100’NCÜ YIL COŞKUSUNA TANIK OLAMADIM!

0
blank

Anadolu Ajansı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı ile ilgili haberinin başlığında “coşku” vurgusu vardı: “Cumhuriyet’in 100’ncü yılı coşku ile kutlanıyor” diye başlık atmışlar…

Haberin ayrıntılarında coşkuyu arıyorsunuz tabii… Anıtkabir’deki tören ön plana çıkmış… Güzel görüntüler var ama insan kendini 10 Kasım Atatürk’ü Anma töreni izlermiş gibi hissediyor. Daha aşağılarda il merkezlerinden fotoğraflar yer alıyor. AA’nın “coşku” dediği bu galiba…

29 Ekim gününün büyük bölümünü Sabiha Gökçen Havaalanında geçirdim… Etrafta bayraklar vardı ama yolculara “farklı bir şeyler oluyor” hissi verecek özel hiçbir şey yoktu!

blank
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı pek çok dünya şehrinde olduğu gibi Türkiye’nin kimi yerlerinde de “coşku” ile kutlandı!
————————————————–

Ben mi kaçırdım bilmiyorum… Biraz olsun arandığımı dikkate alırsanız, kaçırmış olamam; Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı neredeyse törensiz olarak kutlandı. Daha doğru olarak “geçiştirildi” demek gerekir.

Ortada bir coşku varsa kimi yazarların veya kamuoyu önderlerinin, Cumhuriyet’in nasıl bir değer olduğunu ve Türk insanına ne sağladığını anlatma gayretlerindeki coşkudan söz etmek en doğrusu olacak. Bu coşkunun kökenindeki öfkeyi ve endişeyi görmemek de doğru olmaz ama… Türkiye’nin belli başlı aydınları ve bu aydınların etkili olduğu kurumlar, Cumhuriyet’in Türk insanlarını nasıl koruduğunu anlatıp durdular.

Haksız sayılmazlar: Bugün birazcık olsa demokrasi kırıntısı kalmışsa bunun, Cumhuriyet kurucularının çokça eleştirdiğimiz anlayışının, birkaç kez tekrarlanan demokrasiye geçiş çabalarının sonucu olduğu daha iyi anlaşılmış olmalıdır. Bugün veya gelecekte “yeni bir diktatörlük” kurmak hevesinde olanlar, bir diktatörü devirerek yerine geçme şansını bu şekilde kaybettiler. Sıkça yaşadığımız darbelerle oluşan cuntalar 3-5 yıl içinde iktidarı devredecekleri vaadiyle ayakta durabildiler. Biraz da olsa “demokrasi duyarlılığı” var ve diktatörlük hevesleri buna takılıp kalıyor sanırım.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü yılı Avusturalya’dan Amerika’ya kadar pek çok başka ülkede de kutlanıyor zaten… Azerbaycan’daki kutlamaların Türkiye’den daha coşkulu olması ihtimali bile var, üstelik. Dünya, Türkiye’deki Cumhuriyetin kıymetini biliyor sanırım.

Dini esaslara dayalı bir devlet kurma heveslileri artık sokaklarda boy göstermekten çekinmiyorlar ama henüz ciddi bir tehdit değiller… Halife’yi baskı altına alarak dini esasları toplum hayatının esasları haline getirmek gibi bir şansları yok… Yeni halife olma hevesleri de henüz ortaya saçılmış değil… Bugünkü idare değilse bile Cumhuriyet laiktir galiba… Din devleti hevesleri kursaklarında kalıyor…

İşte bütün bunlar, bir avuç aydın insanı Cumhuriyet’e ve Türk devrimlerine daha fazla sarılmaya zorluyor. Kendi hallerine bırakılsalar “yetersiz demokrasi”, “anlamını tam olarak bulamamış laiklik” diyerek Türk devletinin bugünkü halini eleştirecek olan insanlar, “bunu olsun kaybetmeyelim” derdine düşmüşler… Cumhuriyet’in 100’ncü yılını kutlama veya anlamlandırma konusunda en büyük gayreti harcamak da onlara kalmış… Ortada biraz olsun “coşku” varsa o da bu insanların Cumhuriyeti savunma coşkusu olsa gerek!

Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik en büyük tehdit nedir diye sorsalar, çoğu okuyucumuz belki de aynı şeyi söyleyecektir: Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti, Cumhuriyet değerlerine inanmayanların yönetimi altındadır!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz