Türk medyasında Türkiye’nin, KKTC’nin tanınması için Kıbrıs meselesini BM Güvenlik Konseyi’ne götürmeye hazırlandığı yolundaki haberlerin Rum yönetiminde rahatsızlık yarattığı bildirildi.
Alithia “Lefkoşa’da Soğukkanlılık ve Rahatsızlık” başlıklı manşet haberinde diplomatik kaynakların, Rusya’dan Ercan’a direkt uçuş başlayacağına dair haberleri örnek göstererek “Türk medyasının gerçekleri yansıtmak ve doğruluk gibi bir ünü olmadığı, kamuoyunun ilgisini başka yöne çekme hedefli olabileceği” kanaatinde olduğunu yazdı. Aynı kaynakların “haberler doğru olsa bile uygun yöntemle, uygun hukuki, siyasi ve diplomatik imkânlarla göğüslenecek bir gelişme olacak” görüşünü paylaştı.
Habere göre Rum yönetiminin “gelişmeleri soğukkanlılıkla takip ettiğini” söyleyen Rum Sözcü Marios Pelekanos gerek KKTC’nin tanınması için Güvenlik Konseyi’ne gidilmesi gerek Rusya’dan Ercan’a direkt uçuşlar konusunda nasıl bir tepki vermek niyetinde olduğu sorulduğunda “tepkimiz uluslararası mercilere başvurmaktan ve diplomatik düzeydeki eylemlerden başkası olamaz” dedi.
“Türkiye’ye askerî anlamda karşı karşıya gelmek” niyetinde olmadıklarını vurgulayan Pelekanos “arzumuz Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızla barış içerisinde birlikte yaşamaktır. Kıbrıs Cumhuriyeti, görevi gereği, toprak bütünlüğünü savunmak için caydırıcılığını güçlendiriyor, iddia edildiği gibi saldırgan düzende değil” ifadelerini kullandı.
Pelekanos politikalarının, Kıbrıs sorununa BM Güvenlik Konseyi kararları temelinde çözüm bulma diyaloğunda ısrar olmaya devam ettiğini de söyledi, Rum yönetiminin tek yanlı ilan ettiği MEB konusunda Türkiye’nin Güney Kıbrıs ile diyaloğa girmesi veya Lahey Uluslararası Mahkemesine başvuru gibi iki seçenek olduğunu savundu.
Fileleftheros, “Cevap Vermeye Hazırlanılıyor… Lefkoşa Türk Meydan Okumalarına Göre Hareketler Planlıyor” başlıklı haberinde gelişmeleri yakından takip eden Rum yönetiminin cevaplarının, Türk tarafının yapacağı eylemlere göre ve bütün diplomatik düzeylerde olacağını yazdı.
Habere göre Pelekanos, “egemenlik haklarını korumak için gerekli önlemleri almak adına” Türkiye’den yapılan her eylemi, haberi ve açıklamayı dikkatle takip ettiğini ve gerekli önlemleri aldığını söyledi
Pelekanos AB ülkelerinin, Türkiye’nin KKTC’nin tanınması eylemleri karşısındaki tavrı sorulduğunda “iki ayrı konu söz konusudur. Tanınma konusunda Güvenlik Konseyi kararları olduğunu görmemiz lazım. Bugün hepimizin gördüğü haberde teyit olmayan bazı ifadeler, bir olasılık var” dedi.
Güvenlik Konseyi’nin daha kısa süre önce BM Barış Gücü’nün görev süresini uzatan yeni bir karar yayımladığını, birkaç ay önce de Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesine dair net bir Başkanlık Açıklaması yaptığını hatırlatan Pelekanos “bazı haberlerde yazılanlara kapılmayalım” ifadesini kullandı.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde kısa süre önce gerçekleşen oylama (Titina Loizidu davası) sorulduğunda ise bazı ülkelerin tavır değiştirebileceğine dair bir endişeleri olduğunu, bunu engellemek için diplomatik düzeyde birçok eylemde bulunduklarını ancak bazı ülkelerin, meselenin siyasi değil hukuki olduğu bakış açısıyla hareket ettiğini söyleyen Pelekanos şunları ekledi:
“4’ücü Hükümetler Arası Başvuruyu açık tuttuk ve bu başvuru ile ilgili bir sonraki tartışmada 4’üncü Hükümetler Arası Başvuru’yu açık tutmayı başarmak için bütün çabamızı buna yoğunlaştırdık.”
Politis, Pelekanos’un açıklamasını “Tribünlere Yönelik Tepkiler” başlığıyla aktardı.
Pelekanos’un dünkü açıklamasının “tribünlere” hitap ettiği görüşünü ortaya koyarak “Kıbrıs sorununun 1974’tekinden daha beter bir çıkmazda olduğunu”, buna rağmen Rum yönetiminin, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’taki Özel Temsilcisi ve Barış Gücü misyon şefi Colin Stewart’ın “iki tarafça kabul edilecek bir formül bulunması seçeneğinin daraldığı ve yakında böyle bir seçenek olmayacağından endişe duyduğu” yönündeki açıklamasını yorumsuz bıraktığını yazdı.
Gazete muhalefetin, özellikle de AKEL’in gelişmeleri farklı okuduğuna dikkat çekerek AKEL Kıbrıs Sorunu sorumlusu Tumazos Çelebis’in dün ASTRA radyosuna yaptığı şu açıklamayı aktardı:
“Müzakereler devam ederken, Crans Montana’ya kadar, Türkiye tehdit etmiyordu ama müzakereler sonlandığında durum değişti. Yapmamız gereken doğru politikalara dönmek. Çünkü bundan sonraki dönem çok kritik.”
-Güney Kıbrıs-Yunanistan askerî düzeydeki savunma işbirliği gözden geçirildi
Alhtia başka bir haberinde 1 Ekim törenlerinde Yunanistan’ı temsil etmek üzere Yunanistan Milli Savunma Bakanı Nikos Panayotopulos’la birlikte 29 Eylül’de Güney Kıbrıs’a giden Yunanistan Milli Savunma Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros’un aynı gün Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) kurmaylığında RMMO Komutanı Korgeneral Dimokritos Zervakis ve Savunma Bakanı Haralambos Petridis ile görüştüğünü yazdı.
Habere göre Floros-Zervakis görüşmesinde Rum-Yunan Ortak Kriz Yönetimi Memorandumu prizması altında Türkiye’nin gerek Doğu Akdeniz gerek Ege’deki davranışları” masaya yatırıldı. Yunan heyete RMMO’nun misyonu, harekât kabiliyetleri ve karşı karşıya bulunduğu meydan okumalar hakkında bilgi verildi. Heyetler arası görüşmelerde de iki tarafın askeri düzeydeki savunma iş birliği gözden geçirildi.