COMMIT Projesi, Mülteci Hakları Derneği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, Voice, Mağusa Gençlik Merkezi, Kuir Kıbrıs Derneği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ve Kıbrıs İnsan Hakları Vakfı’ndan “koronavirüsün bulaştığı, önlemlerin aç bıraktığı bedenlerin ırkı, milleti yoktur” başlığıyla ortak açıklama yapıldı.
Açıklamada, “İnsan hakları temelinde mücadele veren kurumlar olarak bu dönemde alınan önlemler, göz ardı edilen sorunlar ve başta Başbakan olmak üzere bazı yetkililerin yaptığı ayrımcı söylemler karşısında devletin temel görev ve sorumluluklarını hatırlatmayı görev biliyoruz” denildi.
Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve devletin kendi sınırları içinde yaşayan herkesi açlıktan korumak için önlemler alması gerektiği maddesine işaret edilen açıklamada, “Bu zor dönemde oluşturulan kamu politikaları devletin sosyal adalet ve insan hakları bağlamındaki duruşunun önemli bir testi olacaktır” ifadesi yer aldı.
Ortak açıklamada, iç hukukun parçası olan temel insan hakları sözleşmelerinde ayrımcılık yasağının açıkça tanımlandığı ve yasaklandığı ve tanınan hakların kişilerin ırk, doğum yeri, ulusal veya etnik kökeni vb. statüleri fark etmeksizin sağlanacağının belirtildiği vurgulandı; bunlara örnek olarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 14, BM Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi Madde 2, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi Madde 2, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 2 verildi.
“Bizler, içinden geçtiğimiz bu süreçte devlete özellikle ayrımcılık yasağının uluslararası hukuk altında uzun süreden beri kabul edilen ve insan haklarının temelini oluşturan bir ilke olduğunu hatırlatırız” denilen ortak açıklamada, devletin, temel haklara erişimde halihazırda kısıtlı olan dezavantajlı grupların temel haklara erişimleri konusunda acil önlem alması istendi.
Bu önlemlerin kişilerin özellikle barınma hakkı ve sağlık hakkı gibi haklarını koruyacak, bu doğrultuda dezavantajlı grupların bu haklarının ihlal edilmemesi için ilgili hizmetlere tam erişimlerini sağlayacak gerekli tedbirleri içermesi gerektiği kaydedilen açıklamada, sağlık ve barınma hakkının yer aldığı bildirgelere atıfta bulunuldu.
TALEPLER
Devletin kendi veya belli bir ülkenin vatandaşlarının değil, insan olan herkesin insan haklarına saygı duyması gerektiği vurgulanan açıklamada, devletin tüm karar verici organlarına ve özellikle Bakanlar Kurulu’na şu talepler iletildi:
“1-Devlet yetkililerinin, siyasilerin ve kurum ve kuruluş temsilcilerinin ırkçı, yabancı düşmanı ve toplumu ayrıştırıcı söylemlerden bir an önce vazgeçmesi ve hedef aldığı gruplardan kamuoyu önünde özür dilemesi;
2- Faaliyetleri durdurulan işletmelerin çalışanlarına sağlanacağı duyurulan ücret desteğinin dayandırıldığı uyruk temelli ayrımcılıktan bir an önce vazgeçilmesi ve bu desteğin aynı durumdaki tüm çalışanlar için sağlanması;
3- Yukarıda sayılan insan hakları yükümlülükleri çerçevesinde, adamızın kuzey yarısında bulunan, kayıtlı veya kayıtsız, muhaceret statüsü fark etmeksizin tüm insanlara, bu süreçte barınma, gıda, sağlık gibi temel haklarına erişimin sağlaması için, ekonomik destek de dahil, gerekli her türlü önlemin bir an önce planlanması ve hayata geçirilmesi;
4- Sürecin başından beri ayrımcılık yapmaksızın tüm ihtiyaçlı kesimlere insani yardım ulaştırmaya çalışan ve kamu sağlığı için hizmetlerini devam ettiren belediyelerin ekonomik kesintilerle zayıflatılmak yerine desteklenmesi ve güçlendirilmesi;
5- Yalnızca içinde bulunduğumuz süreç dahilinde değil, sistemin işleyişi nedeniyle uzun zamanlardır sömürülen ve ayrımcılığa maruz bırakılan tüm kesimler için kalıcı destek programlarının oluşturulması.”