkan’dan beklenen şey, bunun tam tersi olmalıdır. Kıbrıs Medya Grubu, “kanaatlerin propagandasını yapmayan” ama “kanaatleri belirleyen” bir yayın grubu olmaya çalışacaktır. Zaten Tümerkan, kendi kanaatlerinin propagandasını yapmaktan daha çok gözleme dayanan köşe yazıları kaleme almış, söyleşiler yapmış ve etkili bir medya yöneticisi olmaya çalışmış bir kişidir. Kıbrıs Medya Grubu, sadece Kıbrıs gazetesi ile sınırlı kalmayan bir yayın kuruluşu olacak ve internet gazeteciliği ve televizyona da ağırlık verecekse farklı kaynaklara yönelmesi gerekecektir. Bu bağlamda önümüzdeki günlerde farklı çizgileri ve yöntemleri olan kimi gazetecileri Kıbrıs Medya Grubu’nda göreceğiz sanırım. Bu arada başta Sabahattin İsmail olmak üzere kimi yazalar da gruptan ayrılmak durumunda kalacaklar.

Bu kuruluşun sahibi olmak için milyonlar ödeyenler her ay milyonlar ödemeye devam etseler bile kamuoyu üzerinde söz sahibi olamayacaklarını fark etmiş olmalılar ki çizgi ve yönetici değiştirme yolunu tutmuşlardır.

Bu değişimi, medya dünyasındaki değişimler açısından da okumak gerekebilir. Etkili bir kamuoyu yapıcısı olmak için güçlü bir patronaj altında yayın yapmak yetmiyor. Türkiye’de de bunun örnekleri yaşanıyor: Bir zamanların Hürriyet’i gibi manşetleri ile Türkiye’yi sarsan bir gazete bile olsanız kısa zamanda dikkate alınmayan ve sadece kağıt hurdacılarının işine yarayan bir yayına dönüşebilirsiniz. Belki de Kıbrıs Medya Grubu patronları da verdikleri paranın boşa gitmemesini nasıl sağlayabileceklerini düşünüp duruyorlardır. Hem kendilerinin hem de KKTC’de destek olmayı planladıkları siyasi liderlerin, daha geniş kitlelere ulaşabilen bir medya grubuna ihtiyaçları olduğunu idrak etmiş olmalılar.

Kıbrıs gazetesindeki değişimin kamuoyunu bu denli yakından ilgilendirmesinin nedeni de budur zaten. Aslında biz şimdiki Kıbrıs gazetesini değil, geçmişin gazetesini konuşuyoruz. Dikkatimizin bu gazetenin üzerinde olmasının nedeni de bugün değil, geçmiştir. Bu dikkatin nedeni, gazetenin Kıbrıs Türk siyasal yaşamında oynadığı rolle ilgilidir. Kıbrıs gazetesi, siyasete yön vermek amacıyla kurulmuş, kamuoyu üzerinde etkili olduğu kadar siyasi eliti de kontrol altına alabilmişti. Kıbrıs gazetesinin kurucu sahibi Asil Nadir’in seçilen UBP milletvekillerini Alagadi sahiline kurduğu çadırda toplayarak ilk talimatları bizzat verdiğini de, muhaliflere kara çalmak için yaptığı yayınları da, rüzgar tersine dönünce Annan Planı savunucusu kesilmesini de unutmadık. Arşiv oradadır…

Bütün bu beklentilerin boşa gitmesi de olasıdır. İnsanların haberleri hangi kaynaklardan izlediklerine ilişkin araştırmalar uzun zamandan beri yapılmıyor. Oysa haberleşme araçları gibi toplum yapısı da değişiyor ve Kıbrıs Medya Grubu gibi arkaik kalmış araçlara yapılan yatırımların boşa gitmesi olasılığı da artıyor.

Bir ülkede gazeteciliğin gelişimi, demokratik hayatın nasıl geliştiğinin de göstergesidir. Bu nedenle, gazeteciliğimizin hangi yönde geliştiğini izlemek çok önemli…

İzlemeye devam etmek de bunun için gerekli…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz