Bazı siyasi parti, sendika ve sivil toplumdan oluşan 40 örgüt, Din İşleri Başkanlığı önünde eylem yaptı.
Din İşleri Başkanı Başkanı Ahmet Ünsal’ın istifaya çağrıldığı eylemde, farklı kurumların önünde eylemlerin süreceği kaydedildi.
Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı muhalefet milletvekilleri, sendika, sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, “Eşitlikten Vazgeçmiyoruz”, “Emeğimiz, Bedenimiz, Haklarımız Bizimdir”, “Bedenimiz, Emeğimiz, Kimliğimiz, İnancımız Bizimdir, Dokunma”, “Kadın Cinayetlerine Karşı İsyandayız” yazılı pankartlar açıldı.
“Kadınız, Öfkeliyiz, Peşinizdeyiz”, “Ezdirmem Sana Kendimi”, “Kadın Cinayetleri Politiktir” yazılı dövizlerin de taşındığı eylemde, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ı istifaya da çağıran sloganlar atıldı. Polisin güvenlik önlemi aldığı eylemde, eylemciler, kedi maskeleri de taktı.
-Derya
Eylemde ilk sözü CTP Milletvekili ve CTP Kadın Örgütü Başkanı Doğuş Derya aldı. “Ülkenin çok karanlık günlerden geçtiğini” savunan Derya, bir kadın cinayeti haberiyle sarsıldıklarını kaydetti.
“Hükümetin bugüne kadar Sosyal Hizmetlere, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’ne gerekli kaynakları ve personeli ayırmaktan imtina ettiğini” ileri süren Derya, iki haftadır ülkenin sağından, solundan ve özellikle kadınlarından yükselen seslere karşın Din İşleri Başkanı’nın görevden alınmasıyla ilgili tek bir adım atılmadığını söyledi.
Buna karşın direnen örgütler olarak, dayanışma içerisinde eylemliliklerini sürdürdüklerini dile getiren Derya, bundan sonraki süreçte eylemlerinin devam edeceğini söyledi.
-Ortak açıklama
Daha sonra örgütler adına ortak açıklamayı Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Yürütme Kurulu üyesi Mebruke Diren okudu.
Din İşleri Başkanı Ünsal’ın basına yansıyan sözlerinin üzerinden iki hafta geçtiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bu süre içerisinde toplumumuzun çok farklı kesimlerinden yükselen itirazlara ve ‘görevden alınma’ talebine karşılık Bakanlar Kurulu, Ahmet Ünsal ile ilgili soruşturma başlatıldığını duyurmuş ancak daha sonra böyle bir soruşturmanın söz konusu olmadığı aynı kabinenin bir bakanı tarafından açıklanmıştır. Devlet yetkililerinin toplumla dalga geçercesine tutarsız söylemleri, bu konuda bir adım atmaya yetkili olmadıklarının da göstergesidir.”
-“Sessiz kalınması kabul edilebilir değil”
“Ahmet Ünsal’ın, görev ve yetkilerini suiistimal ederek, Anayasa ve Milli Eğitim Yasası başta olmak üzere yasaları yok sayarak, ortaya koyduğu gerici faaliyetleri devam ettirdiği” savunulan açıklamada, buna sessiz kalınmasının kabul edilebilir olmadığı ifade edildi.
“Modern hukuk sistemi, laik anayasal düzen, eşitlikçi toplum anlayışına yönelik din sömürüsü üzerinden yapılan saldırıların ülkeye dayatılan toplum mühendisliğinin bir parçası olduğu” öne sürülen açıklamada, toplumun çağdaş, laik ve demokratik yapısına yönelik saldırılara karşı direnen örgütler ve bireyler olarak, dayatılan muhafazakarlaştırma politikalarına “dur” demek için mücadeleye devam edildiği belirtildi.
Ülkede yaşayan her bir bireyin dili, dini, etnik kökeni, sınıfı, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi dolayısıyla ayrımcılığa maruz kalmadan yaşamasının savunulduğu açıklamada, “Talep ve önerilerimizin hayat bulması için mücadele etmekte kararlıyız” denildi.
Açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
“-Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal derhal görevden alınmalı, anayasal düzenimizi tehdit eden faaliyetlerinden ötürü kendisine verilen istisnai vatandaşlık iptal edilmelidir.
-Eğitim Bakanlığı gereken denetimleri yaparak, çocukların maruz kaldığı istismarı engellemeli ve Milli Eğitim Yasası’na aykırı faaliyet gösteren yapılanmalara müdahale edilmelidir.
-Okullardaki din dersi dersleri, çocukların soyut düşünce yeteneklerinin geliştiği çağda, zorunlu değil seçmeli şekilde müfredata dahil edilmelidir. Daha küçük yaştaki çocuklar için uygulanmamalıdır.
-Din dersi kitapları, farklı din ve inançları içermeli, felsefi ve bilimsel şekilde hazırlanmalıdır. Bu dersler okullarda Sosyoloji ve Felsefe öğretmenleri tarafından verilmelidir.
-İnsan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair dersler müfredata dahil edilmeli, ilkokuldan başlayarak, cinsiyetçi ve ayrımcı ifadeler ders kitaplarımızdan çıkarılmalıdır.
-Hem Vakıflar İdaresi’nin hem de Din İşleri Başkanlığı’nın yapısı ve yasal dayanağı yeniden gözden geçirilerek, devlet eliyle topluma tek bir din ve inanç dayatılmamalıdır.
-Sağlıkta, eğitimde ve sosyal hizmetlerde yaşanan sorunlar ortada iken, Din İşlerine ayrılan bütçenin büyük bir kısmı söz konusu alanlardaki sorunları çözmek için kullanılmalıdır.”
Açıklamanın ardından farklı kurumların önünde aynı taleplerle eylemlerin süreceği kaydedildi ve Din İşleri Başkanlığı önündeki eylem sona erdi.
Eylemciler daha sonra 16 yaşındaki Zehie Helin Reessur’un öldürülmesini “magazinleştirdiği” gerekçesiyle, Kıbrıs Gazetesi önüne yürüyerek, bunu protesto etti. Burada yapılan konuşmalarda kadın cinayetlerinin meşru bir gerekçesi olamayacağı ifade edilerek, Kıbrıs Gazetesi’nin özür dilemesi talep edildi.