BM Barış Gücü ile KKTC arasında bir askeri statü (SOFA) anlaşması yapılmasını kabul etmesi için Rum tarafına yapılan telkinlerin gittikçe arttığı, bu konuda başrolü üstlenen İngiltere’nin Rum yönetimini bir sonraki Barış Gücü kararının her iki tarafının da rızasına bağlanması “şantajıyla cesaretlendirmeye çalıştığı” bildirildi.
Haftalık Kathimerini’nin “SOFA Konusunda İngiliz Mengenesi” başlıklı haberine göre İngiltere, Rum yönetiminin, bir sonraki Barış Gücü raporunun Güvenlik Konseyi’ne sunulmasından (Ocak 2023) önce SOFA konusunda bir pratik çözüme süratle rıza göstermesini telkin ediyor. Aksi halde, rapor taslağının yazıcısı (pen-holder) olarak, bir sonraki kararda, Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasını iki tarafın da rızasına bağlayacak bir ifade yer alması ihtimalini açık bırakıyor.
Gazete İngiltere’nin Rum yönetimine ilettiği tezlerin, Rum yönetimi bir ara çözüme süratle rıza göstermezse, Ocak ayındaki Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılması kararının KKTC’nin yükseltilmesi yönündeki ilk resmî araç olabileceği şeklinde okunabileceğine işaret etti.
Habere göre “perde gerisindeki bu telkin ve nabız yoklamaları” bir yandan, KKTC ile Barış Gücü arasında askerî anlaşma muhtırasına varılması talebine pratik çözüm veya pratik hal çaresi bulunması konusunda İngiltere ile BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü Misyon Şefi Colin Stewart’ın aynı frekansta olduğunu gösteriyor.
Bir yandan da Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in Colin Stewart’la yaptığı telefon görüşmesindeki gerilimi büyük ölçüde izah ediyor. Kasulidis o telefon görüşmesinde “BM’nin işleyiş şeklinin Rum yönetimine, Barış Gücü’nün görev süresinin uzatılmasına rıza vermemekten başka seçenek bırakmadığı” tehdidinde bulunmuştu.
Gazete Rum yönetiminin Ocak’tan önce rıza göstermesi istenilen pratik çözümün format ve prosedürünün de karanlıkta olmaya devam ettiğini, meselenin Barış Gücü kararı ile bağdaştırılmasının ötesinde, BM ve KKTC arasında mektup teatisi veya KKTC tarafından Barış Gücü’ne pratik hal çaresi sağlaması ile ilgili bir beyan gibi düşünceler bulunduğuna dikkat çekti.
Fileleftheros ise İngiltere’nin, Türk tarafının Barış Gücü ile ayrı anlaşma talebi konusunda BM tarafından sunulacak fikirler için zemin hazırlamakta olduğunu “Barış Gücü Konusunda İngiliz Tsunamisi” başlığıyla aktardı.
Kathimerini’nin haberinde izah edilen bazı formüllere işaret eden gazete Rum yönetiminden, BM tarafından sunulacak fikirlere dogmatik yaklaşmaması ve esnek olmasının istendiğini, Rum yönetiminin ise KKTC ile Barış Gücü arasında ayrı anlaşma yapılmasını reddederek, Gücün görev süresinin 6 ay daha uzatılmasına rıza göstermeyeceği uyarısında bulunduğunu yazdı.
Haberinin “İşgal Ordusu Yavaş Yavaş Ara Bölgeyi Alıyor… Türklerden Korkuyor Görünen Barış Gücü’nden Hiçbir Tepki Yok” başlıklı bölümünde ise Kasulidis’in, Stewart’la yaptığı telefon görüşmesinde Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün tavrında “sorun olduğuna, ara bölgedeki faaliyetlerine müsamaha göstererek Türklerin planlamalarına yardımcı olduğuna” dikkat çektiğini yazdı.
Ara bölgedeki “sorunların, Barış Gücü’nün Taksim Sahası’ndaki faaliyetlere izin vermesiyle başlamadığı, daha önce de Ledra Palace otel bölgesinde, Dayanışma Evi yakınlarında iki pozisyon değişikliği olduğu savunulan haberde Ay. Demet bölgesinde ara bölge içerisindeki Wayne’s Keep isimli İngiliz mezarlığının Türk bölgesinde olduğunu vurgulamaya yönelik faaliyetler yapıldığı, Akyar’da, Denya ve Avlona’da sürekli ihlaller yapıldığı iddia edildi.
Gazete “kesin olan şudur ki Türkler, küçük adımlarla ve büyük tepkilerle karşılaşmadan yavaş yavaş ara bölge parçalarını ele geçiriyor. İşgal ordusu ilerliyor” ifadelerini de kullandı.