TÜRKİYE’DE YENİ BİR “KÜLT” İNŞA EDİLİYOR. EKİBİN GELECEĞİ BUNA BAĞLI!

0
blank

Seçim geride kaldı, artık normalleşme bekliyoruz. Beklemeyin; Türkiye, normalleşmeyecek! “Normalleşir” gibi yapılacak ama bu taktikle sağlanacak kaynaklar, Erdoğan mucizesinin devamlılığını sağlamak için kullanılacak. Gerçek bir “normalleşme” bu şekilde engellenmiş olacak!

Mart 2024’te yerel seçim var. Bu seçim, Erdoğan imajı ve Erdoğan ekibinin geleceği bakımından Cumhurbaşkanlığı seçimi kadar önem taşıyor. Erdoğan, Türkiye halkına kendisi dışında seçenek olmadığını muhalefeti dağıtarak gösterdiği gibi, yerel yönetimlerin de kendi arkadaşlarının elinde olması gerektiğini göstermeye çalışacak. Böylece, kendisinden sonrasını planlayabilecek, aklındaki Cumhurbaşkanı adayının kendisi yokken de kazanmasının koşullarını hazırlamaya çalışacak. Normalleşme adımlarının yaratması olası kaynaklar, bu geçiş dönemi için kullanılacak.

Bundan sonrası, bundan öncesinden daha önemlidir: Bugüne kadar, kaybeden Erdoğan’ın kendisi olacaktı ama bundan sonra kaybeden, “tarihi Erdoğan” olacak. Kazanırsa Erdoğan’ın tarihi bir kişilik olarak yükselmesi sağlanacak. Kaybetmemesi gerekiyor!

Bu yaklaşımın hayat bulması için yapılması gerekenlerin başında, her söylediğinin “tartışılamaz bir gerçek” haline getirilmesi; söylediklerinin Türkiye’ye ilişkin olmak kadar “evrensel bir değere sahip oldukları” şeklinde kabul edilmesi; Erdoğan kültünün herkes tarafından baş edilemez bir güç olarak algılanmasının sağlanması geliyor.

Bir kişiyi “kült haline getirmek” genellikle din sosyolojisi tarafından inceleniyor olsa bile, dini hareketlerin aslında inançtan daha çok siyaset veya iktidar olmak ile ilgili olduğunu bildiğimize göre “çağdaş anlamda bir kült” yaratmanın nasıl olabileceğine ilişkin ip uçlarını da dini kültlerin oluşumunda bulabiliriz sanıyorum. Kült yaratmayı, “siyaset sosyolojisinin alanına girmez” diye düşünmemek zorunluluğu vardır.

blank
Türkiye’nin büyük bir dünya gücü olduğu algısını canlı tutmak, Erdoğan kültünü besleyen önemli bir kaynaktır. Bu mesajlar sık sık verilmeye çalışılacak. Bunu engelleyebilecek olan tek şey, Türkiye’nin kaynak kıtlığı ve dünyanın diğer bilinen gerçekleri olacak.
……………………………………………………………..

Dini bir kült inşa edebilmek için “mucize” icat etmek gerekiyordu. Erdoğan, doğa bilimlerine karışmamıştır ama bütün dünyanın “esas” kabul ettiği siyasi ve ekonomik gerçekleri ters yüz etmeye çalışarak kendi mucizesini yaratmaya çalışıyor. Anadolu halkının çok önemli bir bölümü bu çabadan memnundur. Bu halkın küresel ölçekte “kült bir lidere” ihtiyaç duyduğu çok açıktır. Onları ayakta tutan şey, dünyada yaşayamadıkları refahı ahrette yaşayabileceklerine, bunun için kutsal mücadelenin zorluklarına katlanmaları gerektiğine inanmalarıdır. Enflasyona, deprem felaketine, aralarına doluşarak kaynaklarını tüketen yabancılara karşın metanet göstermelerini ve ayakta durabilmelerini sağlayan inanç da bu olsa gerektir.

İşte tam da bu nedenlerle, böyle bir “kült kişilik ve kimlik” yaratabilmek için “faiz neden enflasyon sonuçtur” denilmiştir. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi terk edilmiş ve “Türkiye artık oyun kurucudur” denilmeye başlanmıştır.

Şimdiki ufak-tefek “normalleşme” adımları bizi yanıltmamalıdır: Geri dönme şansları yoktur! Erdoğan ve arkadaşları bu inancı canlı tutabilmek için tuttukları yolda kararlılıkla yürümek zorundadırlar. Geri dönüş, bugüne kadar yaptıklarını ve varlıklarını inkar; bundan sonraki varoluş şekillerini yok etme anlamı taşıyacaktır. Normalleşme adımlarını ise “ufak savaş taktikleri” olarak algılamak daha doğru olacaktır sanırım.

Bugünkü Türkiye’yi şekillendiren ve KKTC’yi de etkisi altına alan “hava dalgası”, işte bu dalgadır!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz